Ekonomik yaşamda insan
Ekonominin insan tabiatında ki yerini önceki yazılarda ele aldık. Bu hafta ekonominin insan grupları üstünde ki etkisine değineceğiz.
Öncelikle unutmamalıyız ki, ekonomi bir insan faaliyetidir ve insan için yapılır. Ekonomik aktivitelerin, faaliyetlerin ve uygulamalarının temelinde insan yatmaktadır ve burada ki amaç, insanın maddeden doyurulması, haz duygusunun yüceltilmesi ve sürekli mutlu kılınmasıdır. Biz insanı, ekonomik faaliyetlerin bir vasıtası olarak ele almak yerine, bu faaliyetlerin gayesi olarak değerlendiririz. Biz insanı ekonomik bir hayvan olarak değil, mutlu olması gereken bir emanet olarak görürüz.
Ruhu, bilinci ve manevi güç değerlerini kabul etmeyen materyalistler için, insan güçlü bir makinadır. Bu makinanın bakımı, korunması ve verimli olması toplumun faydasına olacaktır. Materyalizm, kapitalizm ve komünizm maskelerini takınsa da insanın beynine, adalelerine ve güçlerine daima üretime katkısı açısından değer biçer. Materyalistler, düşünen, bilen ve inanan insan (homo-sapiense) yerine alet yapan insanı (homo-faber) ve ekonomik insanı (homo-economique) tercih eder. Fakat, bize göre alet yapmakta, ekonomiyi kurmakta ancak düşünen, bilen ve inanan insan olmakta olur. Türk-İslam ekonomik sisteminde homo-sapiense, bütün başarının ve verimin temel unsurudur. İslam’da insan materyal güçlerine göre değerlendirilip yüceltilmez, aksine insanın üstünlüğü bilim ve takva ile mümkündür. Düşünen ve inanan insanın kuruduğu ekonomik sistem ve icat ettiği aletler, sadece en güzel biçimde yaratılan insana ve Allah’ın kutlu vekiline hizmet amaç ve gayesi taşır.
Hayvanların ve bitkilerin tabiatla ve kendi aralarında da ilişkileri vardır. İnsanlar bu ilişkileri ekonomi değil ekoloji bilimi altında inceler. Ekoloji biyolojik bir kavram olarak, bitki ve hayvanların içinde yaşadığı tabiatın ve coğrafyanın sahasında, iklim, ısı, nem ve arazi yapısı gibi şartlara göre uyumunu çeşitli açıdan inceleyen bilim dalıdır. Zamanın da biyologlarca ele alınan bu konu, daha sonraları sosyologlarca da incelenmeye başlamıştır.
Bu hususa dikkat edecek olursak, ekonomi terimi özellikle insan grupları için kullanılmaktadır. Ekonomi, bireyi tek başına tabiatla ilişkilerini incelemez, o ancak insan grupları için söz konusu olur. Ayrıca birbirinden bağımsız birden fazla insanın tabiatla ilişkisine ekonomi diyemeyiz. Ekonomik hayatın gerçekliği için, bireylerin hem tabiatla hem de bireyler arasında ilişkileri olmalıdır.
Buradan anlıyoruz ki, ekonomi insan grupları içindir. Ürün verse de vermese de herhangi bir hayvanın gerek tabiatla gerekse kendi aralarında ki ilişkilerini ekonomi terimi ile ifade edemeyiz. Sosyologlara göre, ekonomik faaliyetler, insan gruplarının etkinliği olması bakımından, sadece sosyal bir faaliyet olarak değerlendirilmez, ayrıca sosyal ve kültürel değerlerle çevrili ve onlar tarafından kontrol edilen bir sahadır.
Hakikaten, insanların gerek tabiatla gerekse kendi aralarında kurdukları ilişkilerde din, ahlak, hukuk, estetik gibi sosyal ve kültürel değerlerle kontrol edilmeli ve çevrilmeli ki ekonomi adını alabilsin. Hayvanlar bir nevi üretim, tüketim, değişim ve iş bölümü yapsalar da biz bu olayı ekonomik yaşam olarak adlandıramayız. Çünkü, bu yaşam, sosyal ve kültürel değerlerden ve onların kontrolünden mahrumdur. Sosyal ve kültürel değerlerden ve bu değerlerin kontrolünden uzak, içgüdüsel ve fizyolojik belirtilere dayanan bir yaşamı ekonomik olarak nitelendirmek mümkün değildir.
Selametle…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.