Almanya Türkiye ile olan gerginliği neden sıcak tutmaya çalışıyor
Şöyle bir hafızalarımızı yoklayalım. Son yıllarda Almanya ile ne tür gerginlikler yaşadık?
- Alman gazetesi, Die Welt'in Türkiye Muhabiri Deniz Yücelin tutuklanması,
- Türkiye tarafından Almanya'da düzenlenecek olan toplantıların iptali,
- Almanya'nın 2016 Haziranında , 1915 olaylarını soykırım olarak niteleyen tasarıyı kabul etmesi,
- Türkiye tarafından, Alman millet vekillerinin, İncirlik Üssünde bulunan Alman Askerlerini ziyaret etmek istemelerine izin verilmemesi,
- Türkiye'ye yönelik 15 Temmuz İşgal Hareketinden hemen sonra, Almanya'da düzenlenen, "Darbeye Karşı Demokrasi Mitingi" nde, Cumhurbaşkanımıza Video konferans mesajına izin verilmemesi,
--2016 Kasım'ında, HDP Eş Başkanları, Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın tutuklanmasına Almanya'nın tepki göstermesi,
- Can Dündar'ın Almanya tarafından korunup kollanması, Türkiye aleyhtarı faaliyetlerine izin verilmesi,
- Almanya'nın sürekli Türkiye'nin iç işlerine karışma girişimleri,
- Bardağı taşıran olay, Fetöcülerin, korunup kollanması, iltica taleplerinin kabul edilmesi, ikili anlaşmalara rağmen, suçluların yakalanmaması veya yakalamak istenmemeleri.
- Bu ve benzeri olaylar karşısında Türkiye'nin haklı çok sert tepkileri..
Bunları daha da çoğaltabiliriz. Bu gerginlikler, elbette, İslamofobyayı , Türk karşıtlığını ve ırkçılığı da tetiklemektedir.
Peki bu gergin ilişkiler ekonomiyi ne kadar etkiliyor?
Karşılaştırmalı bakarsak, Almanya'nın Rusya'ya ihracatı, 21.7 milyar Euro, Türkiye'ye ihracatı 22.4 milyar Euro. Almanya'nın Rusya'dan ithalatı 29.7 milyar Euro iken, Türkiye'den ithalatı 14.4 milyar Euro...
Türkiye'ye en çok yatırım yapan on ülkeden dokuzu AB üyesi ve Almanya altıncı sırada.
Almanya'dan Türkiye'ye gelen turist sayısı, bütün turist sayısının % 15.5
Bütün bunca gerginlik, baskılar, tehditler , karşılıklı restleşmeler vs. sonucunda, görüldüğü gibi, Almanya- Türkiye ekonomik ilişkileri hiç de çok kötü bir durumda değil.
Peki o zaman Almanya, Türkiye ile olan gerginliğini neden sıcak tutmaya çalışıyor? Bunu sadece, "seçime giderken iç politika malzemesi" olarak kullanma şeklinde açıklamamız ne kadar doğru? Almanya, üç milyona yakın Türk'ü neden karşısına alıyor? Neden Irkçılığı kışkırtan, antidemokratik bir ülke görünümünde olmak istesin? Neden İslamofobyayı tetikliyen ülke konumuna düşerek, İslam Ülkelerine karşı antipatik duruma düşsün? Alman yetkililerinin bunları düşünmemesi, bilmemesi mümkün mü?
Ayrıca neden diğer AB ülkeleri ile Almanya ile yaşadığımız sorunları yaşamıyoruz? Gerginlik yaratma ve sıcak tutma görevi Almanya'ya neden verildi.? Bu görevi kim, neden verdi?
Bu arada Çin Ekonomisine baktığımızda özellikle son yıllarda ihracata dayılı ekonomik kalkınma politikası izlediğini görmekteyiz. En fazla yatırım yapılan ülke konumunda olan Çin, dünyanın dördüncü ekonomisi haline geldi. Gelecek yıllarda çok daha iyi bir konuma geleceğini söylemek için kahin olmaya gerek yok. Şimdi diyeceksiniz ki bunun Türkiye ve Almanya'nın gerginliği ile ne alakası var? Bizim düşüncemize göre,
Tepe deki küresel gücün(Siyonizm) ABD de ki tahtı sarsılmakta, ABD deki hakim güçler üzerindeki etkinliğini yitirmektedir. Bunun için ABD deki gücünü tekrar geri kazanmak istemektedir. Dikkat edilirse Trump ile birlikte sosyal patlamalar yaşanmaya başla,dı. Trump, Irkçılık ve ırkçı söylemlere ya cılız tepkilerle tepki gösterdi, ya da hiç sesini çıkartmadı.
Çin ekonomisi ABD ye kafa tutar hale getirilmektedir. Tepedeki küresel güç, Çin'i hakimiyeti altına alırken, ABD deki eski gücünü de tekrar almaya çalışmaktadır. Yani oyun doğu da Çin üzerinde oynanmaktadır. Yine dikkati çeken bir unsur, din olgusunun Çin de yok denecek kadar az olmasıdır. Almanya'da da din olgusu gün geçtikçe zayıflatılmaktadır.
Tepedeki Küresel Güç, Batı da ise Almanya'nın liderliğini pekiştirmektedir. Bunun içinde Almanya'ya bir düşman lazımdı. Türkiye biçilmiş kaftandı. Türkiye, her yönüyle Almanya ile restleşmeye müsait en uygun ülkeydi. Türkiye, Türk ve İslam Dünyasının lideri konumunda etkili bir güç. Almanya zayıf bir ülke ile değil, güçlü bir ülke ile mücadele etmeliydi ki; " Batı Dünyasının Liderliği"ni pekiştirsin. Bu bir taşla iki kuş vurmak demekti.
Almanya, Batının liderliğini sağlamlaştırırken, Türkiye'ye de liderliğini kabul ettirecekti.
Görünen o ki bu durumu Almanya, seçimden sonrada devam ettirecek.
Çünkü, Türk ve İslam Dünyasının lideri konumunda olan Türkiye'nin bunu kabul etmesi mümkün değildir. Almanya şimdilik baskılarını siyasi yönden ve PKK ya verdiği her türlü destekle sürdürmekte, baskılarını artırarak devam ettireceği sinyallerini de vermekte. Alman yöneticilerinin; "Referandumda "Hayır" verenlerin bizden beklentileri var. Biz bu beklentilere cevap vermek durumundayız" açıklamaları, içişlerimize daha fazla müdahale edeceklerini göstermektedir.
Böyle devam ederse, ilişkiler daha da sertleşecek. Sonuçlarını hep birlikte göreceğiz?
BEYİN FIRTINASI YAPALIM VE ŞU SORUYU KENDİMİZE SORALIM; "SİYASİLERİMİZ VEYA İÇİMİZDEKİ TÜRKİYE DÜŞMANLARI BİZİ ÖNCEDEN ABD YE ŞİKAYET EDERKEN, ŞİMDİ NEDEN ALMANYA'YA ŞİKAYET EDİYORLAR !!??"
TEPEDEKİ KÜRESEL GÜÇ (EMPERYALİZMİN BEYNİ OLAN SİYONİZM) ŞUNU ASLA UNUTMAYIN!!! TÜRKİYE'YE DİZ ÇÖKTÜREMEYECEKSİNİZ!
İsmet TAŞ -- İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.