Eski Türkiye'den kalan yasakçı zihniyeti, yeniden  hortlatmaya çalışan yöneticilere dikkat!
16.07.1982 tarihinde, darbeci zihniyetin hakim olduğu günlerde, “dünyada eşine az rastlanır “mı bilmem ama, bugün hala yürürlükte olan kılık kıyafet yönetmeliğini uygulamaya heveslenen mülki amirler var. Beyler! Uyanın, eski Türkiye rüyanızdan.  
Özgürlüklerin ve inancın düşmanlığını ve bayraktarlığını yapan, 82 yılının Darbeci zihniyetinin ürünü, dünyanın en saçma yönetmeliğini, hala uygulamak için direnmekle, bu ülkeye ne kazandıracağınızı zannediyorsunuz? 
Karanlık zihniyetin ürünü çağdışı yönetmelik, uygulamada, tarihin çöplüğündeki yerini çoktan almıştır. Özgürlüklerin önünü tıkayan benzeri tutumlar, büyük medeniyetimizin inşasında, Türkiye'nin hızını kesmeye, bilinçsizce devam ediyor.
Yıllarca mücadelesini verdiğimiz, özgürlüklerin önünü tıkamak anlamına gelecek bu anlamsız tavırlarınız daha ne kadar devam edecek? 
Bu ülkede, başörtülü insanlara ikna odaları kuran, dindarları kendi uydurdukları “kamusal alan” yalanında gördükleri zaman, kırmızı görmüş boğa gibi çıldıran zihniyetin ürettiği çağdışı kılık kıyafet yönetmeliğini, 12 milyon 300 bin imza ile tarihin çöp sepetine attığımızı ne çabuk unuttunuz? Aklınızı başınıza devşirin.
Yaptığınız baskıların ne anlama geldiğini bir kez daha düşünün.
Unutmayın, bizim geçmişteki yasakçı zihniyetten farkımız, sadece kendimiz için değil, herkes için özgürlük istememizdir. Kılık kıyafet yönetmeliğinden kaldırıp attığımız, başörtüsü yasağı değil sadece, 4 yıldır uygulamada hükümsüz kıldığımız yönetmeliğin tamamıdır. Lütfen, ya kendinize gelip, özgürlük mücadelemize katılın. Ya da özgürlükler ülkesi Yeni Türkiye'nin önünde gölge etmeyin. 
Ama yok, hala bu yasakçı, çağdışı tutumunuza devam etmek istiyorsanız; Önce şapka kanunun gereğini yerine getirip, yasakçı zihniyetinize ev sahipliği yapan kafanızı, kanundaki şapkayla koruyun. 
Ne tuhaf değil mi? Hem kamu düzenini sağlamak için ucube yönetmeliği dayatacaksınız. Hem de kanuna muhalefet edeceksiniz. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu.
Tüm zamanların en ucube yönetmeliğini, kadınların etek boyundan topuk yüksekliğine, erkeklerin ense tıraşından, favorilerinin ve bıyıklarının şekline kadar müdahale eden, bu ucube yönetmeliğe sahip çıkma anlamına gelecek  saçmalıklardan artık vazgeçtiniz değil mi? 
Yahu etmeyin, kanun, yönetmelik ne olursa olsun hiç fark etmez. Gelin hep birlikte, tüm yasakçı zihniyet ürünü saçmalıkları, eski Türkiye'de bırakıp, yeniden büyük medeniyetimizin inşası için, hiç kimseyi ötekileştirmeden, özgürlükleri sadece kendimiz için değil, herkes için tesis ederek yolumuza birlik, beraberlik içinde devam edelim. Bugün, bu güzel ülkeye,  aziz milletimize, yapacağımız en güzel hizmet budur.
Önemine binaen şunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Özgürlükleri, sadece kendileri için isteyen, kurdukları zulüm düzenini bin yıl sürecek zanneden zavallılardan bizi ayıran en büyük fark, herkes için adalet, herkes için özgürlük istememizdir.
İnsanları zoraki bir kalıba sokmak, kimin ne giyeceğine karışmak, hele hele dünyanın en değerli işini yapan öğretmene, ne giyeceğini tarif etmek kimsenin hakkı ve haddi değildir. 
Vesselam...