Tuba Arslan

Tuba Arslan

YİNE BİR BÖYLE GECEYDİ…

YİNE BİR BÖYLE GECEYDİ…

571 yıl olmuştu son elçinin dünyadan gidişi. İnsanlar, sapıklık  ve delalete düşmüştü artık. Herkes kendi çalıp kendi oynuyordu. Adalet kelimesi manasızdı o devirde.  Zulüm… isyan… şirk, almıştı başını…. Güçlülerin güçsüzleri, zenginin fakiri ezdiği, her türlü haramın işlenmekte Had safhaya ulaştığı bir dönemdi…  evet… artık insanların sapıklıkları Gayretullah’a dokunmuştu. Adaletin zuhur etmesi gerekiyordu. Vakti gelmişti,  MUSA’nın’’ kardeşim’’ dediği, İSA’nın müjdelediği, Mevla’nın ‘’Sen Olmasaydın Alemleri Yaratmazdım dediği’’ Kainatın efendisi, Alemlerin varlık sebebi Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) Efendimizin dünyaya teşrifinin…
Milli şairimiz ne de güzel dile getirmişti o geceyi…
‘’Ondört asır evvel yine bir böyle geceydi
Kumdan ayın ondördü bir öksüz çıkıverdi
Lakin o ne hüsrandı ki hissetmedi gözler
Halbuki kaçbin senedir bekleşmedelerdi…’’
Evet… insanlık öyle bir gafletteydi ki, binlerce yıl müjdelenen Kainatın Efendisinin gelişinden habersizdi. Biliniyordu aslında O’nun geldiği gece zuhur edecek olaylar. 
O gece, ateşe tapan mecusilerin bin yıldır yanmakta olan ateşleri sönüverdi.
Kabe’debulunan,  putpereslerin tapmakta oldukları bütün putlar yüzüstü yere yıkılıverdi.
İran’da bulunan Kisra Sarayının on dört sütunu yıkıldı.
O dönemde mukaddes sayılan Save Gölünün suyu o gece bir anda çekilip kuruyuvermişti.
O gece semave deresi taştı.
Efendimizin doğduğu gece  cinler artık Kureyş kahinlerine hadiselerden haber vermez oldu ve kehanet sona erdi. Daha nice olaylar… ama en önemlisi ve bugün hala müslümanlara yapılan eziyetlerin altında yatan hadisenin sebebi…
Sevgili Peygamberimizin dünyaya teşrif ettiği  gece, büyük bir yıldız doğdu. Bu yıldızın doğuşu ile saymış olduğumuz tüm alametler de zuhur edince, Yahudi Alimler, Tevratta  belirtilen ve beklenen Peygamberin doğduğunu anladılar. Yahudi Alimlerden biri, o gecenin sabahında topluluklarına hitaben ‘’ey yahudiler, haberiniz olsun, Ahmed’in yıldızı bu gece doğdu! Ahmed, bu gece dünyaya geldi’’ diye çığlıklar atıyordu. Allah’ın gazabına uğramış ve Kur’an-ı Kerim’de en çok bahsi geçen İsrailoğulları, beklenen peygamberin kendi içlerinden çıkmamasını hazmedemediler. Her devirde kendilerinin haricinde olanlara zulm ettiler, kendilerini efendi, diğer herkesi köle kabul ettiler. Bu uğurda hiçbir sınırlamaları olmadığını, dünyaya gözlerini yeni açmış müslüman bebekleri bile katletmelerinden, ne yazık ki müşehade ettik ve ediyoruz.  Kur’anı Kerim’de belirtildiği gibi, kıyamete kadar müslümanların imtihanı olmaya devam edecekler. Hiçbir zaman bizim dostumuz olmadılar ve olmayacaklar.
En çok ta içimizi acıtan, Alemlere Rahmet olarak gönderilen ve her ellerimizi açtığımızda şefaatini umduğumuz Gönüller Sultanı Efendimizin ümmeti olarak, ne yazık ki onun ümmetine yapılmadık eziyet bırakmayan, bu bir avuç olmalarına rağmen dünyaya hükmeden güçlerle iş birliği içinde olan sözde Müslümanlar..! Rabbim, bu ümmete gerçekleri görüp doğruları ayırt etme feraseti versin. Gönüller Sultanının doğumu mübarek ve hayırlara vesile olsun.
Dünya neye sahipse onun vergisidir hep;
Medyun o’na cem’iyyeti, medyun ona ferdi.
Medyundur O masuma bütün beşeriyyet…
Ya Rab, bizi mahşerde bu ikrar ile haşret.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR