Emrah ÖZCAN

Emrah ÖZCAN

Yeni furya: “Romantik İslamcılık”

Yeni furya: “Romantik İslamcılık”

Son günlerde “romantik İslamcılık” adı altında bir furya belası dolaşıyor başımızda. Özellikle genç neslin büyük hayranlık beslediği bu furyadaki kişiler, farkındalar mı orası bilmiyorum ama İslam adı altında İslama uygun olmayan yazılar yazıyorlar. Özellikle sosyal medyada aktif olan bu şahıslar takipçileri tarafından romantik İslamcı olarak nitelendiriliyor. Nefsani arzularına İslami bir bakış açısı kazandırmak isteyen bu şahıslar, popüler olma umuduyla İslamı yozlaştırıyor. 


Modernizmin bir yaptırımı olarak karşımıza çıkan romantik İslamcılık “muhafazakar sevgili” olarakta adlandırılıyor. Gün geçtikçe de popülerliliğini artıyor. Peki kimler bu akımı başlatanlar ? Sosyal medyada İslami sözler paylaşarak belli bir popülariteye sahip olan şahıslar. Bu söz ve yazıların sahipleri İslami yazar adı altında kitaplar da yazıyor. Hatta furya o kadar büyük ki kitap satışları onbinlerce hatta yüzbinleri bile buluyor. Gençler ise bu tür kitaplara büyük ilgi gösteriyor. Daha yaşları 20’leri bulmayan binlerce genç aşk sözcüklerinin İslami sözlerle donatıldığı bu yazıları paylaştıklarında haramı helal yapacaklarını sanıyor.

Yani kısaca sözde, İslama uygun aşk ilan ediyor. 


Erkekler kadınların, kadınlarda erkeklerin dikkatini çekmek için bu tür paylaşımlarda bulunuyor. Buluşma yeri olarak cami bahçesini seçenler mi ararsın, cami önlerinde sevgilisiyle selfi çekinenler mi bin bir türlü kişiliksizlik. İslamda uygun olmayan davranışları bu yolla meşru hale getireceklerini sanıyorlar. Bunların kaynağı da romantik İslamcı diye tabir edilen yazarlar. Bu yazarlar aşk sözcükleri ile İslami sözleri harmanlıyorlar, kitabın kapağına da bir elif yada bir vav yerleştiriyor, oldu mu sana romantik İslamcı. Gençlerimiz ise kapağına ve içindeki birkaç tatlı söze aldanarak kitapları alıyor ve bu zehir deryasından içtikçe içiyor. 


Gelin birkaç örnekle yozlaşmayı gözler önüne serelim. Romantik İslamcı denilen sözde kendilerini muhafazakar diye adlandıran bazı kişilerin yazdıklarından birkaç cümle; “Sevgilim olmuş namazını kılacak kişinin abdest suyunu şalımla sileceğim. Evlenme teklifi için diz çökünce alışkanlıktan Ettiyahatü okumuşum. Sakalından damlayan suyla abdest almak isterim sevgilim...” ve daha niceleri. Zannetmeyin ki bu cümleler eşler arasında geçiyor. Nişanlı dahi olmayan sevgililerin sosyal medya üzerinden birbirlerine islami sözcüklerle yaptıkları ilanı aşklar. Bunların birçoğunun kaynağı da o sözde yazarlar. 


Hele bir tanesi var  ki  kıldığı namazda huşuyu sevgilisinin gamzesinde buluyor. Söz aynen şöyle: “Seninle en çok namaz kılmayı seviyordum, dua ederken yüzünde beliren o nur çukuru olan gamzelerin yetiyordu namazıma huşu katmaya.” Defalarca okudum cümleyi yanlışa mahal vermeyim diye, çıkardığım sonuç namazdaki huşuyu  sevgilinin gamzesinde bulan bir yazar oldu.

Kendisi belki farklı bir şey anlatmak istemiş olabilir lakin okur kitlesini hesaba katmamış. Kur’an’ı Kerim’de Bakara Suresi’nin 45 ve 46’ıncı ayetlerinde “Sabır ve namaz ile Allâh’tan yardım isteyin. Şüphesiz ki o, huşû sâhibi olanlardan başkasına elbette ağır gelir. Onlar ki kendilerinin hakîkaten Rab’lerine kavuşacaklarına ve O’na rücû edeceklerine inanırlar.” buyurur. Dikkat edilecek olursa âyet-i kerîmede, namazı huşû ile kılabilmek için kişinin, “Allâh’a kavuşuyormuşcasına” ve “O’na dönüyormuşçasına” bir hâlet-i rûhiye içinde bulunmasının lüzûmu açıkça belirtilmektedir. Lakin bazı şahıslar işi sulandırarak kıldığı namazdaki huşuyu sevgilisinde yani dünyevi birtakım maksatlar içinde arıyor. Ya denyus ya zır cahil!


Gençleri acilen bu furyadan kurtarmamız lazım. Yaşantımız dine uymadığı için kendimize dine değil, yaşantımızı dine uydurma çabasına düştük fakat farkında bile değiliz. İslamı içi boş söylemlerin üstüne bina edebileceği bir araç olarak gören bir nesil yetişiyor. Çağımızın en büyük tehlikelerinden biri, gençlerimizi dört koldan kuşatmış. Popüler olma umuduyla kişiliğinden ve aile yapısından imtiyaz veren gençler, farkında olmadıkları çamurlu suyun içinde yüzüyor ve Müslümanlığın kültürel emperyalizmine katkı sağlıyor .

Gençlerimiz ise İslamı yaşadığını zannediyor. Romantik İslamcılığın Batının popüler kültüründen bir farkı yoktur. Tasavvuftaki ilahi aşkı dünyevi aşka dönüştürmeye çalışan bu sözde romantik İslamcılar kendilerini yaktıkları gibi binlerce gencimizi de arkalarından sürüklüyor.Bu arada belirtmek isterim ki kişilerin özel yaşantıları kendilerini bağlar bizi de alakadar etmez fakat din kullanılarak meşru olmayanı meşru göstermek gibi bir girişimde bulunulursa burada bize iki laf etmek düşer. Son olarak Hz. Mevlana  derki: “Daha diyeceklerimiz vardır ama aklın sürçeceğinden korkarım.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR