Geçmiş dönemde kendisiyle sosyal medya üzerinden laf dalaşına girdiğim, Ankara Büyükşehir Belediye eski Başkanı Melih Gökçek döneminde yaptırılan ve yaklaşık "kamuoyunun bildiği rakamlara göre" 801 milyon dolara mâl edilen Ankapark'ın son hali içler acısı...

Geçen Pazar günü Ankapark'ın önünden geçtim ve "burası bunu hak etmiyor" biz ne yapıyoruz diye iç geçirmedim değil. Çünkü gerçekten yazık olmuş.

Hatta birkaç hafta önce; Ankapark'ın Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne devredilmesi beklenirken, mahkeme kararı reddetmişti.

Mahkemeden de böyle bir karar çıkınca; "Ankapark yalnızlara" oynamaya devam etti.

Sadece Türkiye'den değil, Dünya genelinden yoğun olarak ziyaretçi çekecek denilen Ankapark bunları hak etmedi.

Hepsinden önce; Ankara bunu hak etmedi... Ankara'nın göbeğinde ve toplam bilinen kadarıyla; uğruna 801 milyon dolar harcanan Ankapark göz göre göre çürüyor.

Bir zamanlar Armada'nın karşısında yer alan Demir Kafes kaderine terk edilmişti. Şimdiler de Ankapark. Belki daha niceleri var ancak göze batanlar bunlar.

Peki Ankapark Amerika'da Olsaydı?

Biz Ankara olarak Ankapark yapacağız dedik ama, Ankapark'ın Amerika veya herhangi bir başka bir ülkede olması durumunda ne olurdu hiç düşündük mü?
Buyurun beraber inceleyelim...

- Universal Studios Hollywood özentisi gibi olurdu. Sabah akşam bakardık.
- Gezi sayfalarında paylaşım rekorları kırar "nasıl gideceğiz" diye iç geçirirdik.
- Keşke Türkiye'de olsa da gitsek derdik.
- Ankapark Türkiye'de olmasaydı. Kesin özenir bir kopyasını yapmaya çalışırdık.

Sonuç mu? Elde var sıfır. Bugün Ankapark'a harcanan para ile Ankara'nın hemen hemen çoğu semtinin altyapı tesisatı güncellenir.

Anayollar ve köprü bağlantılarına değer katılır. Ama biz napıyoruz "halkın parası çürüyor" diye iç geçiyoruz.

Çünkü neden? Proje yaptık diyebilmek için proje yapıyoruz ama proje tutmazsa ne yaparız demiyoruz.

Bir nevi Şampiyonlar Ligi kadrosu kuruyoruz ama, küme düşünce çok şükür diyoruz.

Abdülkerim Solak