Gelişi bayram, gidişi ayrı bir bayram olan Ramazan ayı herkes için ayrı bir yere ve öneme sahip. Bu güzel gün ve geceleri bir kez daha arkamızda bırakarak bayrama erişiyoruz. Dostluğun, samimi niyetlerin bir çatı altında birleştiği bayramlardan geriye bir şey kaldı mı bilmiyorum. Ama çok eskiden bayramlar insanları bir çatı altında toplamaya yeterdi. Şimdi eski samimi bayramlar yitirildi. Sevgiler anlamsız hale geldi. İnsanlar birbirinden kopuk yaşamaya başladı. Bütün bunlara rağmen bayram geldiğinde her yer bayram sevincine bürünüyor. Dağ, taş, evren içerisinde bin bir güzelliğiyle doğuyor sanki.

Bayramlar bizi bir yapıyor. Kardeşliğimizi diri tutuyor. O yüzden eski bayramlar daha çok özleniyor. Bu sebeple herkesin dilinde "Nerde o eski bayramlar" sözü dolaşıp duruyor. Nesilden nesle de aşılanıyor. Bayrama bir hafta kala bir çoğumuzun aklında eski bayramlar geliyor. Belki de çocukluğumuzun bayramları kalabalık sofralar, yeni elbiseler, ayakkabılar ve bayram harçlıkları gelir. Geride bırakılan yıllarla çocukluk geçer büyür insan. Akıllarda kalan hep o çocuklukta kalan bayramlar olur.

Türk Milleti olarak özellikle son aylarda büyük acılar yaşadık. Yurdumuzun Güney Doğusunda 11 ilimizi etkileyen büyük yıkımlara ve kayıplara neden olan Kahramanmaraş depremlerini gördük. Depremin ilk gününden itibaren büyük bir birlik ve beraberlik ile yaraları sarmaya çalıştık. Sarıyoruz da. Ülkenin dört bir yanından depremzede kardeşlerimize destek olmaya çalıştık. Ama yarın kalan hayaller ve hayatlar hala desteklerimizi bekliyor.

Özellikle bölgedeki çocuklarımız birçoğu ne olduğunu bile anlayamadan duygularını bastırmaya çalışıyor. Yaşadıkları büyük travmalar içinde çocukluklarını yaşamaya çalışıyorlar. Her haberimizde her köşemizde yer vermiştik. Afet sonrasında büyük bir beraberlik örneği gösteren Türk Milleti yaraları sarmak için elinden geleni yapmaktan geri durmadı. Şimdi sıra bayramda. Özellikle afet bölgesindeki illerimizde bu sene çok buruk eksik bir bayram yaşanacak. Yitip giden hayatlar ve hayaller içinde yarınlara tutunmaya çalışan çocuklarımız pekte tatlı olmayan çocukça hevesler ile şeker bayramı yaşayacak.

Afet bölgesindeki çocuklarımızın da "Nerde o eski bayramlar" diyebilmesi için bayramı sadece adının bayram olmaması için afet bölgesine desteklerimizin sürmesi lazım. Bayramın sadece adı bayram olmasın. Yaşadığımız Ramazan-ı şeriften sonra gelen bayram da ruhuna uygun geçmeli. Bayramın çiçekleri olan çocukların yüzü gülmeli. Daha bir hafta var ama şimdiden bütün okurlarımızın Ramazan Bayramı’nı kutlarım. Bayramınız Mübarek olsun…