Ankara’nın başkenti konumunda olan tarihi Ulus ve çevresini işlenememiş kıymetli bir taş olarak görürüm. 

Çok sayıda kadim uygarlıklara ev sahipliği yapan tarihi bölgeye, yanlış imar hareketlerinden dolayı adeta bir perde örtülmüş vaziyette!

Son yıllarda bölgenin sağlıklaştırılması için bazı çalışmaların yapıldığına şahit oluyoruz; ama bu çalışmalar görüldüğü üzere yeterli değil. 

Ankara’nın başkenti dediğimiz bölgenin bazı noktalarına daha hala belli bir saatten sonra girmeye korkuyoruz. Bazı tarihi yapılara karşı ilgisizliği ve tarihin yapıların çevresindeki virane yerleri gördükçe içimiz sızlıyor! 

Ulus’ta 1957'lerdeki saçma sapan imar hareketlerinin kalıntılarının bir an önce silinmesini istiyoruz. Başkentliler olarak tarihi noktaların yeniden ayağa kaldırılmasını talep ediyoruz. 

Ulus’un hak ettiği değere ulaşmasını herkes istiyor; ama nedense tam anlamıyla elini taşın altına koyanlar oldukça az! 

Binlerce yıllık meydanın şimdiye kadar restore edilmesi ve Ulus ve çevresine yakışmayan binaların yıkılması gerekiyordu. 

Bu düşüncemde haksız değilim. Farklı medeniyetlere başkentlik yapmış, Ankara’nın manevi mimarı Hacı Bayram-ı Veli’nin sokaklarında karış karış gezdiği Ulus’u temiz, güvenli ve tarihe yakışır bir şekilde görmek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak en doğal hakkım. 

Ünlü tarihçi Prof. Dr. İlber Ortaylı da Ankara’daki tarihi yapılar ile mekanlara sahip çıkılması gerektiğini sürekli vurguluyor. 

Ortaylı, Çankırı Caddesi ile Hacı Bayram Cami arasındaki geniş bir bölümün hemen istimlak edilerek kazılması gerektiğini işaret ediyor. 

Kim bilir oradan tarihe yön verecek neler çıkabilir neler?

Ankara Büyükşehir Belediyesi, Ulus ve çevresinde bir dizi sağlıklaştırma ve restore çalışmaları başlattığını duyurdu. 

Ulus’un tarihi kimliğine uygun olarak çehresini değiştirecek ve turizmi canlandıracak iki ayrı proje için düğmeye basıldı.

Ulus, tarihi dokusuna uygun olarak canlandırılacak. Ulus’taki yapılar da sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmaları yapılacak. 

Anafartalar Caddesi ve Çarşısı ile Posta Caddesi, Ulus İş Hanı, Çıkrıkçılar Yokuşu ve Sobacılar Çarşısı’nda da sağlıklaştırma ve cephe yenileme çalışmalarına başlanacak. 

Tabela kirliliği ile de ayrıca mücadele edilecek. 

Roma Tiyatrosu ve Arkeopark Projesi ile binlerce yıllık tarihe ev sahipliği yapan Roma Tiyatrosu’nu da yeniden gün yüzüne çıkarılacak. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da Ankara Kalesi’nde kentsel dönüşüm ve restorasyon çalışmalarını sürdürüyor. Kısa zaman içinde Yahudi Mahallesi ve İtfaiye Meydanı’nda da ihya çalışmalarına başlayacak. 

Bu çalışmaları heyecanla bekliyoruz; ancak bu yapılan ve yapılacak çalışmalar yeterli mi? Tabi ki değil. Çünkü Ulus’ta ile çevresinde toprak altında ve üstünde el değmeyi bekleyen onca nokta var.

Ulus ve çevresinin dönüştürülmesi için mutlaka devlet kurumlarının ortak hareket etmesi ve güçlerini birleştirmesi gerekiyor. Eğer bu süreçte koordineli hareket edilirse tarihi yeniden ayağa kaldırma çalışmalarının daha sağlıklı yürüyeceğine inanıyorum. 

Ulus ve Kale gibi bir yerde devlet kurumlarının ayrı hareket etmesi çalışmaları geciktirecektir.