Kadın cinayetleri haberleri duymaktan, görmekten o kadar yorulduk ki millet olarak içimizi bir nebze de olsa ferahlatacak bir gelişme bekliyoruz. Kadının istismarı, cinayeti, tacizi, katli derken her kötü olayın mağduru kadın artık.
Türkiye'de kadın artık cinayetle anılmakta. Sonu gelmeyen, çözülemeyen cinayetlerle. Binlerce kadın bu uğurda canice katledilirken bu cinayeti işleyenler cezaları komik yıllar veriliyor. Ömre yıl biçilmez fakat en ağır cezayı da hak ettiği konusunda hem fikiriz. Ama bakıyoruz ki 10 yıl, 12 yıl, 14 yıl gibi gerçekten komik rakamlarla ömürleri biçiliyor. Yurt dışında hayvana zarar veren insana en az 25 yıl biçilirken neden bizim ülkemizde kadının canı bu kadar değersiz. Çünkü bizim ülkemiz haksız tahrik denilen anlamını kimsenin bilmediği tabire verilen kadına verilen değerden daha büyük. Çünkü kadın katlediliyorsa avukat haksız tahrik dediyse suç yoktur ortada. Çok korkunç ve çok çirkin durumlara geldiğimizin bilmem farkında mı bu kararı verenler? Acılı aileye daha büyük nasıl acı veririm adlı çalışmasıyla artık normal karşılanıyor ne yazık ki. Bunu yazmaktan ve de bu tarz haberleri okumaktan artık çok üzülüyorum. Kadın olarak; 21. yy'da kadın - erkek eşitliği gibi konuları aştık zannederken hiçde yol kat edememişiz aslında. Eskiden de bu kadar cinayet yaşanıyor muydu yoksa şimdiki zamanlar mı daha yaygın kestirmek güç. Yeni nesile suçu yüklemek kolay zannederken bizlerde bu neslin içindeyiz. Çocuklarımız yetişiyor, onlara bu denli haberlerin kötülüğünü aşılamalıyız. Ağaç yaşken eğilir diye boşuna dememişler. 
En son verilen kadın cinayetine hakimin verdiği karar 14 yıl ile Pınar Gültekin cinayeti. 
Bu kızcağızın ne günahı vardı da böyle kötü sonu hak etti. Akıllara sığmayan, akıl tutulması şekilde katledildi. Diri diri yakıp varile koymak bide beton dökmek nasıl bir canilikdir? Akıl karı olmayan bu işe işte 14 yıl hapis. Komik değil mi? İnanılması güç ama 14 yıl. Ülke olarak tepkimizi her kadın cinayetinde koyduğumuz gibi bunda da koyuyoruz. Koymalıyız ki o günahsızın yerinse bizde olabiliriz. Acılı aile bizim ailemizde olabilir. Kızlarının gidişine mi yansın yoksa verilen cezaya mı bu aile. Nasıl bir vicdan yoksunluğu ile alınmış bir karar bu? Kararın umarız ağırlaştırılmış müebbet ile düzeltilir. Denecek o kadar çok şey varken verilen karar söylemlerimizi bitirdi. 
Kadınlar cinayete kurban için yaratılmadı. Buna sessiz kalan destek veren de o cinayeti işlemiş kadar olur. Umarız bu son olur ve verilen cezalar da artık gerçekten adaleti yansıtır. Buna millet olarak ihtiyacımız var. Adaletten yoksun bir ülkenin geride neyi kalır ki?