15 Temmuz 2016’yı 16 Temmuz’a bağlayan karanlık geceyi aydınlatan yiğitler vardı. Bunlardan bazıları –özellikle de şehitler ve gaziler- çok güzel taltif edildi. Ancak bizim kültürümüzde bir “unutma” hastalığı baş göstermiş bulunuyor.  Nitekim kamera önünde göremediğimiz, gazete sayfalarında okuyamadığımız nice kahramanları hızla unutma sürecine girdik. Fetullahçı Terör Örgütü ile Sivil Mücadele Platformu olarak nasıl ki fetullahçı teröristlerin münafıklıklarını unutturmamaya çalışıyor isek; FETÖ ile savaşan cesur yürekleri unutturmamak için de her türlü gayreti gösteriyoruz. Bu minvalde İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa ÇALIŞKAN’ı bu haftaki yazımın konusu yapmak istedim.
İstanbul’a gidelim, o menfur darbe ve işgal girişimin yaşandığı saatlere dönelim. Sayın Mustafa ÇALIŞKAN ile üniformalı bir köpeğin telsiz konuşmasına kulak verelim:
Üniformalı köpek: Anlaşıldı yalancılar. Eğer bütün silahlı kuvvetlerin bünyesinde olmasaydı bu hareket; denizde hücumbotlar, havada uçaklar olmazdı. Kendinizi daha fazla kandırmayın.
Mustafa ÇALIŞKAN: Konuşan kardeşim, sen Türk insanının, Türk polisinin kanını mı akıtacaksın? Arkadaşlar, biz verilen görevi yerine getireceğiz. Hiçbir arkadaşım görevinin başından ayrılmıyor. Türk savaş uçağı, Türk hedefini mi bombalayacak?
Üniformalı köpek: Hayır, belki senin gibi gerizekalılar belki korkar da aklı başına gelir, onu sağlayacak.
Mustafa ÇALIŞKAN: Telsizi meşgul etme. Satılmış köpek, kimin köpeğisin…
Üniformalı köpek: Siz kimin köpeğisiniz? Yahudilerin köpeğisiniz.
Mustafa ÇALIŞKAN: Emniyet güçlerine yönelik olarak, PKK'nın sarkma yapan unsurlarına cevap verir gibi cevap vermeyin, bu insanlara cevap vermeyeceğiz, biz görevimizi yapacağız.
Mustafa ÇALIŞKAN işte böyle kesin bir tavırla vatan müdafaasına girişti. Taş gibi sağlam iradesiyle emrindeki binlerce personele en iyi örnek olurken hem onlara hem de çevresindeki vatan sevdalılarına en ön safta yol gösterdi. Onları en başarılı şekilde sevk ve idare etti. Özellikle de havaalanındaki kulenin işgalci düşman askerlerinden temizlenmesi ve Cumhurbaşkanımızın uçağının emniyet içinde piste inmesi için olağanüstü bir gayret sergiledi. Bir metre önünde şehit düşen polis kardeşlerimizle göz göze gelmenin acısını yaşarken ailesini ya da kendini değil; sadece vatanını düşünüyordu. 
Sayın ÇALIŞKAN ile darbeci köpeğin konuşmasına lütfen tekrar dikkat buyurunuz. Bu konuşma alelade bir konuşma değildir. Darbecilerin gözünün ne kadar döndüğünü, aç sırtlanlar gibi Türk Milleti’ne nasıl saldırdıklarını, nefret ve ihanet bataklığı içinde nasıl emsalsiz bir düşmanlık sergilediklerini görünüz. Bir an için düşünsenize bu üniformalı köpek sürüsü başarılı olsa da Devletimizin yönetimini ele geçirselerdi bu milletin, bu ümmetin, bu ülkenin hâli nice olurdu! NATO’nun hayali gerçekleşseydi de böylesine gözü dönmüş hainler Devletin başına geçseydi; Pensilvanya’daki sümüklü firavun kim bilir ne kafirlik fetvaları verirdi, Amerika’ya kim bilir ne fetvalar düzerdi, vatan evlatlarının katli için kim bilir ne talimatlar döktürürdü… Şöyle bir düşününüz lütfen!
