Her yıl Aralık ayına girilmesiyle birlikte asgari ücret tartışmaları yeniden alevleniyor. İşçiler ve işverenlerin görüşmeleriyle gündeme alınan asgari ücretin 2020 yılında ne kadar olacağı merak konusu olmuş durumda.

Yapılan görüşmeler sonrasında açıklanacak miktar milyonlarca insanı yakından ilgilendiriyor. Bu nedenle açıklanacak yeni asgari ücretin doyurucu olması bekleniyor. Asgari ücret sonrasında yapılan "zam" oranlarının da düşünülmesiyle beraber yeni tutarın yüksek olması talep ediliyor. Elbette asgari ücret talep edildiği kadar yüksek olmayabilir. Ancak vatandaşın beklentisine az da olsa katkı sağlamak durumunda.

Açlık ve yoksulluk rakamlarının altında kalan tutarın "memnun" etmediği bir gerçek. Ayrıca vatandaşların; "doymuyoruz", "geçinemiyoruz", "kiralar yüksek", "borç çok" gibi eleştirilerinin gölgesinde yapılan görüşmelerin olumlu olması planlanıyor. Ancak evdeki hesap, pazara uymuyor. Her ne kadar vatandaşımız ayağını yorganına göre uzatsa bile yorgan üşütebiliyor. Hayat pahalılığının yanı sıra "ihtiyaç" olduğu sanılan ancak "israf" olduğu bilinen harcamalar vatandaşı zora sokuyor. Asgari ücretin doyurup, doyurmayacağı merak konusu olurken sadece Çalışma Bakanlığının yaptığı görüşmelere değil, vatandaşın harcamasına da bakılmalıdır.

Her vatandaşın kendisine göre harcaması vardır. Ele alınan tutar ile harcanan tutar arasında "çoğu zaman" fark olabiliyor. Bu yüzden asgari ücret üzerinden tepkide bulunan kişilerin olaya kendileri açısından bakmamaları lazım. Yapılan görüşmeler neticesinde güzel bir rakamın açıklanacağını ümit ediyorum. Umarım 2020 asgari ücret doyurucu olacaktır.