Muhammed Gömük

Muhammed Gömük

Ufukta savaş var

Ufukta savaş var

Gözlerimi kapatıp daldığım bazı zamanlarda korkunç silahlar, ürpertici patlamalar, birbirine sürtünerek geçen düşman gemiler, avcı uçaklarının alçak uçuşlarıyla coşan dalgalar ve bir kaynar kazanı andıran Doğu Akdeniz’i görüyorum, irkiliyorum.

Bir kabustan uyanır gibi gözlerimi açtığımda acı gerçekleri yok saymanın işe yaramayacağını, gidişat neyse kabul etmek ve ona göre hazırlık yapmak gerektiğini anlıyorum. 

Son zamanlarda Fransa'sından Rusya'sına, Yunanistan'ından Mısır'ına, Amerika'sından İsrail'ine değin birçok ülke, savaş gemilerini Doğu Akdeniz'e yığıyor. Sözde sebep, bölgedeki petrol ve doğalgaz rezervlerini zimmetine geçirmek isteyen Kıbrıs Rumlarını korumak. Özde sebep ise Türkiye'ye topyekûn savaş açmak ve Kıbrıs'taki Türk varlığına son vermek. Bu vesile ile bölgedeki enerji kaynaklarına da çöreklenmek.

Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Türkiye düşmanı ülkelere deli gibi adada üs verip duruyor. Adanın güneyi tamamıyla askeri sahaya dönüştü. Mısır, Yunanistan ve İsrail arasında geçenlerde imzalanan ve Doğu Akdeniz'de Türkiye'ye karşı ortak savaş stratejisi belirleyen anlaşma her ne kadar basında yer almış olsa da milletimizin dikkatini fazla çekmedi. 

Değerli dostlar, sıcak savaş, devletler umumi hukukunda yeri olan karşılıklı münasebetlerden biridir. Bir başka deyişle reelpolitiktir. Ancak bir ilişkinin sıcak savaşa dönmeden önce bazı aşamaları katetmesi beklenir ya da gerekir. Bunlar; nota verilmesi, misyon temsilcilerinin geri çekilmesi, ekonomik yaptırımlar, mukabele-i bilmisilde bulunma, ambargo, misyon temsilciliklerinin kapatılması, vatandaşların geri çağrılması, geniş çaplı sabotajlar ve daha önce akdedilmiş anlaşmaların tanınmaması ya da rafa kaldırılması gibi soğuk savaş merhaleleridir.

Şu anda ciddi bir soğuk savaştan geçiyoruz ve yukarıda adını saydığım ülkeler -hatta daha fazlası- bize karşı birleşmiş bulunuyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve bir düzine Avrupa ülkesini de bu haçlı ittifakına dahil edebiliriz, etmeliyiz.

Türkiye'nin yanında kim var derseniz... Somali, Azerbaycan, Pakistan gibi birkaç gariban ülkeden başka kimsemiz olmadığını sizler de gayet iyi biliyorsunuzdur. 

İşte böyle durumlarda doğru strateji geliştirmek çok önemlidir. Bu da Mehmet Barlas, Fehmi Koru gibi millete güven vermeyen, miadı dolmuş gazetecilere kulak kabartarak değil; vatanına milletine bağlı ve bir o kadar da parlak zekalı gerçek stratejistlere rol vererek mümkün olabilir. 

Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği olarak az sayıda ama alanında uzman ve en önemisi de vatanseverlik testini başarıyla geçmiş kişilerden kurulu elit bir ekibimiz var. Söz konusu ekibimiz, yaklaşan sıcak savaş öncesi şu noktaların önemini özellikle vurgulamak istiyor:

