Gönüllerin merkezi ilk kıblemiz, ümmetin ortak değeri, en büyük emanet, Müslümanın onuru, gururu vazgeçilmezi. Ümmetin haremi. 
Mekanı cennet Abdülhamit Han atamız, Kudüs ve Mescid-i Aksa için; “Mekke Allah’ın haremidir. Medine Resulullah’ın haremidir. Kudüs müminlerin haremidir. Allah ve Resulü haremine sahip çıkar, korur. Peki biz haremimize sahip çıkabilecek miyiz? Kudüs’ü koruyabilecek miyiz? Biz var olduğumuz müddetçe, Kudüs düşmeyecektir” demiştir.
Kılavuzumuz rehberimiz bize vahyi, Kuran’ı getiren Allah’ın elçisi, resulü Peygamberimizin en büyük emaneti Mescid-i Aksa. En büyük medeniyetin kurucuları dünyaya adaleti, huzuru getiren ilahi kelimetullah için canım bin defa feda diye şehadete düğüne gider gibi giden dedelerimiz, büyük Osmanlı. Sen gittin parçalandık. Haçlılar, Siyonistler yetmiyormuş gibi içimizden devamlı Lawrenceler yetişip parçalanmamızı, yok olmamızı, fitne sokarak vahdetimize, birliğimize dinamit koydular. 
Ümmet Osmanlı’nın yokluğunda kana bulandı. Huzur getirenler paramparça edildi. Can davasına yokluktan fukaralıktan perişan edildiler. O da yetmiyormuş gibi servetler üzerinde yaşadıkları halde zalimler tarafından sömürüldüler. Ne oluyor dendiğinde ya bir birine katlettirdiler ya da kendileri köleleştirdiler. Zalimler zulümlerinden gözyaşı ve kandan başka bir şey vermediler. Mazlumlar inim inim inlerken onlar en acımasız sömürülerine, kan içmeye devam ettiler. 
Tarihe zulüm, sömürü, acı, işkence, gözyaşı ve çığlıklardan başka bir şey yapmadınız. Tarihe kara bir leke olarak yazıldınız ve öyle kalacaksınız. 
Filistinli eğer atlı polislerin, tankların, otomatik silahlı polislerin üzerine yürüyor, anasının, babasının, kardeşlerinin arkadaşlarının, Kudüs’ün hesabını sormak için sonu şehadet olan dik duruşu geleceğe ümidi Allah’ına gönül bağı. Geleceğin ümmetin olacağının en büyük belgesi. 
Gaz bombaları tekmeler silah sesleri… Her şeye rağmen silahlara taş atan tekbir getiren Filistinliler, Türk bayrağını görünce gözyaşları ile hep birden tekbirler getirerek bayrağı öpüyor. Bir gün kazanacaklarına inanıyorlar.  
O canlar zafere kilitlenmiş, babasız anasız olsalar da evleri yurtları mescitleri yıkılsa da İsrailliler tarafından işkenceler zindanlara ölüme mahkum edilseler de can bir tarafa Mescid-i Aksa bir tarafa. O peygamberimin emaneti, ilk kıblem deyip şerefli direnişini her türlü zulme rağmen zafere olan inancı tam olarak devam ediyor. O Filistinli boynu bükük değil, dimdik ayakta. Zafere koşuyor. 
Filistinli; çünkü zalimlere karşı Osmanlı’nın torunları. O, öptüğüm koynunda sakladığım bayrağın sahipleri. Mazlumların fakir, gurabanın, çaresizlerin sahipleri. Başkomutanımız ve Türkler, Müslümanlar, ümmet şimdi dualarıyla yardımlarıyla yanımızda. Allah’ımda şah damarımdan da yakın olduktan sonra zalimlerin neyi olursa olsun inanan bizler üstünüz. Eninde sonunda zafer bizimdir. Bugün yeni çağın kapısının kilidine ilk anahtarın takıldığı tarihi günün kararı “Doğu Kudüs Filistin Devletinin başkentidir” 
Dünyaya haykırılan, yüzyılın en anlamlı, en büyük kararlılığı. Kudüs ilk kıblemiz. Hep birlikte yürekten imanla haykırıyoruz, Kudüs Filistin’in başkentidir.
Kudüs, üç semavi dinin kutsal şehridir. Kudüs dünya barışının, huzurunun da merkezi olmalı.
Kudüs’ün sızısını yüreğinde hisseden ülke Türkiye’dir.
İslam ülkeleri arasında bir birlik kurmalı. Vatikan ve Patrikhaneden de gerekirse temsilciler olmalı. Ortak yönetim ile birlikte fonu olmalıdır. İhtiyaçlarını, güvenliğini sağlamalı. Dünya barışına, huzuruna projeler üretip hep birlikte insanlığın kurtuluşuna, Kudüs’ün bağımsızlığına vesile olmalıdır.
Yaşasın bağımsız Kudüs.
Dua ve gayretle.