BANDROL YASAĞINDAN ACILI AİLELERE
Bu hafta klasik bir Ankara bürokrasisi beceriksizliğinden bahsedecektim.
Hükümetin Risale-i Nurlar’a uyguladığı bandrol yasağından.
Sebebi alttaki bürokrasinin risk almak istemeyen düz mantığıdır.
Hükümet neden bu yasağı film gibi izliyor anlamış değilim.
Bir yandan Risale-i Nuru Diyanete bastırıp Bitlis İHL’ye Said Nursi adını verdireceksin bir yandan da tam bir şaşkolozluk örneği olarak paralelcilerin sadeleştirdiği Risale-i Nurların basımını engellemek için tüm Risale-i Nurların basımını durduracaksın.
Bu fetullahçıların özel okulları var öyleyse tüm özel okulları kapatalım düşüncesi gibi komik bir tavır ama bu deli saçması durum Risale-i Nurların basımı konusunda maalesef gerçekleşmiş durumda.
Ramazan ayı geliyor.
Risale-i Nurlara bandrol yasağı ayıbını hemen ortadan kaldırın.
Bu konuyu ilerki haftalara bırakıp gündemdeki bir diğer konuya gelelim.
Çarşamba günü çocukları PKK tarafından kaçırıldığı için Diyarbakırda eylem yapan anne ve babalar Ankaraya geldi.
Diyarbakırdaki eylemden sonra birde Ankarada seslerini duyurmak istediler.
Bizde Eğitim Bir Sen ve Memur Sen olarak bu acılı insanlara gün boyu rehberlik yaptık.
Benim için KESK ya da Kamu Sen’de rehberlik yapabilirdi hiç farketmez.
Neticede insani bir durum var ortada.
Hiç kimse hiçbir yere çekmesin bu acı durumu.
Bugün Perşembe itibariyle MHP ve eski adıyla BDP ile devam edecek.
Herkesle görüşülerek dertlerinin siyasi değil insani olduğu vurgulanacak.
Çarşamba günü Memur-Sen İl Başkanı Mustafa Kır başta olmak üzere STK’lar olarak kendilerini karşılayıp Memur Sen genel merkezine götürdük.
Doğrusu bu kadar duygusal bir basın toplantısı beklemiyordum.
Basın toplantısında gözyaşları sel oldu.
İnsanım diyen bir insanın dayanabileceği bir manzara değildi.
Çocukları kaçıran ya da kandıran PKK ve onun siyasi uzantısı BDP bu acılı ailelere hiç merhamet etmediği için onlarda çözümü Ankara’da bulmak için geldiler.
Memur Sen’den sonra Ak Parti genel merkezine ve köşke gittik.
Başbakan Ve Cumhurbaşkanıyla görüşmeler verimli geçti.
Başbakan bizzat kendisi tek tek anne ve babaların anlattıklarını not aldı ayrıntılı sorular sordu.
Cumhurbaşkanı da söz alan herkesi dinledi.
İkindi vakti CHP’yle de Mecliste bir görüşme yapıldı.
O görüşmede verimli geçti.
Özellikle acılı aileler konunun siyasi istismara açık olduğunu bildikleri için bunu her ziyaret ettikleri yerde belirterek ‘İdeolojik ve siyasi bir bağlantıyla değil, herhangi bir manipülasyonun malzemesi olmak için değil sadece bir anne ve baba olarak buradayız ve çocuklarımızı istiyoruz’dediler.
Buradan BDP yetkililerine sesleniyorum. Halkın bir kısmının değil tüm Türkiyenin gözünde meşruiyyetinizi sağlayacak husus bu acıya son verecek somut adımlar attırıp çocukları ailelerine kavuşturmanızdır. Hatta kendisinin yanınızda kalmayı istediğini iddia ettiğiniz çocukları bile yaşları kaç olursa olsun ailelerin yanına göndermenizdir.
İnsanlık bunu emreder.
İnşallah bu acılı ailelerin evlatlarını PKK bir an önce bırakır da Ramazanda çifte bayram yaşar aileler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.