MUSTAFA BURAK DOĞAN

MUSTAFA BURAK DOĞAN

Türkiye’de Feminizm Hegemonyası

Türkiye’de Feminizm Hegemonyası

Femina kelimesi Latincede kadın demektir ve kavram buradan türemiştir. Kavram ilk olarak Charles Fourier tarafından kullanılmıştır. Bu kişi Fransız ütopik sosyalist ve filozof olarak anılır. "Feminisme" kelimesini onun türettiği zannediliyor.

Fourier'e göre sosyal olarak gelişmenin tek yolu kadınlara daha fazla özgürlük verilmesi gerektiğidir. Bilindiği gibi ülkemizde bu akım çok farklı amaçta insanlar tarafından garip bir boyut kazanmıştır. Avrupa'da ortaya çıkan akımın temel amacı erkeklere verilen hak ve değerlerin kadınlarda verilmesi konusu iken Türkiye'de daha çok savunucuları tarafından kadınların ciddi manada ilahi bir üstünlüğünün olduğuna inanılmasıyla amacından çıkmıştır. Bu işi daha da ileri boyutta Müslüman kadınları da saflarına çekmek için çeşitli isimlerde feminist grupları ortaya çıkarmışlardır. Son zamanlarda ortaya çıkan bir iki grup tamamen niyetlerinin, Allah'ın düzenine karşı çıkmak olduğunu aşikarca dile getiriyor ve bu minvalde faaliyet gösteriyor. İsimlerini ise "hem Müslüman hem feminist" ve "İslami feminizm" gibi özellikle tehlikeli kavramlardan seçiyorlar. Durum sanıldığı kadar basit ve kolay çözülebilir değil. Maalesef Hakk düzeninden ve hak peygamberden (sav) uzaklaşan insanlar, onun yerine aciz Avrupa düzeni getirerek aile yapısının temel taşı olan kadına kendi yerini sorgulatıyor. Bu toplulukları bazen alakasız bir eylemde veya lgbt etkinliklerinde görüyoruz. İşte sırf bu kısma yorum dahi yapmaya gerek olmadan niyetleri ayyuka çıkmış oluyor. Batı kültürü için, tek dişi kalmış canavar diyor Mehmet Akif. Hiçbir zaman batıya uğramayan ve uğramayacak olan medeniyet kelimesinin doğru anlaşıldığı ve yaşandığı tek iklim islam ile şereflenen neslimizin olduğu yerlerdir. Avrupa insanı kadına "women" der yani "man" olmayan, "bayan" demişler mesela "bay" olmayan bunlar bizde yoktur. İslam’da kadın "Nisa" dır surenin adı olmuştur anlayıp ders çıkarana...

Feminist gruplar çok sık kendi düşünceleri ile çelişirler. Örneğin kadın erkek eşittir safsatasını savunup galip gelemedikleri sözlü tartışmalarda fiziksel güçlerin aynı olmadığına sığınırlar. Ben evde bulaşık yıkamaya mecbur değilim diye slogan atıp, reklamlarda oynarken yönetmenin tarifesi gereğince vücudunu satar. Yine Mehmet Akif’in tam bu konuyla ilgili derslik sözünü hatırlayalım  “Kim demiş Avrupa insanı medeni ne edep var ne haya çırılçıplak bedeni eğer medeniyet açıp saçmaksa bedeni desenize hayvanlar bizden daha medeni.” Hatta kronik olanları kadın her şartta erkekten üstündür deyip, boşanmadan sonra ömürlük nafaka isterler. Bu tür oyunlara gelmiş birisi artık geri döndürülemez veya umutsuz vaka değildir tabi ki ama ecnebinin, "kadın kendi ayakları üstünde durmalı" sözünü tersten anlayıp aldanmıştır. "Kadın erkeğe muhtaç olmamalıdır" anlayışını şiar edinmiştir. "İki karşı cinsin ifadelerinde kadının sözü birinci planda değerlendirilmeli hatta erkeğe fikir beyan etme hakkı dahi verilmemeli diye düşünüyordur. Kısaca birileri işini iyi yapıyor ve toplumun en küçük yapıtaşı olan aile mefhumunu yıkıyor. Çözüm nerede diye aranmaya gerek var mı? Tabiki İslam’dadır. Şeriat hangi parmağı işaret ediyorsa o kesilmelidir.

Hiçbir şeyin tam yaşanmadığı güzel ülkemde Allah (cc) na ve peygamberi Hz. Muhammed (sav) e tam teslimiyet olmadığından boşluğa düşen insanımızın beyin hücrelerini fırsatçı güçler faydasız ilimlerle dolduruyor farkında olmak lazım, uyanık olmak lazım. Yazımda şair-i azam Mehmet Akif Ersoy’dan kesitler vermeye çalıştım Allah mekanını cennet eylesin  her birimizin Asım’ın neslinden olabilmemiz dileğiyle...

"FAYDASIZ İLİMDEN ALLAH'A SIĞINIRIM"

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR