Vatanseverler toplanıp Anadoluda yer yer yapılan kongrelerle Anadolu ayağa kalkıp dirilmiştir. Antep’te, Maraş’ta vs. Anadolu tek vücut olmuş ilahi kelimetullah için ben de varım diye dünyayı şaşkınlığa çeviren bir fedakarlıkla Milli Mücadele topyekün katılımla uzun yıllar daha konuşulacak kahramanlıklar yapılmış destanlar yazılmıştır.

Ankara Hacıbayram Camiinde dualarla tekbirlerle cumhuriyet kurulmuştur. Kuran-ı Kerime’e kalkan eller kırılsın, ezanımız susmasın, bayrağımız inmesin diye Müslüman Türke zincir vurulamayacağı haykırılmıştır.

Bağımsızlığımızın simgesi İstiklal marşımız ayakta birkaç defa okunmuş kabul edilmiştir. Anadolu büyük milletim mabetlere bayrağına ezanına uzanan olmasın diye elinden geleni sonuna kadar yapmış Rabbine şükretmiştir.

Zaman içinde büyük zaferin kahramanları Anadoluyu karış karış dolaşan insanları milli mücadeleye devam eden, gözyaşları arasında okunan İstiklal marşımızın şairi Mehmet Akif Ersoy her şeyini vatanına adayan İstiklal marşı okuduğunda bu kadar vatan aşkı İslam hayranı milli bir kahramanın nasıl olmuş da ağlaya ağlaya canını verdiği vatanını bırakıp Mısır’a gitmeye mecbur kalmıştır. Her türlü imkanı milli mücadeleye vermiş dua ordularının komutanları alimleri sahipsizdir.
Yeni bir toplum millet oluşturacağız diye bizi biz yapan ne varsa kaldırılıp yerine modern bir devlet kuracağız diye kendi kendini inkar başlamıştır.

Çanakkale’de bize saldıran Osmanlı mabetleri yerle bire den her Müslüman kanları akıtılan Osmanlının bütün buluşları, ilimleri, belgeleri, zenginlikleri alınıp götüren her fırsatta 1453 den itibaren saldıran düşmanlığı hiç bitmeyen Avrupalıları örnek almamız. Hatta Avrupalılaşmamız diye bir inkar fırtınası başlamıştır.

Milli Mücadele ruhunu aşkını vatan aşkını yerli ve milli değerleri İslami değerlerimizi bir kenara koyarak Avrupalılaşma için onlar gibi olmak için çalışmalar bütün hızıyla devam ederken bir kısım alimler vatanseverler aydınlar, şaşkınlıkla gelişmeleri çaresiz bir şekilde seyretmek mecburiyetinde kalmışlardır.

İnönü dönemi biraz daha ileri giderek Atatürk’ün her yerdeki resimleri, isimleri, paralar dahil her yerden kaldırılmıştır. Mabetlerimiz manevi değerlerimiz horlanmakta halk üzgün çaresiz kendi kendimizin gelecekte büyük problemlere sebep olacağını söyleseler de bir şey yapılamamıştır.

Cumhuriyetimizin başbakanı Adnan Menderesin eşi ve kızı Avrupada bulaşıkçılık yapacak kadar sahipsiz kalmıştır. Milli mücadelenin kahramanı İstiklal marşının şairi hatta İstiklal marşı milletindir artık diyerek ödülü almamış Safahat adlı kitaba da bu milletimin diye koymamıştır.

Akif’in cenazesi iki zabıta tarafından kimsesizlere yapılan muamele ile defin edilmek istenmiştir. İstanbul Fatih Camiinde gençlik sahip çıkmış, cami tıklım tıklım dolmuştur. Mekanı cennet olsun.

Avrupalılaşacağız derken ne Avrupalı olduk ne de kendimize ait değerlerimize sahip çıkabildik.

Avrupa ve Amerika hayranı bir nesil yerli ve milli değerlerini inanç ve vatan bayrak aşkını hafife alarak Amerika Avrupa hayranı yetişirken bile bir sürü tereddütler ile arasında kalmıştır.

Ülkemize sahip çıkan değerlerine bağlı bizi biz yapan kıymetlerimizin ortaya koyup bölünmeyeceğiz, bir ve beraber olacağız hepimizi kucaklayan yeni bir yapılanmaya ihtiyacımız var.

Yeniden kurulan dünyada kimliğimizle değerlerimizle vatan aşkı üstün kutsallarımızı sahip çıkan veya saygı duyan yeni dünyada söz sahibi ülkemiz için aramızdaki engelleri konuşup çözüp tek vücut büyürken yeni yol haritamızı yaparken, mazlumların yetimlerin haklarının korunduğu, kimsenin kimseyi ayrıştırmadığı, ötelemediği bir ve beraber tekvücut olmanın şartlarını ortaya koymalıyız.