Feyzullah Doğru

Feyzullah Doğru

16 Nisan’a kadar yol yakınken bu yanlıştan dönün!

16 Nisan’a kadar yol yakınken bu yanlıştan dönün!

Tüm Türkiye’yi bırakın tüm dünya ülkemizde yapılacak referandum oylaması sonuçlarına kitlenmiş durumda. 16 Nisan’da yapılacak referandum öncesi Ak Parti, MHP, BBP,HÜDA PAR ‘Evet’ cephesini oluştururken, CHP, HDP, SP,Vatan Partisi ve uzayıp giden ülkeler listesi ‘Hayır’ cephesini oluşturuyor.


Ülke içindeki ‘Hayır’cı cephesin ‘tek adam’ safsataları ve paygambere varıncaya kadar dil uzatan birpervasızlığın içinde olduklarını görüyoruz. Öyle ki daha anayasa değişikliğiyle ilgili maddeleri bile okumayan, vatandaşın sorduğu Atatürk’ün ilkelerini sayar mısınız sorusuna cevap veremeyişi, sözde Ermeni soykırımı tasarısını gündeme getiren Cem Özdemir’le ne işiniz var diyen vatandaşın sorusuna cevap veremeyişi günlerdir ekranlardan izliyoruz. Millet iradesine saygı duymayanlar, Milletin sorduğu sorulara cevap veremiyor.


CHP’nin şirazesinin kaydığı ortada, HDP’nin kime hizmet ettiğini bilmeyen yok, Vatan Partisinin amacı belli, geriye kala kala Saadet Partisi kalıyor. Sizin ne işiniz var yahu bu tarafta. Saadet Partisi kurucusu Necmettin Erbakan'ın sistem değişikliğiyle ilgili açıklama ve görüşleri ne çabuk unuttunuz?


Cumhurbaşkanlığı Sistemi için Necmettin Erbakan'ın görüşü neydi? Milli Selamet Partisi'nin kurucusu Necmettin Erbakan 1973 yılında yayımladığı seçim beyannamesinde 'Başkanlık Sistemi'ne geçişin zaruri olduğunu dile getiriyor ve bu durumun da nasıl olması gerektiğiyle ilgili açıklama yapıyor.

Necmettin Erbakan'ın Başkanlık Sistemi ile ilgili maddesi şu şekilde: 
"Devlet Başkanlığı olan Cumhurbaşkanlığı ile Hükümet Başkanlığı olan Başbakanlık birleştirilecek icraya kuvvet, sür'at ve müeasiriyet sağlanacaktır." 
Erbakan, milletvekili sayısının azaltılmasını, tek meclis sistemine dönüşümün olmasını, devlet ve hükümet başkanlıklarının birleştirilmesini ve başkanı da milletin seçmesini savunduğunu seçim beyannamesinde de ayrıntılı olarak açıklıyor. 


Erbakan bu düşüncesini yalnızca Milli Selamet Partisi seçim beyannamesinde belirtmiyor. Bu politikayı MSP'den önce açtığı Milli Nizam Partisi Programında (1969)'da savunuyor. 
Bu programda da Erbakan, Türkiye'de devlet hizmetlerinin verimli, hızlı ve kudretli yürütülebilmesi ve aksaklıkların giderilmesi için başkanlık sisteminin getirilmesini zaruri gördüklerini dile getiriyor.
 

Eski Türkiye'de günümüzde kullanılan sistemle kolay kapatılan siyasi partiler gibi kendi partisi de kapatılan Erbakan, Milli Nizam Partisi'nden sonra sırasıyla kurduğu Milli Selamet, Refah Partisi, Fazilet Partisi ve günümüzde de devam eden Saadet Partisi'nde de görüşlerini aynen devam ettirmiştir. 
Dün Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun referanduma hayır demesi akıllara Saadet Partisi kurucusu Necmettin Erbakan'ın başkanlık sistemi hakkındaki düşüncelerini getirdi.


 Günümüz sistemiyle kolay kapatılan siyasi partilerden kendisi de nasibini alan Necmettin Erbakan kurduğu her parti programında Başkanlık Sistemi'ni savunuyor ve bunun Türkiye için zaruri bir durum olduğunu dile getiriyor. 
Peki, Necmettin Erbakan bu sistemi isterken Temel Karamollaoğlu yeni sisteme neden karşı? 
Karamollaoğlu'nun hayır açıklaması birçok kişiye CHP ve HDP'nin hükümetin bilhassa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı her şeye karşı çıkmasını hatırlattı.  
Partilerinin kurucusu ve yolundan gittiklerini söyledikleri Necmettin Erbakan'ın başkanlık sistemi hakkında net görüşleri varken Karamollaoğlu'nun yeni sisteme karşı çıkması ise aslında bu sistemi Meclis'e AK Parti'nin getirmesiyle ilgili olduğu görüşü ortak noktada birleştiriyor. Bu tavrıyla Saadet Partisi, CHP ve HDP'nin yanında yer aldığını gösterdi.


Şimdilerde ‘Hayır’ cephesinde yer alan Saadet Partisi yöneticileri şunu unutmasınlar ki, Necmettin Erbakan’ın çizmiş olduğu hedeflerin dışına çıkıldığı ortada. 16 Nisan akşamı kendi tabanlarından büyük bir tokat yiyecekler. Bugün Millet iradesine saygı duymayanlar, yarın bu Milletin karşısına nasıl çıkıp da oy isteyecek. Zaten ilk günden bu yana meydanlara çıkmayacağız söylemlerinin altında yatan korkunun nedeni de budur.


16 Nisan’a kadar yol yakınken bu yanlıştan Saadet Partisi yöneticileri dönmelidir. Dünyadaki ırkçılık söylemleri ve Türkiye düşmanlığı üzerinden algı operasyonları yapanlarla Milli Görüş hareketi aynı çizgide her alması dehşete düşüren bir olaydır. 
Kişisel hesaplarını bir kenara bırakarak, Millet iradesinin egemen olduğu cephede yerinizi alın. Bu mücadelenin tüm hesapların üstünde olduğunu herkes bilmelidir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR