Tüm dünyanın “korona virüs” salgınıyla mücadeleye çalıştığı bugünlerde ülkemiz sağlık mücadelesinin yanında bir de istiklal ve istikbal mücadelesi vermeye çalışıyor. Dünyanın konum itibariyle en zor coğrafyasını vatan kılmanın bedelini Yunus Emre’nin “Yâri güzel olanın uyku girmez gözüne…” dizelerinde ki gibi neredeyse bin yıldır uykularımız kaçarak ödüyoruz. Fakat ne Anadolu’nun bir çakıl taşını ne de “Mavi Vatanın” bir damla suyunu son damla kanımız akmadan kimseye yar etmeyeceğiz!

Türkler Anadolu’da şan ve şerefle var oldu ve bu toprakları bin yıldır adalet ve hikmetle yönetti. Ne bir milletin hakkına tecavüz etti, ne de “ay yıldızlı al bayrağın” altında beraber yaşama iradesi koyan bir gayrimüslimi kendinden farklı gördü. Ancak Batı’nın Türklere karşı bitmeyen kini bugün Türkiye’nin çevresini kan gölüne çevirdi. Milletimiz bilmelidir ki birileri hala Beyrut’ta bomba patlatarak Türkiye’ye mesaj vermek istiyorsa, Batılının gözünde hala bu coğrafyanın hamisi ve banisi Türkiye’dir! Kabul etsek da böyledir, etmesek da böyledir! Bizim yaklaşık üç asırdır sırtlamakta zorlandığımız bu mesuliyet bugün “Mavi Vatan” sathında Doğu Akdeniz meselesinde yine önümüze gelmektedir. Suriye’ye niye asker gönderiyoruz, Libya’da neden varız diyenlerin Lübnan’da patlayan bombaya Fransızların gösterdiği reaksiyona bakmalarını öneririm. Bu coğrafyada var olmak istiyorsak Misak-ı Milliye sıkıştırılmış salt bir devlet yapısıyla bunu başarmamız mümkün değildir! O dönemin şartlarıyla oluşturulmuş bu kılıfa artık Türkiye sığmamaktadır. Eğer bu coğrafyada hür ve müreffeh olmak istiyorsak Batının bize bu coğrafya için biçtiği misyonu, Batı biçtiği için değil ama hakikat böyle olduğu için doldurmak mecburiyetindeyiz!

Türkiye Doğu Akdeniz’de kimsenin hakkını gasp etme peşinde değildir ancak tarihten tevarüs eden haklarını da kimseye yedirmeyecektir. Hala Sevr’in hayaliyle Türk’e kefen biçmeye kalkanlar Akdeniz’in serin sularına gömülmeye mahkumdur. Sevr’i yırtıp atmak için imanından başka hiçbir şeyi kalmamış bir millet nasıl İstiklal Harbi vermişse bugün da istiklalini ve istikbalini savunmak için aynı mücadeleyi vermeye hazırdır. Devletimizin kararlılığı, Türk askerinin azmi ve kahredici gücü, milletimizin inancı bunun en büyük göstergesidir! 

Gündelik siyasetin karmaşasına alet edilmeyecek çapta büyük bir devlet vakarıyla yönetilmesi gereken Doğu Akdeniz meselesi bir iktidar muhalefet atışmasına konu edilemeyecek derece de geleceğimiz için önem arz etmektedir. 

Bugün kararlı duruşumuzla, geri adım atmayacağımızı tüm dünyaya haykırdığımız “Mavi Vatan”dan Türk milletinin ali menfaatleri doğrultusunda neticeye varabilmeyi tüm kalbimde Yüce Rabbim’den niyaz ediyorum! Allah-u Teala vatanımızın her karışında kahraman Mehmetçiğimizi mansur ve muzaffer kılsın!