Alt yapı iyileştirildi mi?
Yaşamımızı şekillendiren, bireylere kolaylıklar sunan ve şehir hayatının devam ettirilebilmesini sağlayan alt yapı çalışmalarının birçok şehrimizi etkisi altına alan afetlerin oluşumunda yeri nedir?
Alt yapı dediğimiz kavram bireylerin yaşamını kolaylaştırmak, sağlıksız olan yapıları sağlıklı hale getirerek ekonominin işlerliğini sağlamak için gerekli hizmetlerin üretilmesini sağlayarak kamu kurumları tarafından topluma sunulmasıdır. Alt yapı elektrikten suya, kanalizasyondan doğalgaza, peyzaj çalışmalarından çevre donanımlarının sağlanmasına ve ulaşıma kadar birçok konuyu içerisinde barındırmaktadır. Bu başlıkların herhangi birinde oluşan hasarlar, aksaklıklar insan yaşantısını olumsuz yönde etkilenmektedir.
Geçtiğimiz 2 hafta içerisinde ülkemizin çeşitli bölgelerinde kuvvetli sağanak yağışa bağlı olarak sel ve taşkınlar meydana geldi. Birçok vatandaş bu olaylarda gerek maddi gerekse de manevi kayıplar yaşadı. Bazı vatandaşlar ise hayatını kaybetti. Kurumlar bu durumu doğal afet olarak değerlendirse de şehirlerin göle dönmesinin altında yatan etmenleri doğal olarak nitelendirmemiz mümkün değil. Ne yazık ki bizler toplum olarak başımıza gelen her durumu afet olarak değerlendirmekte ısrara ediyor, atılması gereken adımlara kulaklarımızı kapatıyor, bir sorun yaşadığımızda ise ah vah etmekle yetiniyoruz.
Ülkemizde artan nüfus ve kentleşmenin getirdiği yapılaşmayla birlikte artan sert zemin oranları, bölgelerimizin hidrolojik özelliklerini de etkisi altına alıyor. Küresel ısınmanın sonucu olarak da ani ve şiddetli yağışların gerçekleştiğini ve bu sebeple mevcut yapıların yetersiz olmasından kaynaklı olarak su baskınları, taşkınlar ve hatta heyelanların meydana geldiğini biliyoruz. Her sağanak yağış sonrası bu görüntülere şahitlik ediyoruz. Yerel yönetimlerin her afet sonrası “alt yapı iyileştirme” adı altında sundukları çalışmaların yetersiz olduğunu da söylemek mümkün. Sel olma ihtimali yüksek olan bölgelerde planlı ve düzenli aralıklarla yapılmayan her çalışma zamanı geldiğinde gerek toplumu gerekse de yaşamımızı olumsuz yönde etkiliyor.
Anlatmak istediğim aniden köklü bir değişime gidilmesi değil planlı ve programlı sorunların temeline inerek çözümlerin konuşulması ve bu alanlarda yapılacak çalışmalara önem verilmesidir. Sadece kriz anlarında, başımıza gelen herhangi bir afette değil bu afetlerin olabileceğini öngörerek, periyodik zamanlara yayarak alt yapı bakımlarının yapılmasını şarttır. Daha fazla maddi ve manevi hasarlarla karşılaşmamak, yüzleşmemek için yerel yönetimlerin hızlı ve etkili çözümler sunması gereklidir.