Yaz aylarının sıcaklığı ve bir türlü alınmayan önlemlerden dolayı orman yangınları televizyonlarda, gazetelerde ve gidip gördüğümüz hemen, hemen yerde karşımıza çıkmaktadır.

Vatandaşların sadece piknik yap ve kalk düşüncesinden ziyade, piknik yap, ateşin iyice söndüğünden emin ol ve alanı terk et düşüncesine bağlı kalması herkesin yararına olacaktır.

İçip atılan cam şişeler adeta büyüteçle kağıdı yakarcasına tüm ormanı tutuşturduğu gibi, sönmeden atılan sigaranın bir ilçeden fazla alanı kül ettiği gibi gerçeklerin var oluşunu bilmek neden önlem alınmıyor düşüncesini akıllara getiriyor.

İzmir'de meydana gelen yangının şehir merkezinden görünebilir bir şekil alması korkunçtur.

Adeta mahşer yerini andıran o kırmızı alev görüntüleri ve vatandaşların çaresiz bekleyişleri insanın tüylerini ürpertiyor.

Gerçi her ne kadar önlem alınsa bile istenmeden yaşanan olay veya kasıtlı olarak yapılan hemen, her durum en ufak yangından böylesine devasa bir yangına dönüşebilecek niteliktedir.

Bu sebepten Tarım Bakanının İzmir'de yangını kontrol altına alamadık cümlesi durumun kötü olduğunu gözler önüne sermesi gerçeğini kimsenin göz ardı etmemesi gerekir.

Ankara'da olası bir durumda binlerce ağaç, böcek türü ve hayvan türü ekosisteme zarar verecektir. İzmir'de yaşanan olaylardan kendimize ders çıkarmamız gerekmektedir. 

Yaşadığımız Ankara'da bulunan piknik yerleri ve  ormanlık alanlarda kendimize hakim olmamız. Yangına yol açacak sakıncalı durumlardan uzak durmak görevimiz olmalıdır.