2017 NİN EN CESUR EYLEMİ !
Öncelikle İstanbul Ortaköyde hainler tarafından alçakça, korkakça yapılan saldırı sonucunda hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Ülkemizin birlik ve bütünlüğüne yönelik olarak yapılan bu saldırıyı en güçlü şekilde şiddetle lanetliyorum.
Bu saldırıyı diğerlerinden ayrı bir şeklide değerlendirmek gerekir diye düşünüyorum.
Güvenliğin en düzeyde olduğu bir yere şahsın bir tanesi geliyor, silahını çıkartıyor, polisimizi şehit ediyor, insanları tarayarak içeri giriyor, ortalığı kan gölüne çevirdikten sonrada elini kolunu sallayarak çıkıp gidiyor! Kaba hatları ile vahşet bu şekilde gerçekleşiyor.
İstisnasız herkesin kafasında bin tane soru var! Soruların özeti;
“İstediği kadar profesyonelce olsun. Bu iş bu kadar kolay mı?” Ancak filmlerde olabilecek bir olay.
Elbette bu kadar kolay olmamalı. Bu işin içinde; “İşler !” olduğu malum. Bütün bunlara rağmen, ihtimaller değerlendirilmeli. (Terörün ve ağababalarının taktik değiştirdiği kesin. Tek kişilik silahlı saldırılar. Rus Büyükelçisinin katledilmesi gibi.) Emperyal güçlerin içimizdeki uşaklarının boş durmayacağı düşünülmeli, hesaplar ona göre yapılmalıydı, yapılmıştır da mutlaka ama sonuç maalesef değişmedi. Muhakkak ki, terörün ne zaman, nerede, nasıl geleceğini bilmek çok zor. Özellikle de, terör bütün dünyayı sarmış, panik oluşturmuşken, ülkelerin yüreğine korku salmışken...
İşte tam da burada, gelişmiş, çağdaş, modern ve medeni ülkeler, bir araya gelmeli, istihbarat paylaşımı yapmalı ve bu insanlıktan nasibini almamış canilere fırsat vermemelidirler. Normali bu. Peki, gerçekten öylemi? Veya öyle mi oluyor?
Tabi ki bunun böyle olmadığını beşikte ki çocuk bile biliyor! Bizim ki sadece bir temenni. Peki, nasıl oluyor o zaman?
Önce terör örgütünü kuracaksın, sonra teröristleri eğitip teşkilatlayacaksın, kendi planların doğrultusunda hareket etmelerini, sonra da senin adına savaşmalarını sağlayacaksın, tek bir kurşun atmadan istediğin bölge veya ülke de söz sahibi olacaksın. Bitti mi? Hayır. Sonra o terör örgütünü lanetleyeceksin, hatta üzerine çaktırmadan uçaklar gönderip bombalamış gibi yapacaksın, biraz da aç kalmasınlar diye cephane “erzağı!” atacaksın, yanlışlık olduğunu da söylemeyi unutmayacaksın tabi “yerlerse” Sonra mı? Bütün "pis işlerini " bunlara yaptıracaksın.
Sonra da terörden canı yananlara yardım teklif edeceksin. Elbette kabul göreceksin. Sonra elinle koymuş gibi bulup getireceksin. "Bak yakaladım al " diyeceksin! Ülkelerin sana mihnet duymalarını sağlayacaksın. Sevgi ve sempatilerini kazanacaksın. (Bebek katilinin paketlenip verildiği gibi.)
Bitti mi? Hayır bitmedi. Bu terör örgütü öyle büyüyecek ki, senin kontrolünden çıkacak, başta senin, sonra bütün dünyanın başına bela olacak. Masum, suçsuz, günahsız hiçbir şeyden haberi dahi olmayan insanlar canice katledilecek. (Kendi insanların dahil.) Dünya hâkimiyeti için kendi insanlarının katledilmesi pahasına da olsa. (11 Eylül Dünya Ticaret Merkezi katliamı gibi)
Özetle bugün olan aynen bu. Elbette bunlar bilinmeyen şeyler değil, ama ifa edilmekte güçlük çekilen olaylar.
Terör, başlangıçta ifade ettiğimiz gibi, bütün dünya kıskacı altına aldı. İnsanlar korku ve panik içeresin de. Olağanüstü tedbirler alınmasına rağmen, bir yerden bir fırsatını bulup yapacağını yapıyor. İnsanları evlerine hapsediyor. Yüreklere korku salıyor. Dışarı çıkmayın, hiçbir yere gitmeyin, evlerinizde hapsolun, “Biz istediğimiz yerde istediğimizi yaparız” mesajı veriliyor. Ve insanlar bırakın bir yerlere gitmeyi, günlük hayatlarına bile devam edemiyorlar. Bu plan bütün dünya da tıkır tıkır işliyor. Tek bir ülke hariç.
