Türkiye-Rusya-Suriye Denkleminde Kırım Meselemiz
Pazartesi günü Suriye’den gelen şehit haberleri yüreğimizi dağladı. İdlib’de 7 kahraman Mehmetçiğimiz bir de sivil vatandaşımızı katil Esed rejiminin hain saldırısıyla şehit verdik. Rabbim rahmetiyle muamele eylesin makamları âli olsun.
Esed’in Rusya ile olan ilişkileri göz önüne alındığında Rejimin silah, Rusya’nın ise silahı tutan el olduğunu söylemek çok da zor değil.
Belirtmek gerekir ki Türkiye’nin sınır güvenliğini garanti altına almak, bekasını ve toprak bütünlüğünü korumak için uluslararası anlaşmalara dayanarak girdiği Suriye’de hiçbir haksız ve hukuksuz tutumu yoktur. Bir yanda kendi milletine eziyet eden “Esed” ve Esed’in zulmüne çanak tutan “Rusya”, diğer yanda kanatları altına bir terör devleti kurmak isteyen “ABD”… Türkiye bu zorlu denklemin içerisinde bu bölgede kendi menfaatini değil mazlumların hayatlarını düşünen ve yüreğiyle adım atan tek ülke…
Hem sınır komşumuz olması hasebiyle hem de yüz sene öncesine kadar valiyle yönetmeye muktedir olduğumuz bir toprak parçasını ihtiva etmesi sebebiyle Suriye’de bize düşen sorumluluk herkesten fazladır. Türkiye Suriye meselesinin başındaki, yanlış dış politika vizyonunun faturasını bugün doğruları yapmaya çalışmasına rağmen sıradağlar gibi evlatlarını kaybederek ödüyor. Herkesin bilmesi gereken şudur ki Suriye’de barışı biz bozmadık. Türkiye bu bölgede kalıcı barışı tarihte olduğu tekrar temin edebilecek tek ülkedir. ABD ve Rusya’nın da Türkiyesiz Ortadoğu politikası kuramayacağı çok açık bir şekilde gözler önüne serilmiştir.
ABD’nin PKK-PYD eksenli, Rusya’nın ise Esed merkezli Suriye politikası Türkiye’yi Suriye noktasında “çifte su verilmiş çeliğe” döndürmüştür. Bu bağlamda Suriye’ye en son gerçekleştirdiğimiz Barış Pınarı Harekâtı kapsamında Türk askerinin bölgeye bu denli güçlü olarak girmesinden rahatsız olanlar Türkiye ile anlaşma yapmak mecburiyetinde kaldılar. Astana ve Soçi süreçleri de bu gelişmelerin en önemlilerindendi. Türkiye ile Rusya arasında Suriye’de kalıcı barışın sağlanması yolundaki bu adımlar Sn. Dışişleri Bakanımızın da ifade ettiği gibi İdlib’de yaşanan bu elim hadiseden sonra yara aldı. Türkiye kendisine yapılan saldırıya misliyle karşılık vermek suretiyle de barış konusundaki hassasiyetini dosta düşmana göstermiş oldu.
Sn. Cumhurbaşkanımızın Ukrayna ziyaretiyle de eş zamanlı gerçekleşen bu olaylar Türkiye’nin “Kırım” meselesindeki tutumunu da Rusya karşısında daha gür bir sesle haykırmasına fırsat verdi. Cumhurbaşkanı Ukrayna ziyaretinde “Kırım’ın yasa dışı ilhakını tanımadığını” belirterek işgal altındaki Türk yurdu Kırım’ın da Türkiye’nin devlet gündeminde olduğu mesajını verdi. Ayrıca Kırım Türklerinin efsane lideri Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu ile de görüşen Cumhurbaşkanımız, Türk Dünyası’nın beraberliği hususunda da önemli adımlar atmış oldu.
Her dakika değişen Suriye denklemi neyi getirir bilemem ama Türkiye Kırımdan vazgeçmemek mecburiyetindedir. Kırım, Türk yurdudur ve Rusya Kırım’ı despotlukla, zorbalıkla işgal etmiştir. Tıpkı Çeçenya’da, Dağıstan’da yaptığı gibi… Ortadoğu’da olduğu gibi Kafkasya’da da Türkiye olmadan ve kardeşlerimizin hakları verilmeden barış sağlanamaz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.