Aklı havada, fikri hür...
3 yaşındayken babasını kaybetmiş…
16 yaşındayken ilk kez savaşa katılmış…
20’sinde pilotluk diplomasını almış…
1. Cihan Harbi’nde de vazife yapmış, Kurtuluş Savaşı’nda da…
Yüreği vatan sevgisiyle dolu,
azimli ve hayalperest bir adam…
Onun adı Vecihi Hürkuş (1896 – 1969)
***
Savaş kahramanıdır. 1. Dünya Savaşı’nda da Kurtuluş Savaşı’nda da önemli vazifeler yapmıştır. İstiklâl madalyası verilmiştir… Onun hayalleri cephelerin, savaşların ötesindedir.
Daha 23 yaşında tasarlar ilk uçağını. Sadece pilot değildir. 5 yıl içinde ilk uçağını da monte etmek için hazırdı… 1924’te Yunan uçaklarından geriye kalan malzemeleri kullanarak bir uçak yapar… VECİHİ K-VI… uçuş için izin gereklidir. Ancak ona izin verecek bir kurum yoktur. Çünkü memlekette bu uçağı inceleyecek teknik eleman sayısı sıfırdır…
Vazgeçmez Hürkuş… Sonunda heyetten biri dayanamaz, ‘‘Biz izin veremeyiz Vecihi... Çok güveni-yorsan uç. Bizi de kurtar’’ der.
29 Ocak 1925… Vecihi uçuşu gerçekleştirir. Başarılıdır. Ancak ‘izinsiz’ uçtuğu için kendini de yakar, uçağı da heyeti de… Cezalandırılırlar. Uçağa da el konulur. Bunu üzerine THK’dan ayrılma kararı alır Hürkuş.
Yine de havacılıktan kopamaz. Milli Savunma Bakanlığının Kayseri’de kurduğu uçak fabrikasında çalışmaya başlar. Yine bir ilke imza atar. Ankara – Kayseri arası ilk hava yolu uçuşunu gerçekleştirir. Fabrikadaki çalışmalar umut verse de ödenek verilmez… Fabrika kapatılır.
***
Yine vazgeçmez… THK’daki teknik şubeye geri döner. Uçak tasarlamaya başlar. İlk sivil uçağı yapmak ister. Yıllık iznini uzatarak, İstanbul’a gider. Kadıköy’de bir dükkân kiralar… Dört arkadaşıyla beraber VECİHİ XIV’ün yapımını üç ayda tamamlar orada.
1930’da Fikirtepe’de uçuşunu başarıyla gerçekleştirir. Basın oradadır. Tüm İstanbul, tüm memleket şahittir. Fakat iş sertifika almaya gelince, yine alamaz. Çünkü hâlâ bu sertifikayı verebilecek yetkinlikte bir kurum ve teknik altyapı yoktur. Fakat bu defa hazırlıklıdır. Yardımcısı Hamit Bey ile uçağı parçalarına ayırır. Ayırırken de gözyaşları döker… Uçağın parçaları Prag’a giden bir trene yüklenir. Kendisi de atlar trene. Çekoslovakya’da ‘Yaşasın Türk Tayyareciliği’ pankartlarıyla karşılanır… Vecihi’ye ödüller verilir. Çekler yardımcı olur, üç haftada monte edilir uçak. Test sürüşleri de başarılıdır. Vecihi Hürkuş, kendi yaptığı uçakla uçarak gelir vatanına…
Ancak uçağı yine uçuştan men edilir vatanında… Sadece bakanlığın verdiği uçakla uçabileceği söylenir. Yine alır şapkasını gider Hürkuş…
***
Uçar, uçak yapar ancak yine de gerçek bir uçak mühendisliği eğitimi almamıştır. 37’de Mustafa Kemal, ‘Vecihi’den yararlanmalı’ diyerek Almanya’da Weimar Mühendislik Mektebine gönderir onu. 39’da mezun olur Hürkuş ve ülkesine döner. Uçak mühendisliği ruhsatnamesi almak için bakanlığa başvurur. Reddedilir. Gerekçesi ise, ‘iki yılda mühendis olunmaz’… Uçuş sertifikasını verebilmekten aciz memleket, elindeki tek mühendise burun kıvırmıştır. Danıştay’a gider, uğraşır, didinir ve diplomasını onaylatır. Ancak bu defa kurum onu Van’a atar… Van’da uçabilen tek şey ise, kuşlardır… Yine hüsran, yine istifa…
***
42’de “Vecihi Havada” isimli bir kitap yazar.
1948’de “Kanatlılar” adlı dergiyi yayımlar.
Aklı fikri havadadır.
Havadan zirai ilaçlama, uçakla reklamcılık gibi işlerle ilgilenir.
1954’te ilk Türk sivil hava yolu şirketi olan HÜRKUŞ Hava Yollarını kurar ve maddi imkânsızlıklar yüzünden 65 yılında kapatmak zorunda kalır.
Artık yapabileceği bir şey de kalmamıştır.
73 yaşında hayata gözlerini yumar.
16 Temmuz 1969’da… Ay’a gidebilmek için APOLLO-11’in fırlatıldığı gün…
Tüm hayatı boyunca ülkesine hizmet etmek için çalışmış, di-dinmiş. Hayal etmiş, azmetmiş, sabretmiş, ne küsmüş ne vazgeçmiş… Ve bu memleket ondan faydalanamamış yeterince. Yazık…
***
Vecihi denilince Hep Şener Şen gelir akıllara… Gülen Gözler filmindeki o çılgın Vecihi…
Sakar bir pilottur. Hep güldürmüştür. Oysa Vecihi adını bu şekilde hatırlamak, anmak, Vecihi Hürkuş’u hâlâ tanımayanlara rastlamak acı ve düşündürücüdür…
Çünkü gerçek bir kahramandır Vecihi Hürkuş ve bizim sinemamız, böyle bir hikâyeyi değerlendirmekten acizdir. Gerçi Ağustos’ta birileri çekimlere başladı, bu iş için kolları sıvadı diye haberler de mevcuttu ancak henüz bir tarih söz konusu değil. Umarım kısa zamanda tamamlanır ve güzel, gerçek bir hikâye izleriz. En azından bu kadarını yapabilmeli…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.