İçinde yaşadığımız dijital çağ, pek çok alan gibi medyada da dönüşüm ve gelişimi hızlandırdı.

Bu süreçte “sosyal medya” diye yeni bir mecranın doğup büyümesiyle, habercilikte yazılı ve görsel medyanın ağırlığı düşmeye başladı.

“Sosyal medya” baskısının yanı sıra zaten tirajlarında düşüş yaşayan gazeteler internet haberciliğine geçmek durumundaydılar. Televizyon kanalları da ekran seyircisiyle yetinemezdi, dijitalden de izletmeliydi yayınlarını.

Hakeza; yazılı ve görsel medyanın tek gelir kalemi olan “reklam” da dijitale kayıyordu.

Ayakta kalmanın tek yolu, dijitale dönüşüm sürecine uyum sağlamaktı.

Ulusal gazete ve televizyonların büyük bir bölümü bu yolda önemli adımlar attı ve internet trafiklerini iyi bir noktaya getirdi. Bugün tek gelir kalemleri resmi ilanlar ve özel reklamlar değil, Google Reklamları’ndan da kazanıyorlar.

Peki ya yerel medya; yerel gazeteler ve televizyonlar?..

İşte orada sorun var…

Çok büyük bir kısmı dijital çağın çarkları arasında ufalanıp, kaybolup gitmek üzereyken, Basın İlan Kurumu yetişti imdatlarına.

Basın İlan Kurumu, çağın gereklerini öngörerek yıllar önce başlattığı “dijitale dönüş süreci” ile yerel medyaya hayatta kalabilme fırsatı sundu.

Gazetelerin internet sitelerine resmi ilan yayınlama hakkı tanınmasından söz ediyorum.

Resmi ilan yayınlama hakkı bulunan gazetelerin internet sitelerine “kadro” ve “trafik” koşullarını sağlamaları halinde bekleme süresi aranmaksızın resmi ilan yayınlama hakkı verildi.

Örneğin Ankara’da; aralarında Gazete İlksayfa’nın da olduğu resmi ilan yayınlama hakkı bulunan gazetelerin internet siteleri, “en az 12 personel istihdam etme” ve “günlük en az 30 bin ziyaretçi sağlama” koşullarını yerine getirmek zorunda, resmi ilan yayınlayabilmeleri için.

Basın İlan Kurumu, yerine getirilmesi gereken “günlük ziyaretçi” şartında ilk 6 ay için muafiyet de sağlayarak, ekstra kolaylık getirdi internet sitelerine.

Bu internet siteleri 1 Nisan’dan bu yana “trafik şartı” aranmaksızın resmi ilan pastasından paylarını tastamam alıyorlar; kriterleri sağlayan da alıyor sağlamayan da.

Resmi ilan yayınının ilk 6 ayında “trafik şartının aranmaması” çalışana ceza, yatana ödül olmuştur bana göre.

Yeni süreçle birlikte internet sitesi için yepyeni kadro oluşturup, istihdama katkı sağlayan… Özelde bölgesi, genelde tüm ülke ve dünya gündemiyle ilgili özgün içerik üreten… Gece gündüz çalışıp ziyaretçi sayısını katbekat artıran internet sitelerinin Basın İlan Kurumu’ndan beklentisi; biran önce haksız kazancın önüne geçmesidir.

***

Basın İlan Kurumu iyi niyetle yumuşak bir geçiş fırsatı sunarken, kimi internet siteleri dinazorluk peşinde!..

30 Eylül’de dolacak sürenin uzatılmasını, kriterlerin gevşetilmesini bekleyen internet sitesi patronu olduğunu duyuyorum.

Kadro şartını “çalışıyormuş gibi göstererek” yerine getiren(!), sağlayamadıkları “trafik” kriterini de kaçak-göçek ziyaretçiyle aşmaya çalışan patronlar olduğunu işitiyorum.

Ve bunları son derece fütursuzca yaptıkları yönünde iddialar geliyor kulağıma.

Ümit ediyorum gerçek dışıdır tüm bunlar.

Doğru ise yazık ki ne yazık…

Bu patronlar “resmi ilan hakkı”nı sonsuza kadar sürmesi gereken bir “imtiyaz” olarak görüyor olmalılar.

Utanmasalar açık açık “Yükümlülük mükümlülük bilmeyiz, ilan her koşulda bizim hakkımız” diyeceklerdir de…

Basın İlan Kurumu Genel Müdürü Sayın Cavit Erkılınç’ın “Resmi ilan yayımını sonsuza kadar verilmiş, atadan miras kalmış bir hak gibi görenler var” sözüyle işaret ettiği bu patronlara acilen dur denilmelidir.

Basın İlan Kurumu, uzun bir süredir özellikle yerel gazetelere dijitale yönelmeleri için destek veriyor. Kurum yetkilileri il il dolaşıp eğitim ve bilgilendirme toplantıları yaptı. Görüşlerini aldı. Yasal düzenlemeler ardından yapıldı. Son derece objektif kriterler getirildi. Ve geçiş süreci sorunsuz sağlandı. Yiğidi öldür hakkını yeme! Basın İlan Kurumu ve Genel Müdürü Sayın Cavit Erkılınç daha ne yapsın?..

Akşamdan sabaha geçilmiş bir süreç yok ortada. Bağıra bağıra gelen bu süreç için hiçbir hazırlık yapmayan, bir kuruşluk dahi yatırıma gitmeyen, teknik ve personel alt yapısını güçlendirmeyen ve haliyle kriterleri yerine getiremeyen internet sitesi patronlarının 30 Eylül’den sonra daha net açığa çıkacak olan “sızlanma” ve “imtiyaz taleplerine” asla itimat edilmemelidir.

Sayın Cavit Erkılınç’ın ifadesiyle “ziyaretçisi olmayan, haber üretmeyen, nitelik sorunu yaşayan internet haber siteleri” için yasal yükümlülükler neyi gerektiriyorsa derhal yapılmalıdır.

30 Eylül beklenmemelidir…

Ne kadar erken gerekli denetimler gerçekleştirilerek, yükümlülükleri sağlayan-sağlamayan tespit edilir ve gereği yapılırsa o kadar hak gaspının önüne geçilmiş olur.