TÜRKİYE…
Örnek mi? İşte önceki hafta, Vodofane Arena’da 40 bin kişi toplanması. bütün şehirlerin yediden yetmişe meydanlarda olması, tek yumruk, tek güç halinde biz biriz, birlikteyiz, kardeşiz mesajı vererek, terörün lanetlenmesi. Halkın kenetlenmesi tek vücut olması…
Biz de İç Anadolu Birliği olarak ayaktaydık. "Engel, Engel tanımaz. Yanınızdayız" programında salon tıklım tıklım doluydu. Teröre meydan okuduk. "Yitirmedik geleceğe umudumuzu, sinmedik tavşan gibi, ya yaşarız insan gibi, ya ölürüz Arslan gibi" dedik, haykırdık, hep bir ağızdan. Terörün hedefine ulaşamayacağı mesajını verdik.
Ancak hainler, alçaklar, kararlıydılar bu güçlü demir yumruğun gücünü zayıflatmak için bir kez daha vahşice saldırdılar. Hem de insanlıktan çıkmış, nasibini almamış halleriyle. Onlarca insanı katledip, onlarcasını yaraladılar.
Korkutabildiler mi? Cesaretimizi, gücümüzü, kırabildiler mi? Asla! Örnek mi?
Canice yapılan saldırının sabahında, Genel Başkanlığını Ayhan Çivi'nin yaptığı, Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonun, (HAKSEN) fedakâr, cefakâr üyeleri, alçakça yapılan saldırıyı kınamak, lanetlemek ve teröre meydan okumak için 1 Ocak 2017 Pazar günü saat 12.00 de Kızılay Şehitler Meydanındaydılar.
Haksen Genel Başkan Ayhan Çivi, terörü lanetlemek adına çıplak ayakla yaptığı basın açıklamasında özetle; "... Beyanlarımızın kamuoyunda daha güçlü bir şekilde duyulması için, etkin bir şekilde iletilmesi için, terörü ve teröristleri, hainleri bir kez daha güçlü bir şeklide lanetlemek için, izninizle açıklamamı yalınayak yapacağım.
Gerçekten de vatanımızın varlığını, Milletimizin birliğini,, vatandaşlarımızın huzur ve güvenliğini hedef alan pek çok terör saldırısı oldu. 15 Temmuz’da ki darbe girişimin de, pek çok güvenlik görevlimiz ve vatandaşımız hayatını kaybetti, şehit oldu. Sonrasında, pek çok vatandaşımızı teröre kurban verdik. Ben şehitlerimizi ve vatandaşlarımızı bir kez daha rahmetle anıyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Gazilerimizi mihnetle anıyorum.
Dün gece (31 Aralık) tamamen eğelenmek için, umutlarını 2017 yılına taşımak için, masum bir şekilde bir mekânda bulanan vatandaşlarımıza, yine hain terör örgütleri saldırıda bulunmuştur. Bu saldırı da hayatını kaybeden güvenlik görevlimiz ve vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum.
Her ne şekilde olursa olsun, ülkemizin huzur ve güvenliğini bozamayacaklar, vatanımızın varlığını, devletimizin dirliğini asla zedelemeyecekler. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir bütün olarak ilelebet payidar kalacaktır. Şunun bir kez daha altını çiziyorum; "Kendilerince bir yerlere varmak istediklerini zannedenlere karşı da, biz vatandaşlar olarak, ülke olarak, bir bütün halinde, birlik beraberlik içerisinde, bu alçakların da üstesinden geleceğiz" Diyorum ki; "ŞEHİTLER ÖLMEZ, VATAN BÖLÜNMEZ."
Sayın Genel Başkan net bir şekilde; ”Ne Ülkemizi, ne Milletimizi, ne Devletimizi ne Hakkımızı ne de Emeğimizi Kimseye Yedirtmeyiz” mesajı verdi.
İnsanlar korku ve panik içindeyken, "Biz buradayız, meydanlardayız" deyip, duygularımıza tercüman olan, Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonunun (HAKSEN) yapmış olduğu eylem, sizce de,
2017 NİN EN CESUR EYLEMİ DEĞİL Mİ?
Sayın Genel Başkanı ve arkadaşlarını, bu cesur ve anlamlı eylemlerinden dolayı, en derin kalbi duygularımla kutluyor ve Allah’ın selam ile selamlıyorum.
İsmet TAŞ
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.