Yapılan araştırmalara göre her geçen gün yargıya güven azalıyor. Bunun en temel sebebi ise mahkemelerden çıkan yanlış kararlar oluyor. Çoğu kişi "adalet yok" deyip mahkeme kararlarını eleştiriyor.

 Bu konuda birkaç örnek vermek gerekirse Ankara Üniversitesi Tandoğan Kampüsü’nde stant açan öğrencilere, kolektif guruplar ve Türkiye Gençlik Birliği üyeleri birkaç sene önce soda şişesi fırlatmış, saldırı sonrası üniversite öğrenci Dilara Sina Tabak yüzünden yaralanmıştı. 

Yapılan şikayetlerin ardından dava 2 yıl sürdükten sonra saldırgan gurup adalet önün çıkarılmıştı; ancak Ekim 2016'da mahkemeden çıkan skandal bir kararla o saldırganlar beraat etmişti.  Mahkeme ayrıca sanık avukatlarının vekalet ücretlerinin ise hazine tarafından ödenmesine de hükmetmişti! Bu olayın ardından tüm Türkiye karara büyük tepki gösterse de değişen bir şey olmadı. Anlayacağınız adalet yerini bulmadı! 

 Mahkemelerden çıkan bu üzücü kararın ardından geçtiğimiz günlerde bir üniversite öğrencisine verilen yanlış karar da toplumu yine yaraladı ve yargıya olan güveni biraz daha azalttı. 

 Selçuk Ulaş... DTCF'li (Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi)  bir ülkücü. Ne oldu bu Selçuk Ulaş'a? Terör örgütü sempatizanlarının ifadelerini kanıt olarak gören yargımız Selçuk Ulaş'ı geçtiğimiz günlerde tutukladı. Bebek katillerinin üniversite yapılanmalarına karşı yıllardır mücadele eden ülkücü Selçuk Ulaş, hiç hak etmediği yanlış kararla sarsıldı. Verdiği yanlış karardan dönen mahkeme, nihayet Selçuk Ulaş'ı dün serbest bıraktı. 

  Bilinmelidir ki Selçuk Ulaş'ın amacı fakültedeki PKK sempatizanlarını ve okulları terör yuvalarına çevirmek isteyenleri çevik gibi yüreğiyle tek başına da olsa engellemek. 
 
  Çünkü iyi biliyoruz ki PKK sempatizanları, fakülteleri terör yuvalarına çevirdiler. Onlarca öğrencinin eğitim hakkını elinden aldılar. Kirli işlerine çomak sokan Ülkücüleri hedef gösterdiler, yaraladılar, üzerlerine iftira attılar. Bilesiniz ki bu yanlış kararlarla o PKK'lıların ve sempatizanların ekmeğine yağ sürüyorsunuz.