Ahirete iman, Allah'ın varlığını kabul eden pek çok inanç ve dinde bulunsa da, ahiret hayatının mahiyeti, safhaları ve tasviri çeşitli din ve inançlara göre farklılık gösterir. Kuran-ı Kerim'de Hz. Nuh, Hz. İbrahim, Hz. Yusuf, Hz. Musa, Hz. İsa gibi birçok peygamberin ahirete imanı vurguladıkları ve ümmetlerine ahirete inancı aşıladıkları belirtiliyor. Ahirete iman ile Kur'an'a iman arasında zorunlu bir ilişki olduğu ifade ediliyor.

Kur'an'dan önceki ilahi kitaplar ahiret inancını ele alsa da, konuyu Kur'an kadar detaylı bir şekilde işlemediği belirtiliyor. Ancak, tüm semavi dinlerin ahiret inancında benzerlikler olduğu genel olarak kabul ediliyor. Kuran-ı Kerim'de ahirete imana diğer ilahi kitaplardan daha fazla yer ayrıldığı ve konuyla ilgili ayetlerin özellikle Mekke'de inen surelerde sıkça tekrarlandığı belirtiliyor.

Allah Rasulü'nün de ahirete imanı zorunlu esaslardan biri olarak öğrettiği ifade ediliyor. Cebrail (a.s)'ın iman nedir sorusuna verdiği cevap da paylaşılıyor: "İman Allah'a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, ahiret gününe, hayır ve şerriyle kadere inanmaktır." Kısacası, ahirete imanın mümin olmanın temel şartlarından biri olduğu vurgulanıyor. Ahirete imanın insan hayatına anlam kattığı, yön verdiği, değer kazandırdığı belirtiliyor.

Bu inancın insanı bütün davranışlarını yüce bir gaye için yapma bilinciyle donattığı, ebedi hayatı hesaba katarak hareket eden insanın kötülüklerden uzak durduğu, dünya hayatını iyilik, dürüstlük, yardımseverlik ve yalnızca yaratıcıya kulluk gibi salih ameller üzerine inşa ettiği, ahirete inanan insanın dünya hayatında ölçülü ve tutarlı hareket ettiği, kin, haset, düşmanlık, nefret gibi duygularını törpülediği, affetme, bağışlama ve hoş görme duygularını geliştirdiği, kendisiyle, ailesiyle, çevresiyle ve toplumuyla barışık yaşadığı, bela ve musibetler karşısında sabırlı ve fedâkarca davranabildiği, huzur ve mutluluğu servet, şöhret, kudret, şehvet gibi geçici tatminlerde değil, Allah'a imanda ve imanın çerçevesinde yaşamakta aradığı sonuç olarak paylaşılıyor.