Yılbaşı
2018 yılbaşı gecesi, yoğun bakımda olan evladını ziyaret ettikten sonra yola çıkan anne, trafik kazasında yavrusundan önce ölüyor.
Önümde gazeteler, yılbaşı gecesi haberlerini izliyorum. Avcılar’da kaza, direğe çarpıp parçalanan araba gibi haberler devam edip gidiyor. Yaralılar, ölenler ambulanslarla hastanelere kaldırılanlar...
Eminönü’nde metrelerce uzayan piyango bileti kuyruğu, milli demek istemiyorum.
Bir arkadaşım anlattı.
Baba Milli Piyango bileti alıyor, ilk önce güzel bir araba alacağım diyor, büyük çocuk öne ben oturacağım diyor, anne olmaz ben oturacağım gibi iş uzuyor.
Baba çocuğa kızarak Annen varken sen olmaz diyor, olmayanın kavgaları...
Buna da bir son vermek lazım. Bilet ile başlayan ruhu kemiren alışkanlıkların sonu maalesef kötüdür.
Yılbaşına bir iki ay kala yılbaşını nerede geçireceğiz, hangi otele gideceğiz, evde olursa nasıl hindi alacağız, alınacak hediyeler yılbaşı kutlamalarının hazırlanması vb.
Çarşı, pazar, yılbaşı gecesi kullanılacak süsleme malzemelerinin alınması, yılbaşı çekiliş sohbetleri 2 ay önceden başladı. Herkes bütçesine göre bir çam ağacı alma telaşı içinde günlerce nereye koyacağını, nasıl süsleyeceğini konuşuyor.
Bursa Protestan kilisesi papazına spiker soruyor:
-''Bizim Efendimiz kim bir kavme benzerse O onlardandır.'' diyor. Siz ne diyorsunuz?
Papaz: -''Efendinizin söylediği bizim için de geçerlidir. Biz Müslümanların hiçbir bayramını kutlamayız. Kurban Bayramı’nda etini almayız, getirirlerse yemeyiz. Bana Bayramınız kutlu olsun deyince ben kutlamıyorum çünkü ben Müslüman değilim hristiyanım ben o bayrama inanmıyorum derim''.
İnanamıyorum, mağazalarda yılbaşı süslemeleri, indirimleri, kampanyaları yapılıyor. TV reklamları, gazete haberleri, hele son hafta yılbaşı gündeme oturuyor. Sorsan neden süslediğini, Neden yaptığını bilmez. Hatta ben Müslümanım Hristiyanların kutladığı gibi değil Herkes kutluyor hep birlikte eğleniyoruz diye kutluyoruz derler.
1071 Malazgirt'ten bu tarafa saldırılar, savaşlar... Çaldıran, Çanakkale, Milli Mücadele, 15 Temmuz bitmeyen devam eden, bundan sonra da devam edecek mücadeleler...
İstanbul surlarından girerken Fatih'in, Çanakkale’de top mermisini kaldıran Seyit Onbaşı'nın, 15 Temmuz’da tankın önüne yatarken elbisesini egzoza bastırıp tankı Teslim alan ruhun 1071’den beri devamlı yanımda. Afrin, Halep, İdlib, Rakka'da ki ruh devamlı yanımda olup ne zaman Bayrağı indirmeye kalksalar, ezanı susturmaya kalksalar, Vatan tehlikede ise o ruh meydanlarda ya Şehit ya Gazi olurum diye Rabbimin müjdesine koşuyor. Yiğitler meydanlarda, analar babalar duada, ''Müslümanlıkla Yoğrulan Yurdu Müslümansız Bırakma Allah’ım'' diye Ümmet yalvarıyor. ''Bir Canım Var Bin defa feda olsun'' diyerek cana can katıyor.
Suriye'de güvenlik güçlerimizin, Kahraman Mehmetçiğimizin dünyanın gıptayla izlediği destanlar yazarken onları unutup yılbaşı hazırlıkları(?)
Sanki başka bir ülke değil gibi mağazaların isimleri yabancı, kutladıkları bayram yabancı, kullandıkları malzemeler yabancı ve buralarda hummalı bir şekilde yılbaşı çalışmaları yapılıyor. Her şey yabancıyı hatırlatıyor. Avrupa'da,
Amerika'da, Rusya'da, Çin'de vesaire değiliz Türkiye'deyiz. Hazırlıklar yabancı, sahipleri Ahmet Mehmet...
Kurban, Ramazan Bayramında bu hazırlıkların hiçbirisi yok, bu kampanyalar yok ne oluyoruz?
Yeniden dirilirken, var olma mücadelesi verirken, hiçbir mağazada Suriye'ye giden Mehmetçiğe, ordumuza, güvenlik güçlerimize başarılar diliyorum diyen bir yazı bir afiş yok. Bırakın süslemeyi, kampanyaları... Aziz milletim bu yabancılaşma, yılbaşı eğlencelerinin göbeğinde olmak da ne oluyor?
Yoksa Avrupa’da, Amerika’da dünyanın dört bir yanında insanlarla Kurban Bayramı, Ramazan bayramını kutluyoruz da biz de onun hatırına mı yapıyoruz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.