15 Temmuz’un Rövanşı: Zarrab Davası
En başından açık ve net söylemek istiyorum: ABD’de devam etmekte olan ve kısaca Zarrab Davası diye adlandıracağımız ve konusu İran’a yönelik sözde ambargonun delinmesi olan dava, tamamen kurmaca ve düzmece bir davadır. Gerçeklerle uzaktan yakından hiçbir ilgisi olmadığı gibi herhangi bir gerçeği ortaya çıkarmaya yönelik de değildir.
17-25 Aralık 2013’deki yargı darbesini kısaca hatırlamak gerekiyor. Amerikan, Alman ve İsrailli istihbarat servislerinin laboratuarlarında bir araya getirilen ve anlamlı olacak şekilde birleştirilip piyasaya sürülen tapeler (ses kayıtları) ile Sayın Cumhurbaşkanımız, bazı bakanlar ve MİT Müsteşarımız Hakan FİDAN alaşağı edilmek istendi. İsteyenler, maşa olarak Fetullahçı Terör Örgütü’nün terörist hakim ve savcılarını kullandılar. O terörist hakim ve savcıların büyük çoğunluğu bugün ABD’de, aynen teröristbaşı Fetullah GÜLEN gibi korunup kollanıyorlar. PYD, PKK ve IŞİD realitesinden sonra ABD, bir kez daha tüm dünyanın gözü önünde TERÖRÜ DESTEKLİYOR.
İşin aslı şu ki 17-25 Aralık yargı darbesini yönetmek için de İstanbul’a gelen Amerikalı ajanlar vardı. Bunlardan biri de David COHEN’dir. ABD’de Yahudi lobiciliği yapan AIPAC’ın (American-Israel Public Affairs Committee) etkili isimlerinden olan COHEN, 17-25Aralık 2013’den yaklaşık sekiz ay önce, 8 Nisan 2012’de Türkiye’ye gelerek banka patronlarını ayaklarını denk almaları konusunda uyardığında ABD Hazine Müsteşarlığı görevindeydi. Ardından CIA Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. HSBC’nin İran’a uygulanan ambargoyu delmesi, Meksika ve Kolombiya’daki uyuşturucu kartellerinin parasını aklaması gibi cürümleri gündeme geldiğinde HSBC yetkililerinin ceza almasını engellediği gibi bu Yahudi bankasının alması gereken ya da beklenen yüksek meblağlı cezanın da budanmasını sağlamıştır. Esasında İran’a yönelik sözde ambargoyu delen çok sayıda ABD şirketi vardır. Aynen kimyasal silah bahanesiyle Irak’a girildiği hâlde Irak’ta kimyasal silah bulunamaması ve daha önce imha elden kimyasal silahların tamamının da Fransa başta olmak üzere Batılı ülkelerden ithal edildiğinin ortaya çıkması gibi…
Konumuza geri dönelim. 17-25 Aralık darbesi başarısız oldu. Gezi Kalkışması başarısız oldu. 7 Şubat MİT krizi de aşıldı. Ve en önemlisi 15 Temmuz Darbe ve İşgal girişimi de başarısız oldu. Ancak özellikle 15 Temmuz’da hayal kırıklığına uğrayan Amerikalılar, “artık pandoranın kutusu açıldı, kolay kolay kapanmaz” türü niyet beyanı göstergesi olan düşmanlık itiraflarından geri kalmadılar.
Reza ZARRAB ya da Rıza SARRAF, zerre kadar değeri olmayan bir İranlı. Para merkezli yaşayan bir adam. CIA kontrolünde kendi başına bir haltlar karıştırmış. Şimdi de telegram denen ve oldukça basit bir istihbarat oyunu olan beyin yıkama yöntemiyle kendisine dikte edilenleri söylüyor.
Türkiye ne yapmalıdır? Son derece basit: Türkiye misilleme yapmalıdır. Finans kuruluşları ve itibarı hedef tahtasına konulan Türkiye, sağlığa zararlı olduğu bilinen Coca Cola, Pepsi gibi çok sayıda ABD menşeli firmanın ürün satışını Türkiye’de yasaklamalı, bu firmaların Türkiye’deki yatırımlarına kayyum atamalıdır. ABD orijinli bankaların ve Deloitte gibi diğer finansal kuruluşların Türkiye’de faaliyet göstermesi yasaklanmalıdır.
Türkiye’ye giriş yapan kalburüstü Amerikalılar, yargı-istihbarat işbirliği ile anlık açılan davalar ve yıldırım hızıyla çıkarılan tutuklama kararları neticesinde apar topar tutuklanıp yargılanmalı ve teröre destek verdikleri konusunda itirafa zorlanmalıdır.
Türkiye, şimdiye değin kendisi gibi ABD’nin hedefi olmuş diğer ülke yönetimleriyle işbirliğine gitmeli ve küresel ABD politikalarına karşı makro politikalar geliştirerek uluslar arası kalkan arayışlarına gitmelidir. Çin ve Rusya ile olan ilişkiler daha da geliştirilmeli; askeri alana taşınmalıdır. Türkiye, Rusya’nın denizden komşusudur. Türkiye ile Çin arasında coğrafya olarak sadece iki ülke var. Ancak Türkiye ile ABD arasında ülkeler, denizler, okyanuslar var…
Elbette daha yapılabilecek çok şey var. Yapılabilecek şeyler yapıldıkça dünya politikası dengeye gelecek, her şerde bir hayır olduğu gibi bu Zarrab Davasında da bir hayır olduğu görülecektir.
Yankee go home, sonra da cehenneme kadar yolun var!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.