Bazı mevzuları anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalıyor. Utancımızdan kendimize bile anlatamadığımız mevzular… O hali hatırlamak bile yürek burkuyor, kederleniyoruz.

Neden mi bahsediyorum?

Ecdadımızın gül bahçesi Filistin’den… Müminlerin ilk kıblesi Kudüs’ten… Efendimiz’in (sav.) arşa yükseldiği kutsal mekân, Mescid-i Aksa’dan…

İsrail, Filistin’i fiilen işgal edeli 72 sene geçti. Bu zaman zarfı içerisinde İslam ülkelerinden dişe dokunur hiçbir hamle gerçekleşmedi Filistin için… Zaten “6 Gün” savaşlarının sebep ve sonuçlarını da anlatmaya lüzum görmüyorum… 
Son zamanlarda yaşananlar ise utancımızı katlayacak türden hadiseler… ABD’nin Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıma hevesi Trump’ın başkan olması sonrasında yüksek sesle dillendirilmeye başlandı. Bu sözlerin Dünya kamuoyu ve BM’de tepki toplaması yine de ABD’nin geri adım atmasını sağlamadı. Büyükelçiliğini Kudüs’e taşıyan ABD, şimdi de “Yüzyılın Planı” olarak Kudüs’ün Müslümanlar için yok ediliş reçetesini açıkladı. Yaptığı açıklamada Trump özetle “Her iki taraf da barışı istiyor ve İsrail barışı gerçekten çok istiyor. Gelecekte, Filistin devleti olacak bir toprak da yaratacağız ve burada terörizmi katı bir şekilde reddedecek olan bir Filistin devletinden bahsediyoruz. Burada Kudüs, bölünmeden İsrail´in başkenti olacak. Ama bu çok büyük bir şey değil çünkü ben zaten bunu sizin için yaptım. Bu şekilde kalacak. Benim vizyonuma göre İsrail için çizdiğimiz bu sınırı ABD resmi olarak tanıyacak. İki devletli geçiş sürecinde ne olursa olsun İsrail devletinin güvenliği hiçbir şekilde tehlikeye düşmeyecek.” cümlelerini kurdu.

Gelinen noktada İsrail’in gerçek hak sahibi Filistin’in ise neredeyse işgalci konumuna düştüğü bir vasatta bu mesele bizler için çözümsüzlüğe sürükleniyor. Filistin, Filistinlilerindir! Barışı bozan da işgali meşru kılan da terörist İsrail’dir. 
ABD başkanının amacı hayal dünyasında hayat verdiği “öcü Filistin’i” ve “terörist Müslümanları” yok etmek, bizim gerçeğimiz ise ecdadımızın gül bahçesi Filistin’i ve izzetimizi korumaktır. Türkiye, ABD’nin hayallerinin önüne geçmek ve dünyayı bizim gerçeklerimizle buluşturmak zorundadır. Bu tarihi vazife eğer ifa edilmezse Müslümanlar Kudüs’ü tekrar kurtarana kadar İslam Dünyasının hamisi konumundaki Türkiye’nin utancı olacaktır. Türkiye artık olayları dışarıdan izleyen gözlemci olmaktan çıkıp bizzat olayların içinde karar vericilerden biri olmak mecburiyetindedir.

Doğusuyla batısıyla Kudüs İslamındır!