Tarihin altın sayfalarına kara bir gün olarak geçecek 15 TEMMUZ 2016 günü büyük Türk milleti olarak çok büyük bir demokrasi savaşı vermiş bulunuyoruz. Güvenliğimiz, varlığımızın teminatı ve yüce Türk milletinin en önemli unsuru olan Türk silahlı kuvvetlerine mensup kendine asker diyebilen, insanlıktan nasibini almamış, sapık ve vahşice düşünceleri ile bayrağına vatanına verdiği sözleri unutup şerefsiz bir harekete başlayan bu kişileri lanetliyor ve kınıyorum. Bilinçli bir şekilde örgütlenerek FETÖ nün yetiştirdiği subay bozuntuları ülkemizde darbe yapmaya teşebbüs etmişlerdir. Bu aziz milletin, çoluğundan çocuğundan kısarak devletine milletine ödemiş olduğu vergileriyle alınan askeri mühimmatları, yine bu millete karşı kullanan şerefsizler sürüsü çok şükür ki emellerine ulaşamamışlardır. Uygulanmak istenen bu hain planların kim tarafından ve neden yapıldığı şüphe götürmez bir gerçek olarak karşımıza çıkmakta. Pensilvanyadan ülkemize kadar uzanan hainler ordusu. Aldıkları desteklerden yola çıkarak büyük Türk milletini dize getirebileceklerini zannederek bir darbeye kalkıştılar ve boylarının ölçüsünü çok fena aldılar. Tabiî ki burada Cumhurun başkanının siyasi dehası ve cesareti en önemli faktördü. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tutumu ve yüce Türk milletine söylemiş olduğu sözler doğrultusunda halkın mükemmel yönlenerek darbeci, cuntacı, işgalci, bölücü şerefsizlere geçit vermemesi durumudur. Ancak bura da şöyle bir şey söz konusu. Güvenlik ihlalleri ve istihbarat noksanlığı. 13 Temmuz tarihinde Fransa başta olmak üzere, Amerika, İngiltere, Almanya ülkemizdeki konsolosluklarında, tedbirler almış, gerekli gördüğü noktalarda ise konsoloslarını ve vatandaşlarını ülkelerine çağırmışlardır ki bu da insanın aklına bu örgüte gelen destekler nereden geliyor sorusuna bir cevap niteliğindedir. Bu kadar üst rütbeden kademe subayları ile yapılmak istenilen darbe hazırlığı neden bu noktaya gelene kadar öğrenilemedi.

Neyse. Şükürler olsun ki bu yapılmak istenen darbe halkın dirayeti ve kararlığı noktasında bastırıldı. Halkımız geçmişten ders alarak darbecilere fırsat vermedi. Cumhurbaşkanımızın sokağa çıkın talimatı üstüne, sağcısı solcusu, türkü kürdü, lazı çerkezi herkes sokağa döküldü. Ve darbecilerin karşısına bedenlerini serdiler. Toplumumuz, darbelerin ne kadar acı verici olduğunu çok yakından bilmektedir. Ülkeye kardan çok zarar verdiğini yıllar önce görmüşlerdi. Birçok kişi hayatını kaybedeceğini bilerek tankların, silahların, uçak mermilerinin önüne kendini set çekti. Aman devletim milletim zeval görmesin diye. Bu bir kahramanlık öyküsüdür aslında.

Bu darbenin engellenmesi için Başbakanımız Sayın Binali YILDIRIM’ın dirayetli tutumu ve Hükümetin tüm kademelerinin koordineli çalışması ile birlikte, tüm siyasi parti liderlerinin hükümetin yanında sergilediği destekleyici tutum bu darbenin önlenmesinin en büyük göstergesidir. Hükümetin ve komuta kademesinin kahraman polislerimizi ve kahraman askerlerimizi çok iyi yönlendirmesi bu darbenin amacına ulaşılamamasını sağlamıştır. İnsanların panik içinde, ne oluyor bu ülkede derken Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın televizyondan, halka sokağa çıkın talimatını vererek olması muhtemel bir darbe girişiminin önüne geçmesi için halkın kendisinin buna karşı durması gerektiğini belirtmiştir ve halkın kendine gelmesini sağlamıştır. Bu darbeci işgalciler yaptıkları şerefsizliklere bir yenisini ekleyerek Cumhurbaşkanımızın kaldığı oteli bombalayıp kendisini esir alma girişimine kalkışmışlardır. Allahtan erken ayrılmış sayın cumhurbaşkanımız. Güçlerini bu hainler özellikle ankaraya veriyorlardı. Çünkü Ankara başkentti ilk yapılan özel harekat daire başkanlığına . burada bir çok özel harekatçı hayatını kaybetti. Sonra il emniyet genel müdürlüğü. Daha sonrada trt daha sonra tbmm idi. Ankara da şunun unutmayalım. Ankara büyükşehir belediye başkanı sayın melih gökçek çok tecrübeli biri. Beş dönemdir belediye başkanlığı yapıyor. Ankaradaki bütün güçlerini kullanarak ankaradaki bu girişime karşı durdu. Bence kimse bunu fark etmedi bu darbede Ankara çok önemliydi bu darbenin önlenmesinde büyükşehir belediyesinin çok büyük katkısı var. Buradan  sayın cumhur başkanımıza şükranlarımı sunuyorum. İnşallah bir daha böyle bir şey yaşatmaz ülkemize. Allah devletimize zeval ziyan vermesin.

Hüseyin Taklacı