Birkaç kuruş aşırmak
Son yıllarda öyle ya da böyle bir şekilde ünlü olmayı başarabilmiş insanlar kitap çıkartıyor. Kimisi kitabı kendi yazıyor, kimisi bir başkasına yazdırıyor. Ne hikmetse bu tür insanların kitabı da büyük ilgi görüyor. Birçoğunun içerik olarak boş teneke diye adlandırabileceğimiz bu kitaplar, özellik ile genç neslin aşırı ilgisini çekiyor. Hal böyle olunca da o kitaplar çok satanlar listesinde yer alıyor.
Bu kişiler kitapları çok satanlar listesine girince de doğal olaraktan kendilerini başarılı atfediyorlar. Öz güven tazeliyorlar, başarılı bir iş yaptıklarını düşünüyorlar. İnsanlar hiçbir edebi değeri olmayan bu tür kitapları neden alırlar bilmiyorum ama birçoğunun meraktan olduğunu düşünüyorum. Sebebi ne olursa olsun bu tür kitaplara prim yaptırmayı gerçek yazarların emeklerine saygısızlık olarak addediyorum.
İçerik bakımından hiçbir edebi değere sahip olmayan, sadece ego tatmini için çıkarılan bu tarz kitapların çok satanlar listesinde görünce insan üzülmeden edemiyor. Sanki hiç sorunumuz yokmuş gibi birde bu tarz şeyleri popüler kültür adı altında kendi halkımıza pazarlıyoruz. Özellikle genç nesil hiçbir edebi değeri olmayan kitapları okuyarak, kendilerini okur belliyor. Herkes her işi yapmaya kalkınca maalesef sonuç bu oluyor. Kimse sadece bildiği işi yapmıyor. Oyuncu şarkıcı oluyor, şarkıcısı oyuncu, ünlüsü yazar… Ne ararsan hepsi var.
“Mevcut edebiyatımızın tümünün neredeyse yüzde doksanı halkın cebinden bir kaç kuruş aşırmaktan başka hedef gözetmez ve bunu başarmak için yazar, yayıncı ve eleştirmen el birliği edip güçlerini birleştirirler” der Arthur Schopenhauer.
Ne kadar doğrudur tartışılır ama bu kesinlikle bu tarz kitaplar çıkaran kişiler için geçerli. Kitap yazmak bilgi ister, donanım ister, kültür ister, emek ister, yaşanmışlık ister. İster de ister. Senin istemenle olmuyor yani. “Yazar olmak, doktor ya da polis olmak gibi bir ‘meslek seçimi’ değildir. Yazarlıkta seçmekten çok seçilmiş olursun” der Paul Auster. Biz sanırım bunu idrak edemedik. Parayı bulunca her mesleği yapabileceğimizi düşünüyoruz. Bunu da görgüsüzlüğe ve paranın getirdiği cahilliğe bağlıyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.