Başa Mı Sardık?
Corona (Korona) virüsü hayvanlar arasında yaygın olan büyük bir virüs grubudur.
Koronavirüsler, Coronaviridae ailesi içinde bulunurlar. Başlıca dört türde sınıflandırılırlar. Bunlar: Alfa, Beta, Gama ve Delta koronavirüslerdir. İnsan, yarasa, domuz, kedi, köpek, kemirgen ve kanatlılarda bulunabilmektedirler. (evcil ve yabani hayvanlarda). İnsanlarda koronavirüsün neden olduğu hastalık spektrumu basit soğuk algınlığından ağır akut solunum sendromuna (Severe Acute Respiratory Syndrome, SARS) kadar değişkenlik gösterebilmektedir. İnsan ve hayvanlarda çeşitli derecelerde respiratuar, enterik, hepatik, nefrotik ve nörolojik tutumlarda seyreden klinik tablolara neden olabilmektedir. Covid-19 virüsü, SARS-CoV ve MERS-CoV’unda içine bulunduğu beta-koronavirüs ailesi içinde yer almaktadır.
Corana virüs aramızda dolaşarak kendisine yaşam bulmakta ısrarcı. O yaşamını ilerletirken can kayıplarımız artmaya devam ediyor. İlk günden beri virüsün ciddiyetinin farkına vardık mı tartışılır ama rehavetimizin arttığı yadsınamaz bir gerçek. Onca alınan önlemler, ikazlar, yasaklar, kısıtlamalar virüsü caydırmadı. Hızla yayılmaya devam etti. Belli bir kesim tedbirlere uyarak hijyene, maskeye önem verirken diğer kesim rehaveti sayesinde virüsün gücüne güç kattı. Ne kadar kendimizi korusak da rehavetin hızla yaydığı virüsten güçlü olamadık. Virüsün bulaşma yönelişi belirgin bir şekilde ve belli bir ivmeyle devam etmektedir. Geçtiğimiz haftalarda açıklanan günlük yeni vakaların ortalaması 1.622 idi. İçinde bulunduğumuz haftaya ise 1.700’lü basamaklarda girdik. Pazartesi, salı, çarşamba günleri 1.716, 1.742 ve 1.771 rakamlarını gördük. Vaka sayısı arttıkça ölümlerde beraberinde artış göstermiştir. Bu demektir ki virüsün yayılmaya başladığı ilk aylara geri döndük. Millet olarak bir ilerleme kat edemedik. Ne hijyene uyduk ne mesafeye. Maskeyi de cezası var diye takar olduk. Senin kapıldığın rehavet yüzünden doktorlar, hemşireler virüse karşı verdiği savaşta yenik düştü. Ne olurdu evinde durup tedbirlere uysaydın. Belki şuan çoktan aşmıştık bu kritik günlerimizi. Aşılacak engeller birlikte olmalı. Bireysel ilerleme hiçbir yol kat etmez. Sana söylenilen tedbirlere uyman isteniyorsa üzerine düşeni yapmalısın. Yapılmazsa eğer bunlar iyi günlerimiz demeye de başlarız.
Virüsün baş gösterdiği mart ayından bu yana dalgalanmalar yaşadık. Bir arttı bir azaldı. Pandemi dönemine girdiğimizde azalmalar olmasına karşın çıktıktan sonra artışlar başladı. Sürekli kurallarla mı yaşamalıyız. Kısıtlamalar, yasaklar mı olmalı. Neden kendi üzerine düşen görevinle virüse karşı durmuyoruz. İlla bir ceza, kısıtlama bekliyoruz. Sadece bunla kalsa tatillere gittik, düğünler yaptık, halaylar çektik, ev gezmelerine başladık. Bunlar başlayınca adeta virüs siz gezerseniz ben de gezerim der gibi cirit attı. Bunları biz yaptık. Kimseye suç bulamayız. Ama suçlu aramakta da üstümüze yok ne yazık ki. Suçlular sağlık çalışanları gibi onlara şiddete koştuk, maskeni tak diyene şiddet, mesafe diyene şiddet, uzak dur diyene şiddet, beri gel diyene şiddet. Galiba en iyi yaptığımız şey şiddete koşmamızdı.
Umarız artık bilincine varıp virüsün ülkemizden gittiği günleri tez zamanda yaşarız. Sağlıkla kalın...