Yıkımı, yıkım altında kalmayı çağırıyoruz!
Bu kez çok daha büyük bir yıkıma, tarifsiz acılara neden olan Kahramanmaraş merkezli depremin ardından yine öncekilerden sonraki süreç işliyor.
Aynı şeyleri yazıp çiziyor, aynı şeyleri konuşuyoruz yine…
Kısa bir süre sonra hepsini unutup gideceğiz.
Ve neticede değişen bir şey olmayacak.
Olası yeni bir depremde yine büyük yıkımlar, acılar yaşayacağız.
Ve aynı süreç işleyecek yine.
Bu kafayla gidersek bu sarmal hiç değişmeyecek de.
Neden böyle peki?
Sorunun cevabı çok basit:
Ektiğimizi biçiyoruz.
Neden “yıkım” ekiyoruz?
Sadist değiliz elbet ama umursamıyor, gerçeği önemsemiyoruz.
Bakın, Türkiye deprem riski olan bir ülke, değil mi?
Doğu Anadolu Fay Hattı da bilinen bir gerçek mi, evet öyle.
Sonuç ne peki:
Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman’da büyük yıkım, onbinlerce ölüm, tarifsiz acı…
İstanbul da çok büyük deprem riski olan bir şehrimiz, yıllardır konuşuyoruz öyle değil mi? Bunu duymayan, bilmeyen var mı, yok.
Sonuç???
Allah göstermesin ama bilim insanlarının yıllardır bas bas bağırarak “geliyor” diye uyardığı o depremin gerçekleşmesi durumunda İstanbul’un hatta Türkiye’nin hali ne olur?
Büyük sorumsuzluklar, büyük yıkımlar doğurur şüphesiz ki.
Niye böyleyiz?
Bu sorunun cevabını da “Depreme karşı tedbir alman için önemli olan nedir” sualinin yanıtında görebiliyoruz.
Yerbilimci Cenk Yaltırak Hoca’nın bu sorusuna vatandaşlar olarak en çok “Depremin olacağı” cevabını, en az ise “evimin yıkılacağı” yanıtını vermişiz, iyi mi!
Yani toplum olarak çoğunluğumuz “evimiz depreme dayanır mı” ile değil, “depremin olup olmayacağıyla” ilgileniyoruz.
Uzmanlar, bilimsel araştırmalar yıllardır söylüyor bunu: “İstanbul büyük risk altında, ha bugün ha yarın orada büyük bir deprem olacak.”
Doğu Anadolu Fay Hattı üzerindeki iller için de yıllardır benzer uyarılar yapılıyordu.
Tedbir için halen önemli olanı “depremin olup olmayacağı” görüyor isek, sorun toplum olarak bizde demektir.
Hal böyle olunca, Cenk Hoca’nın ifadesiyle “İşte bu sebeple ne devlet, ne halk gerçekten yapması gerekeni yapmayacak”.
Ve vatandaşlar olarak bizler yukarıda özetle aktarmaya çalıştığım sarmalın içinde dönüp durmaya devam edeceğiz.
Allah sonumuzu hayreylesin, Rabbim bizlere şefkat göstersin inşallah.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.