Bizler artık haber kanalı gezerken, her gün bir yerlerden kapkara haberler gelmesine alıştık. Evet en büyük dertlerimizden biri bu, alışmak. Bir akşam haber spikeri diyor ki Doğu Türkistan'dan yeni gelişme; Çin artık Uygurları yüz ve duygu tanıma sistemi ile 7/24 takip altında tutacak... Birkaç saniye şaşırıp iç geçirdikten sonra gönül rahatlığıyla uyuyabiliriz. Bir son dakika gelişmesi; Filistin'de bir mücahid sokak ortasında İsrail askeri tarafından kafasından vurularak şehid edildi... Biraz beddua ettikten sonra işimizin başına dönebiliriz. Artık; olanı kabul etmiş ve yapacak bir şey yok düşüncesi beynine yerleşmiş bir şekilde kılını kıpırdatmayan bir ümmet olup çıktık. Gözümüzün önünde yine yeniden koskoca bir soydaş devletimiz daha elimizden kayıyor. Kazakistan’da feci günler yaşanıyor. Açık bir şekilde bir iç savaşın fitili ateşleniyor. Eylemler patlak verir vermez sömürgeci ABD ve Rusya yanlarına küçük yeğenleri Ermenistan’ı da alarak orada bitiveriyorlar. Hadi bu akbabalar üşüştüler, onların karakteri bu ama aynı kandan aynı candan Kırgızistan nasıl olurda  oraya asker çıkarma kararı alır. Bir bakıyoruz  Kırgızlar oraya askeri araç gönderirken Rus uçaklarını kullanıyor. Diyecek söz yok yazıklar olsun...

Bugün dünya haritasına açıp baktığımızda zulüm gören yerlerin büyük çoğunluğunun ya Müslüman ya da Türk toplumları olduğunu görüyoruz. Geriye kalan ülkelerin de yeraltı zenginlikleri, yok edilmeye sürüklenmelerinin başlıca sebebi oluyor. Kazakistan'da benzer bir Suriye tablosu var. (Allah sonunu benzetmesin) Kazakistan için, zulüm görülen yerlerde ki en büyük 3 etken de mevcut; hem Müslüman hem Türk olması; hem de yeraltı zenginliği ile Rusların yeni işgal planı yapması için mükemmel bir yer. 

Yazımın başında bahsettiğim gibi yine bizden birine zulüm yapılıyor ve biz akşam bültenini izledikten sonra yine tepkisiz kalıyoruz. Bu, şu anlama gelmez; Aslında zulüm o kadar fazla ki her birinde sokaklara dökülsek eve giremezdik bundan bahsetmiyorum. Sadece bireysel olarak bize yapılana sessiz kalmayalım durumu kabullenip kabuğumuza çekilmeyelim çünkü bunu yaparsak zalimin ekmeğine yağ sürmüş olacağız. Netenyahu yakın zaman önce Kudüs'e polisle girince sabaha kadar Müslümanlardan nasıl cevap gelecek diye telaşla uykusuz sabahlamış ve hiçbir tepki görmeyince yapmakta olduğu zulmü hızlandırmıştır. Bir: zulmü kabullenme, İki: zulmün olduğu yerde tarafsız olma! "Biz biliyoruz ki zulüm ebedi olamaz, kötülük mutlaka hüsrana uğrayacaktır" (Erbakan). Mankurt Tokayev ikinci Esed olmuştur. Sadece Putin'in yanında yüzü gülen, kendi halkına terörist diyen, hatta halkına karşı müdahale için Ruslardan yardım dilenen, bunların hepsinin sonucu olarak acımadan vur emri veren Tokayev tüm mazlumların nezdinde Türklere ihanet etmiştir. Yüce Rabbim tüm dünyadaki mazlumların yardımcısı olsun, onların başına önce Allah korkusu olan bir lider nasip etsin.