Yeniden İpek Yolu
Vaktiyle dünyanın kalbi Asya’da atardı. En güçlü devletler, en ileri toplumlar ve tabii en canlı ticari hayat Asya’daydı. Endüstri devrimine kadarki binlerce yıllık insanlık tarihi önemli ölçüde Asya’da cereyan etmiştir.
Sonra ne oldu da uygarlık güneşi Batıdan doğdu? Batı, aç gözlü emperyal duygularla insanlığı sömürmeyi, katliamlarla soykırımlarla terör estirmeyi keşfetti. Bugün, tarihinde hiç sömürge olmamış ülkeler sayılırken bunların tamamının Asya kıtasında olduğunu görüyoruz: Türkiye, İran, Afganistan, Çin, Kuzey ve Güney Kore, Japonya, Tayland… İşte buna “Asya onuru” diyoruz. Asya onuru, tam bağımsızlık için son kanına kadar savaşı göze almak, boyunduruğu asla kabul etmemek demektir.
Şimdilerde Asya onuru yine tarih sahnesine çıkıyor. Üstelik bir kurtuluş reçetesi olarak… Çünkü Batılı emperyaller, silahla işgal edemedikleri Türkiye gibi ülkeleri küreselcilik kıskacıyla sömürgeleştirmeye çalışmakta; bu ise hedef toplumlarda kızgınlığı ve öze dönüşü tetiklemektedir.
Öze dönüş demek, eski komşuları hatırlamak, kadim bağları güçlendirmek, İpek Yolu gibi tarihi misyonu olan yaşanmışlıkları yeniden canlandırmak demektir.
Batı, kolonileştirdiği coğrafyalarda milyonlarca masumu soykırıma uğratırken sömürdüğü toplumların zenginliğini de sahiplendi. Gemiler dolusu altınlar, mücevherler, hazineler Avrupa’ya taşındı. Avrupa’dan Afrika ve Amerika’ya ise hastalık ve ahlaksızlık götürüldü. Oysaki Türkler Avrupa’yı baştan başa fethedip Avrupalı toplumları esaretine alırken hiçbir zaman sömürgeci bir tutum takınmamış; her ulusun kendi diline, dinine, kültürüne, öz benliğine saygı duymuştu. Türkler isteseydi bütün Avrupalıları kılıçtan geçirebilirdi. Buna rağmen soykırımları kanıtlanmış ve ikrar edilmiş Batılılar günümüzde Türkleri soykırım yapmakla suçlama cüretinde bulunup üzerlerindeki kara lekeden kurtulmaya çalışıyor. Örneğin Yahudi soykırımı dünya âlemce mâlum ve meşhur olan Hitler’in torunu Almanlar, milletimize adamlık, insanlık dersi vermeye kalkışarak haddini aşıyor.
Hamurunda yalan dolan, iftira ve sâir her çeşit ahlaksızlık yatan Batının cüretkâr saldırıları karşısında bizim de özümüze dönmekten başka çaremiz yoktur. Sayın Doğu Perinçek’in Ermeni soykırımı iddiasının iftira olduğunu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi en düzey bir uluslararası yargı kuruluşunda sübut ettirmesi tarihi bir vakadır. Buna rağmen daha birkaç gün önce ülkemizde Ermeni soykırımının yalan olduğunu köşesinde anlatan bir gazetecinin yazısı sansüre uğradı. Bu neviden hainliklerle sık karşılaşıyor olmamızın nedeni ülkemizin gizliden Batı sömürgesi olmaya başladığını göstermektedir. Birileri ateş ve kanla teslim alamadığı bizi, içimizden ayarttığı ajanların kirli faaliyetleriyle aklen ve ruhen esir almak istiyor. Daha anlaşılır bir ifadeyle sinsi bir mankurtlaştırma operasyonuyla karşı karşıyayız.
Bütün bu şeytani oyunlar karşısında açık ve net şekilde ifade ediyorum ki Türkiye’nin kurtuluşu Asya’dadır!
Asya büyük bir kıtadır, bütünleşmek zordur ama yılmadan çalışmak gerekir. Bütüncül bir Asya için gerekli formüller tarihte yatmaktadır.
Tarihin bize işaret ettiği en değerli formül, İpek Yolunu hayata geçirmek olmalıdır. Gerek demiryoluyla, gerek karayoluyla, gerek deniz yoluyla, gerekse de de hava yoluyla… Asya’nın uhdesindeki zenginliği şımarık Batıya taşıyıp gerçek uygarlığın nasıl bir şey olduğunu onlara göstermeliyiz.
Çin’in Xian kentinden çıkıp Türkiye’ye ulaşan ve İstanbul üzerinden Avrupa seyahatine devam eden Çin treni çok önemli bir mesajdır. Devamının mutlaka artarak gelmesi gerekir. İpek Yolu vaktiyle geçtiği ülkeleri zengin yapan bir ticaret hattıydı. Aynı durum şimdi de söz konusudur. Yerin altından geçen petrol ve doğalgaz boru hatlarının bile geçtiği ülkelere sağladığı parasal ve stratejik katkı göz önünde bulundurulduğunda yeni bir İpek Yolunun getirisinin ne olacağı az çok tahmin edilebilir.
Asya’nın Afrikalalaşmaması için eski onurlu ve şaşalı günlerine dönmesi gerekmektedir. Bu mefkûrede her bir Türk vatandaşının da yeter ölçüde uluslararası bilince sahip olması elzemdir.
Önümüzdeki 24 Kasım’da yine yeniden bir Öğretmen Gününü idrak edeceğiz. Buradan tüm öğretmenlerimize bir mesaj vermek istiyorum:
Çocuklarımıza küreselleşmeyle, emperyalizmle, postmodern sömürge sistemleriyle mücadele etmeyi öğretelim. Her şey matematik, fizik, kimya, biyoloji değildir. Sorumsuz yazarların, sorumsuz firmaların, sorumsuz akademisyenlerin ve daha başka sorumsuzların dilimize zorla soktuğu Batı menşeli kelimelere karşı tavır takınmak belki sizi aşabilir; ama en azından böyle bir problem olduğunu öğrencilerinizle sık sık paylaşıp farkındalık meydana getirebilirsiniz. Hatta çocuklara Batı dillerini öğrenme heveslerini sorgulatıp onları Çince, Rusça gibi dilleri öğrenmeye teşvik edebilirsiniz.
Zulüm üzere kurulu Batı uygarlığı yıkılmaya yüz tutmuştur. Uygarlığın yeni adresi Asya’nın doğu kıyılarıdır. Bir zamanlar olduğu gibi… O halde bize düşen trajikomik Batı seviciliğine son verip Asya’daki öz benliğimize sarılmak, eski komşularımızı hatırlayıp makul stratejiler belirlemektir.
Hoş geldin İpek Yolu kardeşliği…
Muhammed Gömük
Tay-Der Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.