Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son gerçekleştirmiş olduğu görüşmeler tarihi bir önem taşıyor. Bu yapılan görüşlerin ikili ilişkilerin çok ötesinde anlamlar taşıdığı konusunda herkes hem fikir. Bu anlamda atılan adımların hepsi bugüne ilişkin değil, geleceğin inşasına yönelik olduğu bilinmelidir.
Dünyanın güç merkezini eline geçirmeye çalışan devletlerin, geçmişin iddialarıyla bir gelecek hazırlama hedefinde olduğu bir dönemde Türkiye’nin büyük adımlar atmasının sonucunda çıkan gelişmelerdir.
Dünyada oluşan yenidünya düzeni ve yapılan bu son ziyaretlerin sonucunda tek hedef masada yerimizi almaktan geçiyor. Erdoğan’ın atmış olduğu bu son atımlar bu oluşumun temelleridir. Türkiye yerini ve konumunu iyiden iyice belirginleştiren somut adımlar atılmıştır.
Erdoğan ve Trump arasında geçen görüşme sonucunda çıkan iki liderin vermiş olduğu mesajların kararlı ve sonuç almaya yönelik olduğu görülmektedir. Ancak burada önemli bir konu var. Asıl konu Türkiye ve ABD arasında yaşanan güven bunalımıdır. Bu konun ilk görüşmede çözümlenmesi pekâlâ beklenmiyordu. Özellikle ABD’nin ülkemizin bulunduğu coğrafyada yapmış olduğu hamleler sonucunda tehditler giderek artmaya devam ediyor. ABD’nin yerleşik sisteminin yapmış olduğu hamleler ve Trump’ın duruşu arasında yaşanacakların sonucunda kimin galip geleceğini bekleyip göreceğiz.
Türkiye’nin bulunduğu coğrafya üzerinde ABD’nin topyekûn tehdit oluşturması, ardında ülkeleri parçalamak gibi bir hedefinin olması, akabinde oluşabilecek kuşatma planları olduğu görülmektedir. Herkesin kafasındaki tereddütlerin ortadan kaldığı bu dönemde Türkiye duruşunu net bir şekilde gösterebilme kabiliyetini göstermiştir.

Terör örgütleri üzerinden Türkiye’yi kuşatma girişimleri konusunda Beyaz Saray’ın net bir tavır göstermesi elzem bir durum olarak öne çıkıyor. Yapılacak hiçbir ittifak ve ortaklık bu kuşatma planı gerçeğini gizleme gücüne sahip olmadığı bilinmelidir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözlerinden yola çıkacak olursak, bölgemizde yaşanan gelişmelere seyirci kalınmayacağı ve tehdit hissedildiği an itibariyle yaşanan duruma müdahil olunacağı vurgulanmaktadır. Bu tehditlerin ortadan kalmaması ya da kaldırılmaması durumunda Türkiye’nin bir gece ansızın son vuruşu yapmaktan başka bir planı kalmayacaktır.
Dünyanın kaderini şekillendirecek olan yıkım projesinin çözümlenmesi adına Erdoğan, Putin ve Trump’ın ortak bir mutabakata varmalıdır. Türkiye’ bu mutabakatın sağlanamaması durumunda kendi göbeğini kendi kesecek pozisyona geçiş için düğmeye basacağı tüm dünya tarafından idrak edilmelidir.

Bu toprakların bağımsızlığı ve bölünmez bütünlüğü adına nice yiğitlere gözünü bile kırmadan şehadete koşmuştur. Günün geldiğinde her daim yapacaklardır.  Allah yar ve yardımcımız olsun..