ASM işleten doktor sağlık hizmeti verebilir mi?
Ülkemizde her vatandaşın bir Aile Hekimi vardır.
İkametimize en yakın Aile Sağlığı Merkezi’ne (ASM); orada görev yapan bir doktora kayıtlıyızdır.
Buralarda vatandaşlara koruyucu sağlık hizmetleri ile birinci basamak teşhis, tedavi ve rehabilite edici sağlık hizmetleri sunulur.
Benim burada asıl üzerinde durmak istediğim husus, Aile Sağlığı Merkezleri’nin kira ücretleri başta olmak üzere tüm masrafının orada görev yapan hekimler tarafından karşılanıyor olmasıdır.
Evet yanlış duymadınız: Aile hekimleri görev yaptıkları ASM’nin tüm masraflarını kendileri karşılarlar. ASM’ler orada görev yapan aile hekimleri tarafından kurulmuştur, kurulumunda gerekli tüm masraflar ile devam eden masrafları o aile hekimleri tarafından karşılanmaktadır.
Aile Hekimliği Kanunu’nun 4. maddesine göre, Hazine, belediye veya il özel idaresine ait taşınmazlardan aile sağlığı merkezi olarak kullanılması uygun görülenler, Maliye Bakanlığı, belediye veya il özel idarelerince bu amaçla kullanılmak üzere doğrudan aile hekimine kiraya verilebilir.
Aile Hekimliği Uygulama Yönetmeliği’ne göre de, ASM faaliyeti için gerekli tadilat, tamirat, iç dekorasyon gibi kurulum maliyetleri ile mobilya, tıbbi malzeme ve ekipman, sarf malzemeleri, abonelik giderleri, personel giderleri gibi maliyetler ASM’de faaliyet gösteren aile hekimleri tarafından karşılanır.
Aile hekimleri, yürüttükleri faaliyet karşılığında aylık sabit ve net ücrete ek olarak cari gider ödeneği alırlar.
Bu ödeneğin miktarı, ASM’nin A, B ya da C sınıfı olmasına göre değişir. Cari gider ödeneği, aile hekimlerinin ASM’nin kuruluşu için katlandıkları tadilat, tamirat, bakım, yakıt, demirbaş, mobilya ve mefruşat, temizlik, yiyecek-içecek, tıbbi malzeme ve ekipman, abonelik ücretleri, kira ücreti, personel giderleri, tıbbi sarf malzemeleri, kırtasiye harcamaları gibi masrafları karşılayabilmeleri için verilir.
Aile hekimleri sözleşmeli olarak görev yaparlar. İhtiyari şekilde yer değiştirebilirler. Kira sözleşmesinin bitmesi, yeni kira dönemi için şartlarda anlaşılamaması veya başka çeşitli nedenlerden ötürü, faaliyet gösterdikleri ASM’den ayrılıp, yeni bir ASM kurmaları veya halihazırda kurulu bir ASM’de başka bir kiralamayla görev almaya başlamaları mümkündür.
Yaklaşık 20 yıldır uygulanan bu modelin iyi güzel taraftarı olduğu gibi olumsuz sonuçlar doğuran kısımları da yok değil.
Mesela taşınmazın kira işi…
Hekimler kira ödemekle uğraşırlar. Taşınmazın sahibi devlet olsun, özel şahıs olsun, belli aralıklarla zam pazarlığına tutuşmak zorundadırlar. Ve kira sözleşmeleri özel hukuk hükümlerine tabidir. Taşınmaz sahibi ne diyorsa o gibi bir durumla karşı karşıyadırlar.
ASM’lerin yine elektrik, doğalgaz, sarf malzemeleri, temizlik, demirbaş ve personel giderleri hekimler tarafından ödenir.
Hekimler bu harcamalar için devletten cari gider ödemesi alırlar, tamam.
Ancak…
Devlet hekimlere cari gider ödemelerini TÜİK verileri üzerinden yaparken, piyasa hiç de öyle olmayabiliyor.
