Bu adammı Ankaradan çıkmış
Eğer bir gün film yapmaya zamanım olursa masamdaki bir kaç projeden biriside aşağıda haberini okuyacağınız görme engelli arkadaşın hayat hikayesi olacaktır.
Kendisi şu an Ankara’da bir çok ailenin ümidi olmuş bir arkadaş.
Ne müneccim ne büyücü ne de hokkabaz ama sonuçta onlar kadar ilgi çekici.
Almanyada az görenlerin öğretmenlik yapabileceğini ispatlamak için hem Türkiyedeki bürokrasiyi hemde Almanları 5 yıl ayakta uyutup sapasağlam öğretmenlik yapmış bir Türk vatandaşıyla karşı karşıyayız.
Hatta Almanyada çizgi hakemliği bile yapmış sporda desem ‘filmin senaryosunda şimdiden başladın herhalde’ dersiniz ama hayalden de öte bir gerçek bu dediğim.
Bir çok habere konu olan Turan Delimehmetoğlu arkadaşımızla ilgili en son Anadolu Ajansından çıkan habere kulak verelim.
Aynı zamanda Egitim Bir Sen Engelliler komisyonu başkanı olan Gazi Üniversitesi (GÜ) öğretim görevlisi Turan Delimehmetoğlu’nun sadece yaptıklarını değil yaptırdıklarını da örneğin ‘kör’ diye eğitilmeyen çocukların 8 punto yazı okuttuğunu görünce ‘Hey Allahım sen nelere kadirsin’ demekten kendimi alamadım.
İşte o haber.
İman varsa imkan vardır diyorlar ya işte inancın açamayacağı kapı yoktura güzel bir örnekle karşı karşıyayız.
Çocukluğundan itibaren yüzde 100 kör raporuna sahip ancak ışık algısı bulunması sebebiyle Almanya’da az görenlere yönelik eğitimini 2 yaşından itibaren almaya başlayan Delimehmetoğlu, üniversite eğitiminin ardından körler okulunda sınıf öğretmenliğinin ardından da Almanya’da beş yıl boyunca görme engeline rağmen öğretmenlik yaptı.
Görme kalıntısı olan çocukların hiç görmeyen çocuklarla aynı eğitimi almamaları gerektiğini vurgulayan Delimehmetoğlu, bu sebeple az görenlere yönelik projelerini hayata geçirmek için Türkiye’ye döndüğünü söyledi. Delimehmetoğlu, Gazi Üniversitesi Özel Eğitim Bölümünde öğretmen adaylarına verdiği derslerde dünyadaki en son eğitim sistemlerini görsel olarak öğrencilere sunduğunu, her yıl mutlaka Avrupa’ya gidip son gelişmeleri yakından takip ettiğini söyledi.
Bugüne kadar 200′den fazla az gören çocuğun erken müdahale eğitimi almasını sağladıklarını ifade eden Delimehmetoğlu, bu çocukların şu anda normal devlet okullarına hiçbir zorluk çekmeden devam edebildiğini vurguladı.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile erken müdahale merkezleri konusunda ortak proje çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Delimehmetoğlu, sosyal medya ağlarını kullanarak internet üzerinden de az gören çocuğu olan ailelere destek verdiklerini anlattı. Delimehmetoğlu, çocukların sadece erken müdahale eğitimi değil aynı zamanda meslek eğitimi almaları için de çalışmalar yaptıklarını söyledi.
-Erken müdahale 2 yaşında başlamalı
Almanya’da görme engellilere 2 yaşından itibaren erken müdahale eğitiminin başlatıldığını aktaran Delimehmetoğlu, böylece kalan görme kalıntılarının en iyi biçimde değerlendirildiğini belirtti.
Görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen kişiye “az gören” denildiğini ifade eden Delimehmetoğlu, dünya üzerinde 280 milyon görme engellinin sadece 39 milyonunun total kör olduğunu söyledi. Delimehmetoğlu, “Ülkemizde yaklaşık olarak 700 bin civarında az gören, totalde ise 800 bin görme engelli olduğu varsayılıyor. Bu durum gösteriyor ki görme engelli olarak tanımlanan az gören bireylerin genel sayıya oranı yüzde 75′tir” dedi.
“Avrupa’da geliştirilen eğitim programları ve destek teknolojileri sayesinde zerre kadar görseniz bile zerreleri görebilirsiniz” diyen Delimehmetoğlu, her çocuk için ayrı, işlevsel görme değerlendirilmesi yapıldığını söyledi.
-Görme kalıntısını işlevselleştiriyorlar
Almanya’daki verilen azgören eğitimlerini Türkiye’de de uygulamaya geçiren Delimehmetoğlu, şöyle konuştu:
“Görme yetersizliği, yanlış eğitim uygulamaları ve her ortamda hiç görmüyor muamelesi yapılması nedeniyle göz fonksiyonları düşük düzeyde hatta neredeyse hiç kullanılmıyor olabilir. Olan görme kalıntısı işlevsel hale getirebilir ve en üst düzeyde görmeden faydalanılabilir. Türkiye’de ‘kör’ denilenlere doğru eğitimle paten kayarak basket oynama öğretilebilir.
Az gören çocuklarla çalışma mesafeleri, punto ve yazı yoğunlukları, ışık ve kontras faktörleri, az gören cihazları ile oryantasyon, mobilite ve rehabilitasyon çalışmaları yapılarak bozulmuş fonksiyonları güçlendirip yeteneklerin geri kazanılması hedefleniyor.”
Uzakdoğu sporları, tekvando ve savunma sanatı uzmanı Delimehmetoğlu, çocukların diğer duyu organlarını geliştirmek için bu sporlardan yararlandıklarını dile getirdi.
-Az görenle hiç görmeyen birbirinden ayrılmalı
Az gören kavramının Türkiye’de görme engelinden bağımsız olarak tanımlanması ve yapılacak düzenlemelerin bu çerçevede yürütülmesini hedeflediklerini belirten Delimehmetoğlu, şunları kaydetti:
“Hedeflenen çalışma sonucunda öğrenmenin temellerinin atıldığı 0-3 yaş döneminde yapılacak çalışmalarla izleme, takip becerisi, ayırt etme, cisimleri algılama, daha uzak mesafeyi görme, ayrıntıları fark etme, benzerlik ve farlılıkları ayırt edebilme gibi olumlu davranışları kazanarak gelişme sağlanarak okul çağı için temel olacak bu çalışmalar çocuğun akademik, sosyal, duygusal, bedensel, zihin ve dil gelişimi alanlarında başarısını arttıracak.
Okul dönemi çocukları, gerekli optik araç gereç takvisiyle “gören yazı” ile eğitimini sürdürebilecek ve günlük yaşamında görme duyusunu kullanarak bağımsız bir birey olmayı başaracak.”
İşte olay bu.
Görenleri bile eğitim zayiatıyla perişan eden eğitim dünyamızda Turan Delimehmetoğlu’nun bu çalışmaları tarihin karanlık döneminde atılmış en parlak zaferlerden birisi olarak karşımızda duruyor.
Gören göz yetmez akılda lazım diyenlere ikisi de yetmez aynı zamanda inanç ve azimde dedirtiyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.