Ahmet Aydınsoy

Ahmet Aydınsoy

Annem gibi kokuyorsun öğretmenim !

Annem gibi kokuyorsun öğretmenim !

“Ana Yürekli İnsandır” öğretmen, tüm öğrencilerini şefkatle kucaklayan. Aslında çok şey değildir öğretmenden beklenen. Sadece bir gönüle girmek, bir yüreğe dokunmaktır. İşte bütün mesele bu...

Her şeye “rağmen” sevmek, değer vermek ve bunu öğrenciye hissettirmektir asıl mesele...
İşte onlardan sadece biri bayan Thompson’un hikayesi...

Öğretmenin adı bayan Thompson'du ve 5. sınıf öğrencilerinin önünde ayakta durduğu ilk gün onlara bir yalan söyledi. Çoğu öğretmen gibi, onlara baktı ve hepsini aynı derecede sevdiğini söyledi. Bu mümkün değildi, çünkü orada en önde, sırasına adeta çökmüş gibi oturan küçük bir öğrenci vardı. 

Adı Teddy Stoddard. Bir önceki yıl, bayan Thompson,Teddy'i gözlemiş, onun diğer çocuklarla oynamadığını, giysilerinin kirli ve hep banyo yapması gereken bir halde olduğunu görmüştü. Teddy oldukça mutsuz görünüyordu. 

Çalıştığı okulda bayan Thompson, her öğrencinin geçmişteki kayıtlarını incelemekle görevlendirilmişti ve Teddy'nin bilgilerini en sona bırakmıştı. 

Onun dosyasını incelediğinde şaşırdı. Çünkü birinci sınıf öğretmeni: "Teddy, zeki bir çocuk ve her an gülmeye hazır. 

Ödevlerini düzenli olarak yapıyor ve çok iyi huylu...

Arkadaşları onunla olmaktan mutlu..." diye yazmıştı.

İkinci sınıf öğretmeni: "Mükemmel bir öğrenci, arkadaşları tarafından sevilen, fakat evde annesinin amansız hastalığı onu üzüyor. Sanırım evdeki yaşamı çok zor.." diyordu. Üçüncü sınıf öğretmeni: 

"Annesinin ölümü onun için çok zor oldu. Babası ona yeterince ilgi gösteremiyor. Eğer bir şeyler yapılmazsa evdeki olumsuz yaşam onu etkileyecek.“ diye yazmıştı. Dördüncü sınıf öğretmenine gelince: 

"Teddy içine kapanık, okula hiç ilgi göstermiyor, hiç arkadaşı yok ve bazen sınıfta uyuyor." demişti. 
Şimdi bayan Thompson sorunu çözmüştü ve kendinden utanıyordu. 

Öğrenciler ona güzel kağıtlara sarılmış süslü kurdelelerle paketlenmiş yeni yıl hediyeleri getirdiğinde kendini daha da kötü hissetti. Çünkü Teddy'nin armağanı kaba kahverengi bir kese kağıdına beceriksizce sarılmıştı. Bunu diğer öğrencilerin önünde açmak ona çok acı verdi. Bazı öğrenciler, paketten çıkan sahte taşlardan yapılmış, birkaç taşı düşmüş bileziği ve üçte biri dolu parfüm şişesini görünce gülmeye başladılar. Fakat öğretmen, bileziği koluna takarak ne kadar zarif olduğunu söyledi ve parfümden de birkaç damlayı bileğine damlatarak onların gülmelerini bastırdı. O gün okuldan sonra Teddy öğretmenin yanına gelerek; "Bayan Thompson, bugün hep annem gibi koktunuz" dedi.

Çocuklar gittikten sonra öğretmen yaklaşık bir saat kadar ağladı. O günden sonra da çocuklara okuma, yazma, matematik öğretmekten vaz geçerek onları eğitmeye başladı. Teddy’ye özel bir ilgi gösterdi.

Onunla çalışırken zekasının tekrar canlandığını hissetti. Ona cesaret verdikçe çocuk gelişiyordu. Yılın sonuna dek, Teddy sınıfın en çalışkan öğrencilerinden biri olmuştu. Öğretmenin, hepinizi aynı derecede seviyorum yalanına karşın Teddy, onun en sevdiği öğrenci olmuştu. 

Bir yıl sonra, posta kutusunda bir mektup vardı. Teddy'den geliyordu. Tüm yaşantısındaki en iyi öğretmenin kendisi olduğunu yazıyordu. Ondan yeni bir mektup alana kadar 6 yıl geçmişti. Mektubunda liseyi bitirdiğini ve sınıfındaki üçüncü en iyi öğrenci olduğunu ve bayan Thompson'un halâ hayatında gördüğü en iyi öğretmen olduğunu yazıyordu. Dört yıl sonra, bir mektup daha aldı Teddy'den. O arada zamanın onun için zor olduğunu çünkü üniversitede okuduğunu ve çok iyi dereceyle mezun olmak için çok çaba sarf etmesi gerektiğini yazıyordu. Ve bayan Thompson halâ onun hayatında tanıdığı en iyi öğretmendi. Daha sonra bir mektup daha geldi. Çok iyi bir dereceyle üniversiteden mezun olduğunu ama daha ileriye gitmek istediğini yazıyordu. Ve halâ bayan Thompson onun tanıdığı ve en çok sevdiği öğretmendi. 

Bu kez mektubun altındaki imza biraz daha uzundu. Doktor Theodore F.Stoddard. Bu hikaye burda bitmedi. İlkbaharda bir mektup daha aldı bayan Thompson. Teddy hayatının kızıyla tanıştığını ve evleneceğini yazmıştı. Babasının birkaç yıl önce öldüğünü, bayan 

Thompson'un düğünde damadın anne ve babası için ayrılan yere oturup oturamayacağını soruyordu. Tabii ki oturabilirdi. Tahmin edin ne oldu? 

Bayan Thompson törene giderken özenle sakladığı birkaç taşı düşmüş olan o bileziği taktı, Teddy'nin ona verdiği ve annesi gibi koktuğunu söylediği parfümden sürmeyi de ihmal etmedi. Birbirlerini sevgiyle kucaklarlarken, Teddy, onun kulağına "Bana inandığınız için çok teşekkürler Öğretmenim. Kendimi önemli hissetmemi sağladığınız için ve beni böyle değiştirdiğiniz için..." diye fısıldadı.

Bayan Thompson gözünde yaşlarla ona karşılık verdi: 

"Yanılıyorsun Teddy... Ben değil, sen bana öğrettin. Seninle karşılaşıncaya kadar ben öğretmenliği bilmiyormuşum. ! . 
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
SON YAZILAR