O ibretlik telsiz konuşmasının üzerinde ısrarla durmak istiyorum. Üniformalı köpek diyor ki: “Belki senin gibi gerizekalılar belki korkar da aklı başına gelir!” Amerikan uşağı darbecilerin gasbettiği savaş uçaklarının masum insanları bombalamaması için dile getirilmiş masum bir isteğe verilen cevaptır bu! E ahali, savaş hukuku diye bir şey vardır. Savaş anında masum insanların öldürülmesi savaş suçudur. Hedef ayırt etmeksizin ateş açmak savaş suçudur. Gel gör ki bu gözü dönmüş haydutlar, savaşta bile yapılamayacak kalleşliği, kansızlığı, terbiyesizliği ve küstahlığı yaptılar. Hem de cümledeki şu aşağılamaya, kine, nefrete bakar mısınız? Cemaat memat ayaklarına yıllardır “Türkiye düşmanı” olarak yontulmuş kerestelerin bekledikleri o büyük fırsat gününe erişmenin verdiği şeytani haz ile ağızlarından dökülen ihanet kelimeleri… “Gerizekalı diye hitap ettikleri Türk polisi korksun” diye başlarına bomba yağdırmak..! Nitekim Ankara’da da elli tane özel harekat polisini bombalayarak şehit eden vicdansız köpek sürüsü…
Acaba kim gerizekalı diye sormadan geçmek istemiyor insan! Pensilvanya’daki ilkokul mezunu CIA ajanı münafığa tapınmak değil midir gerizekalılık? Ambleminde kocaman haç olan NATO’nun kafir generallerinden aldığı emirle Türk Milleti’ni bombalamak değil midir gerizekalılık? Vatan müdafaası için göğsünü kurşunlara siper eden Türk polisine “yahudi köpeği” demek değil midir gerizekalılık?
Bir de şu geldi aklıma: Darbenin hemen ertesi gününde Mersin’de gözaltına alınan bir amiral vardı. Herifin yüzündeki müstehzi sırıtış ve tuhaf yürüyüş tarzı, onu televizyonda gören herkesin dikkatini çekmiş; eleman alay konusu olmuştu. Mahpus damında da bu şekilde yürüyorsa vay onun hâline! İşte bu herifin alaycı tutumunu Sayın Mustafa ÇALIŞKAN’ın telsizde konuştuğu darbeci köpeğe çok benzetiyorum. Belli ki hepsi aynı Amerikan fabrikasının üretimi.
Sayın Mustafa ÇALIŞKAN, bundan sonra da asla yalnız yürümeyeceksiniz. Kolay unutma hastalığından muzdarip bu milletin sizin gibi kahramanları unutmasına izin vermeyeceğiz. Sizin gibilerin unutulmaya yüz tutması, 15 Temmuz’un unutulmaya yüz tutması demektir ki oda facia olur. Zira donlarıyla teslim aldığımız darbeci özel kuvvet askerleri gibi nicelerinin rövanş için fırsat kolladığını, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin fettoşçu yezitlerden henüz tam manasıyla temizlenemediğini biliyoruz. Ancak FETÖ’nün hiçbir uyuyan hücresine göz açtırmayacağız. Gözünü açanın gözünü oyacağız. İstedikleri kadar ABD’de korunup kollansınlar, istedikleri kadar CIA’in Makedonya’daki gizli çiftliklerinde suikast eğitimi alsınlar, istedikleri kadar PKK’lıların yatak arkadaşı olsunlar… Vız gelir, vız gider…
Sayın Mustafa ÇALIŞKAN ve silah arkadaşları, biz, hepimiz kader arkadaşıyız. Zafere de, şehadete de, mücadeleye de, mücahedeye de ortağız. Günaha da, sevaba da ortağız. Devletimizin vatan hainlerine karşı sürdürdüğü ülkesel ve küresel savaşta aslı ardına bakmayan neferleriz. Bu samimi duygularla sizleri Türk Milleti adına saygıyla selamlıyorum. Allah sizi ve sizin gibileri başımızdan eksik etmesin.