Unutturulan Meselemiz "KIRIM"
Tekrardan İşgalci Rusya’nın tahakkümü altında Kırım, Türk medyasının göz yumması, siyasilerin çekingenliği ve kaybolan dava şuurumuz yüzünden unutturulan bir mesele hâline geldi.
Kırım Tatar Türk’ü Reşat Ametov, Rusya'nın 2014’de Kırım'ı ele geçirme operasyonunu protesto etmek amacıyla Rus askerleri ve milisler tarafından kuşatılmış Kırım Bakanlar Kurulu binasının önünde 3 Mart’ta tek kişilik protesto eylemi düzenledi. Ametov’un gözaltına alınma görüntüleri sosyal medyada mevcut. İşkence izleri olan Reşat Ametov'un cesedi gözaltından on iki gün sonra 15 Mart 2014 tarihinde Karasupazar Bölgesi Ortalan Köyünde bulundu. Kafası bant ile sarılı cesedin yanında kelepçe de bulundu. Reşat Ametov, 18 Mart tarihinde Akmescit’in Abdal Mezarlığı’nda toprağa verildi. Reşat Ametov’u son yolculuğa uğurlamak için yaklaşık 2 bin kişi toplandı. Rus işgalinin ilk şehidinin hikayesi böyle…
3 Mayısta ise Kırım Tatar Türklerinin efsane lideri Abdülcemil Kırımoğlu’na Kırım’a giriş yasağı getirildi.
Rus Milislerin, Kırım Tatar Türkleri’ne hakaretleri ise dikkat çekiyor. Oldubittiye getirilen davalarla Tatar Türkleri’nin işkence eşliğinde ifadesi alınıyor. Aramaların birçoğu düzmece, Tatarların yoğun olduğu bölgelere bilerek sözde aramalar yaptırtılıyor. Rusya’dan Kırım’daki Rusya Federal Güvenlik Güçlerine giden gizli bir mektup ele geçirildi. Mektupta ağır baskılarla Kırım Tatar Türkleri’nin Rusya yanlısı olması için tedbirler mevcut.
Sözde aramalarda medeni bir hareket söz konusu değil. Çok büyük bir suç unsuru varmış gibi çitlerden atlanarak yahut giriş yerleri kırılarak, korku imparatorluğu kurmak istiyorlar. Evlerin etrafı sarılıyor, hakaretler, yere yatırmalar kısaca özetleyecek olursak KIRIM’DA ZORBALIK HAKİM!
Gözaltına alınanlar ise fena şekilde darp ediliyor, başına çuval geçirerek sopalarla vurma ve benzeri işkenceler…
Dün yine Rus filoları, Kırım’da 1500 askerle gövde gösterisi yaptı.
Vatanımızda soydaşlarımıza karşı yapılan işgâl ve işkencelere tepkimizin az olması ne kadar acı! Oysa şu an soydaşlarımız için her şehirde işgalcilere karşı basın açıklamaları, yürüyüşler yapılması, yerin yerinden oynaması gerekiyor.
Abdurrahim Karakoç Ağabey ne güzel yazmıştı;
‘’Esir iken Kırım, Kerkük, Türkistan,
Bana zindan olur Maraş, Elbistan
İbni Sîna, Dedem Korkut, Alparslan
Susarsam, hakkını helâl etmesin!’’
Aziz milletimize çağrımız, bulundukları yerdeki Kırım Tatar derneklerine sahip çıkmak, İşgâli vatandaşlarımıza duyurmak, reflekslerimizi güçlendirmektir. Unutulmasın ki bir gün bize de sıra gelebilir. O zaman yanımızda kim var diye baktığımızda en fazla unuttuğumuz gariban soydaşlarımız yanımızda duracaktır. Yüce Allah da bize bunun hesabını bize soracaktır. Müminin başına bir şey geldiği zaman diğer Müminlerinde acı duyması, elinden geleni yapması lazımdır.
Merhum Cengiz Dağcı’nın şu sözlerini hatırlıyorum; ‘’ Düşünüyorum: Rusya, bu büyük, kahraman, namuslu milletle neden böyle namussuzca hesaplaştı? ’’ ve diyorum; Ah be Cengiz Abi, değişen bir şey yok hâlâ namussuzca hesaplaşıyorlar…
Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun şu sözleri ile yazımı bitiriyorum; ‘’Putin’in geri dönüş yolu yok. Çünkü ‘Ben haksızdım.’ diyebilmeyi cesur insanlar söyleyebilir! Bir Çeçen şarkısında şöyle der: 'Herkes hata yapabilir ama sadece gerçek bir erkek ‘Ben haksızdım.’ diyebilir! Ama Kremlinde öyleleri yok!’’
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.