Asrın Yesevisi: Seyyid Ahmet Arvasi
Soyu iki cihan serveri efendimiz Hz. Muhammed’e kadar dayanan Seyyid Ahmet Arvasi ailesinin Anadolu’ya gelişini böyle anlatmıştır: “Ailem “Arvasî” adı ile bilinir. 650 yıldan beri Anadolu’da yaşar. Orhan Gazi ile tanışan ve Anadolu'ya ilk gelen ceddim Hacı Kasım-ı Bağdâdî adında bir zattır. Onun oğullarından biri Van Gölünün güneyinde (Arvas köyünde) yerleşmiştir. Biz ondan türemiş ve çoğalmışız. Çok geniş ve köklü bir aileyiz. Şanlı Peygambere “ümmet” olmak nimetlerin en büyüğü iken, bir de “evlat” olmakla şereflenmişiz.”
Seyyid Ahmet Arvasi, aslen Arap soylu bir seyitti ama Türk milliyetçiliğinin sosyolojik, ideolojik ve felsefi temellerini inceleyebilecek kadar entelektüel, bu esaslardan taviz vermeyecek kadar gerçek bir dava adamıydı. Arvasi hocanın hayatı; Türk gençliğine Türk İslam ülküsünü aşılamayı hedef edinmiş yerine göre bir sosyolog, bir eğitimci, bir filozof yahut bir mütefekkir gibi davranan inanmış bir adamın, ülküsü uğruna türlü cefalar çekmiş bir ülkücünün hayatıdır.
“Hayretle gördüm ki, bu ülkede Türk kelimesinden ürkenler var. Yine hayretle gördüm ki, bu ülkede İslam kelimesinden ürkenler var. Ve yine ürpererek gördüm ki, bu ülkede Türk ve İslam kelimelerinin yan yana gelmesinden dehşete kapılan kişi ve çevreler var.”
Arvasi hoca; Aras, Yeni Düşünce, Yeni İstanbul, Devlet, Ülkü-Bir, Genç Arkadaş, Hasret, Her Gün, Nizam-ı Alem gibi birçok dergi ve gazetede yazdı. Dergilerin, gazetelerin adı değişse de kendisinin vazifesi aynıydı: peygamber nesliyle Oğuz’un nesli arasında köprü olmak. Hayatını Oğuz çocuklarına ilayi kelimetullah davasını, Türk İslam ülküsünü anlatmakla geçirdi. Arvasi hocanın deyimiyle “Türk ve İslam kelimelerinin yan yana gelmesinden dehşete kapılan kişi ve çevreler” 1980 darbesinden sonra diğer ülkücülerle beraber Arvasi hocaya da olmadık zulümleri reva gördüler. 4 ay Mamak Cezaevi’nde kaldıktan sonra ilk mahkemede beraat etti. Cezaevinden çıktıktan sonra da yazılarına devam etti. 56 yaşındayken, Erenköy’deki evinde “Kişi yaşadığı hâl üzere ölür ve öldüğü hâl üzere haşrolunur.” hadisi Arvasi hocanın şahsında tecelli etti ve Arvasi hoca daktilosu başında ruhunu teslim etti. Ruhu şad, mekânı cennet olsun.