Örneğin kira artış oranları… Devletin son dönemde belirlediği kira artış oranı olan yüzde 25 gerçekte böyle midir?
Devletin mülkiyeti özel bir şahsa ait ASM’nin hekimlerine kira ücreti olarak ödediği örneğin 1000 TL’yi yüzde 25 artırarak 1250 TL olarak ödediğini varsayalım. Hekimler mal sahibine 1250 TL’yi kabul ettirebilirler mi? O mal sahibi yüzde 25 artışa razı gelir mi, yüzde 25 artış mal sahibini kurtarır mı? Bu fiyatlarla ASM’lere taşınmaz bulunur mu?
Daha vahimi, kira artışlarına yüzde 25 sınırı getiren devletin Hazine gayrimenkulünde kiracı olan aile sağlık merkezlerinin kiralarına fahiş zamlar istediği iddialarıdır. Örneğin, daha Aralık 2022’de basına yansıyan olayı hatırlatırsak; Manisa İl Sağlık Müdürlüğü’nün, Aile Sağlığı Merkezinin kirasına yüzde 70 zam yaptığı ileri sürülmüş, fahiş zamma tepki gösteren hekimler “Biz işletmeci değil hekimiz. Hekim hesap kitapla değil hastasıyla uğraşmalı" açıklaması yapmıştır.
Konuyla ilgili olarak Manisa Tabip Odası Başkanı Doktor Hasan Semih Bilgin’in yaptığı açıklama da dikkat çekicidir:
“Sağlık Bakanlığı ASM’lere cari gider ödemeleri için 2022’de Manisa’da yüzde 25 zam yaptı. Ama asgari ücret, elektrik, doğal gaz ve diğer giderlere gelen zamlar bunu katladı.
ASM’lerde birinci basamak koruyucu sağlık hizmeti vererek kamusal bir iş yapan aile hekimleri bir de hesap kitapla uğraşmak zorunda bırakılıyor. Hekimlerin bu işlerle uğraşmaması için devletin gerekli adımları atması gerekiyor. Hekimler cari ödeme ne olacak, kira, doğal gaz, elektrik zammını, personel ücretini nasıl karşılayacağım diye düşünmemeli. Hekimler bu duruma sıkıştırılırsa bu halk sağlığını ve hekimin sunacağı sağlık hizmetini de olumsuz etkiler.
ASM’lerin yüzde 50’si özel mülkiyette. Orada durum daha vahim. İşyeri sahipleri adeta ASM’lere işletme gibi yaklaşıp fahiş kiralar talep ediyor. Bu kiraları karşılayamayanları da kapı önüne koymakla tehdit ediyorlar…”
***
Velhasıl ASM’lerin giderleri piyasa koşullarında yani gerçek enflasyonun etkisi oranında artarken, cari gider olarak devletten aldıkları miktarlar TÜİK rakamlarında olunca, arada ciddi farklar oluşmaktadır.
Vazifeleri sadece hasta bakmak olması gereken aile hekimleri mesailerinin ne kadarını bu gelir-gider oranlarını denkleştirmek için harcıyorlar acaba?
Hepimiz ev geçindiriyoruz, kimilerimiz kirada oturuyoruz. Maddi yönden ay sonuna getirmek için sürekli bir hesap kitap içindeyiz. Onu yatırdık mı, bunu ödedik mi, şunu aldık mı?.. Bitmek bilmiyor. Aynı durumun aile hekimlerinde ekstradan bir de iş yerleri için geçerli olduğunu göz önünde bulundurduğunuzda, onları daha iyi anlıyoruzdur herhalde.
Tüm bunlar, birinci basamak sağlık hizmetlerinde niteliğe olumsuz yansıyacaktır.
Buraları tercih eden kesimler belli; alt ve orta gelir seviyesinden insanlar.
Nitelikli sağlık hizmeti almaya asıl onların ihtiyacı olduğu düşüncesiyle, aile sağlığı merkezleri sisteminin gözden geçirilmesi gerektiğini vurgulayarak yazımı sonlandırıyorum.
Kalın sağlıcakla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.