Unutmamak, Unutturmamak!
“Kıtaları ipek bir kumaş gibi keser biçerdik. Kelleler damlardı kılıçlarımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar… Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları, ihtiyar dev, mazide ki ihtişamından utanır oldu. Sonra utanç unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeye başladı, “Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.” Avrupalı dostları acıyarak baktılar ihtiyara ve kulağına: “Hayır delikanlı”, diye fısıldadılar, “sen bir az gelişmişsin.” Ve Hristiyan batının göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir “nişan-ı zişan” gibi gururla benimsedi aydınlarımız.” (Cemil MERİÇ, Bu Ülke s. 96)
Unutmamak, unutturmamak lazım… Kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve nereye gitmemiz gerektiğini.
Biz kimiz?
Soyunu dedesinin dedesine bile ulaşmayan bir sığlıktan başlatan aydınlarımızın(!) karşısında Hz. İbrahim’in milletinden, Türk’üz, Müslümanız diyenleriz…
Olmak ya da ölmek gibi çetinler çetini zamanlarda Kürşad’ın narasıyla Çin sarayını basan 40 çeriyiz biz!
Sultan Alparslan’ın peşinde akın akın Anadolu’yu Türk’e vatan kılmış orduyuz biz!
Sultan Fatih’in fetih aşkıyla Peygamber övgüsünün muhatabı gemileri karadan yürüten divaneleriz biz!
Biz Türk’ün şanlı tarihinin Cumhuriyet’le başladığını sananların yanında 17 devlet kurmuş 3 kıta 7 iklime nam salmış “bid’at nedir bilmeyen” Müslüman Türk’üz!
Nereden geldik?
Türk’ü ağaç kovuğundan çıkmış bir barbarlar topluluğu olarak göstermeye çalışanların Ortaçağ dehlizlerinde “Dünya düzdür” diye adam boğazlayarak geldiği bir vasatta, biz ilimde, fende, sanatta çağları aşıcı ufuktan geldik.
Nereye gitmemiz gerekiyor?
14 asırdır hangi hedefe kilitlenmişsek yine oraya… İ’lay-ı Kelimetullah için Nizam-ı Âlem’e… Müslüman Türk’ün bin dört yüz yıllık nihai muradına “Kızıl elmamıza”!
Davasını kaybetmiş, rotasını kaybetmiş her şeyden önce kendini kaybetmiş aydınlarımız(!) eğer “nişan-ı zişan” gibi gururla benimsedikleri “az gelişmişlik” yaftasından kurtulup bu millet nasıl geri bırakıldı diye bakarlarsa orada belki kendilerini bulabilirler. Artık kurtulun şu aşağılık, “aşağılık kompleksinizden” ya da bu milleti kendi boğulduğunuz sığlığa mecbur bırakmayın…
Türk evladı, bu aydın(!) kitlenin seni de boğmaya çalıştığını gör! Kim olduğunu, nereden geldiğini ve ülkünün nerelere vardığını kavra… Bunu anladığın ve bu uğurda kan terler bir tempoyla çalıştığın vakit Dünya tekrar ayaklarının altına serilecektir!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.