• Deniz kuvvetlerimizdeki hainlerin temizlenme süreci hızlandırılsın. Özellikleri komuta kademesinde fetömetreler itina ile çalıştırılsın.
• Hava Kuvvetlerinin yüz civarında eski pilotu göreve çağırdığı gibi Deniz Kuvvetleri de eski (emekli/müstafi) mensuplarını göreve davet etsin. 
• Tersanelerde yapımı süren savaş gemilerinin sayısı en az iki kat arttırılsın. Gerekirse tersane sayısı da arttırılsın. Ama lütfen her şey hızlı ve gizli olsun. 
• Yeni nesil savaş gemilerimiz, fuarlarda sergilemediğimiz ya da sergilemeyeceğimiz ileri teknolojili sürpriz silahlarla donatılsın. Lazer silahlar gibi. Mevcut savaş gemilerimiz de lütfen elden geçirilsin. 
• F 35'lerden bize hayır gelmeyeceği anlaşılmıştır. Proje aşamasındaki yerli savaş uçaklarının ordu envanterine katılması içinse en az on yıl gerekmektedir. Bu durumda Rusya ve Çin'den en kısa zamanda ileri teknolojili savaş uçakları almalıyız. 
• Hem hava kuvvetlerimiz hem de deniz kuvvetlerimiz için yetiştirilmekte olan uzman askeri personelin sayısı en az iki kat arttırılmalı ve eğitim süreçleri yoğunlaştırılarak hızlandırılmalıdır.
• İlk S 400 teslimatının 2019 ortasında olacağı açıklanmıştır. Bu tarih maalesef geç bir tarih olabilir; daha 'da kötüsü Rusya ile ilişkilerimiz her an tekrar bozulabilir. Kötü sürprizlerle karşılamamak için devemizi sağlam hendeğe bağlayalım ve bu süreci de lütfen hızlandıralım. Resmi söylem Mayıs 2019 olarak kalabilir ama füzeler elimize Ocak 2019'da geçsin. 
• Olası bir savaşta Güneydoğumuzda mutlaka sorunlar çıkacaktır. PYD ve diğer terör örgütleri zaten uygun zamanı kollamaktadır. Karşı tarafın şu anki planı Türkiye'nin dikkatini ve enerjisini İdlib'e toplayıp Suriye'nin kuzeyinde kendi güdümlerinde bir Kürdistan teşekkül ettirip Türkiye ile çatıştırmaktır. Arz-ı mevud saçmalığı için bunu olmazsa olmaz sayıyorlar. İşte bu nedenle polis ve jandarma özel harekat personeli sayısını da en az iki kat arttırmak gerekmektedir. Tabi kaliteden ödün vermeden...
• Kozmik Oda rezaletiyle alt-üst olan milli seferberlik planımız en kısa zamanda yeniden güncellenmeli ve bu plan çerçevesinde göreve çağrılacak yedek askeri güçler ile görev tanımları itina ile gözden geçirilmelidir. 
• Düşmanı yanıltmak maksadıyla resmi rakamlarda oynama yapılmalıdır. Ülke nüfusu, asker sayısı, gönüllü sayısı, uçak sayısı, mülteci sayısı gibi...
• Afganistan, Uygur, Orta Asya gibi coğrafyalardan göçmen/mülteci maskesiyle destek milis güçler getirilip stratejik ve siyasî kırılganlığı yüksek bölgelere yerleştirilmelidir. 
• Nüvelerin sayısı ve etkinliği arttırılmalıdır. 
• Kilise, şapel, havra gibi gayrimüslimlerin toplanma alanı olan her yerde gizli tedbirler alınmalı; takip ve tarassut arttırılmalıdır.
• Düşman ülkelerin ülkemizdeki aktif ajanları ülkeyi terke zorlanmalı ya da sorguya çekildikten sonra gizlice infaz edilmelidir. Pasif (uyuyan) ajanlar ise kuvvetli şüphe varlığında aktif ajanlarla aynı muameleye tabi tutulmalıdır. 
• Nüfuzları dolayısıyla kendilerine ilişilemeyen ve çoğu siyasi arenada yer alan FETÖ mensupları da aktif ajanlarla aynı muameleye tabi tutulmalıdır. İnfazı biten/dolan ya da işinden el çektirilmekle beraber yargılanmayan FETÖ mensupları vatandaşlıktan çıkarılıp hızla deport edilmelidir. 
• Ülkemizdeki mülteciler hızla Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi başta olmak üzere AB ülkelerine postalanmalıdır. Bu esnada sabotaj ve suikast timlerimiz ile diğer istihbari unsurlarımız da AB ülkelerine mülteci kılığında geçip sıcak savaşa kadar pasif, sonra aktif pozisyona geçmelidir. 
• Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde sıcak savaşın çıkmasını beklemeden asimetrik silahlı operasyonlara başlanmalıdır. 
• Yemen Hükümeti ile işbirliği yaparak Sokotra Adasına askeri müdahalede bulunulmalıdır. Somali, Sudan ve Katar'daki askeri üsler, uzun menzilli füzelerle tahkim edilmelidir. 
• Pakistan'dan bir miktar nükleer başlık getirilmelidir.

Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği namına yaklaşmakta olan bir büyük tehlikeye dikkat çekmek istedim. Görüş ve önerilerimizi sıraladım. 

Barış ve huzur dolu günlerde buluşmak dileğiyle...
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR