Yusuf Akoğul

Yusuf Akoğul

2. Dünya Savaşı Döneminde Türkiye'nin Dış Politikası 

2. Dünya Savaşı Döneminde Türkiye'nin Dış Politikası 

Türkiye’nin İkinci Dünya Savaşı’ndaki dış politikası, savaşın dışında kalmak ve ülkeyi savaşın yıkıntılarından korumak olmuştur. Stratejik mevkiisinin ehemmiyeti hasebiyle gerek Müttefikler gerek Mihver kuvvetler Türkiye’yi kendi yanlarında savaşa sokmak için icbar etmişler ve çaba harcamışlardır. Türkiye Lozan’dan sonra yeni teşkil olan ve gerek askerî gerekse ekonomik manada zayıf durumda olan Cumhuriyet’i korumak ve geliştirmek için uluslararası politikasını barışçı bir minvalde ve büyük devletler arasında bir “denge stratejisi” izlemek şeklinde kurgulamış ve hayata geçirmiştir. Türkiye’nin ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü bu politikanın yürütülmesini üzerine alırken, dönemin mühim bir bölümünde Dışişleri Bakanlığı yapan Numan Menemencioğlu da İnönü’nün en yakın yardımcısı olmuştur. Türkiye, Lozan’dan İkinci Dünya Savaşı’na kadarki süreçte uluslararası alanda birçok saldırmazlık, dostluk ve işbirliği antlaşmasına imza atmıştır. 1930’larda Almanya ve İtalya’nın saldırgan ve yayılmacı politikalar izlemesi üzerine Balkan Antantı ve Sadabad Paktı ile Batıda ve Doğuda bir güvenlik sistemi kurmuş ve kendisi için mühim olan bu iki bölgede barış politikasını kuvvetlendirmiştir.

Ancak İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ile birlikte Doğu Akdeniz’in güvenliğinin Türkiye açısından tehlikeye girmesi ve bu ülkenin Afrika ve Asya üzerindeki sömürgeci emellerini açıkça dile getirmesi karşısında Türkiye etkin deniz gücüne sahip güçlü müttefikler arayışına girmiştir. Bunun sonucunda, 12 Mayıs 1939’da İngiltere ve 23 Haziran 1939’da Fransa ile imzalanan bildirgeler ile Akdeniz’de bir savaş çıkarsa yardımlaşma taahhüdü ve bu maksatla bir antlaşma yapma konusunda niyet beyan etmişlerdir.

Savaşın başlangıcında Almanya ve İtalya’nın Balkanlar ve Akdeniz’deki saldırı ve işgalleri, Türkiye’yi, İngiltere ve Fransa ile Üçlü İttifak Antlaşması yapmaya yöneltmiş, bunun sonucunda Almanya’nın Türkiye üzerindeki baskıları artmıştır. Üçlü ittifak aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana müspet seyirde devam eden Türkiye-SSCB ilişkilerini de bozmuş, SSCB’nin Antlaşmaya tepkisi sonucu ilişkilerde gerilim yaşanmaya başlanmıştır. Üçlü ittifak Almanya ve SSCB’nin baskılarını arttırmanın yanı sıra, savaşın Akdeniz ve Balkanlarda yayılmasıyla beraber Müttefiklerin (İngiltere ve Fransa) Antlaşma gereği Türkiye’nin yanlarında savaşa katılması yönündeki baskılarına da neden olmuştur. Türkiye ise Üçlü İttifakın “Sovyet Çekincesi” olarak bilinen 2 numaralı protokolünü ileri sürerek İngiltere ve Fransa’nın isteklerini geri çevirmiştir. 

Türkiye bu süreçte gelişen SSCB ve Almanya’nın çekişmesinden ve karşılıklı baskılarından faydalanmayı bilmiş ve Mart 1941’de SSCB ile Haziran 1941’de ise Almanya ile dostluk ve saldırmazlık anlaşmaları imzalamıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR