Türk Milleti Yunan Ağzı İle Konuşanların Dillerini Sandıkta Keser!
Daha önceden de ifade ettik ama bir kez daha hatırlamakta fayda var. Bu güne kadar Türkiye ne bir terör örgütü kurmuştur ne de herhangi bir terör örgütüne maddi ve manevi destek sağlamıştır. Hatta defaten terörizm ile İslam’ın aynı cümle içerisinde kullanılmasını şiddetle reddetmiştir. Bunun yanı sıra İslam’ın bizatihi kendisi insan hayatının kutsallığından bahseder, terörü ve terörizmi lanetler...
Küresel güçlerin istihbarat örgütleri eliyle kurdurdukları terör örgütleri, efendilerine hizmetin ve onlara hâkimiyet alanı açmalarının ötesinde İslam’ın berraklığını bulandırmak için aşırı bir gayret içerisinde oldular. Deaş, Taliban, El Kaide, Boko Haram gibi...
Diğer taraftan ortada somut elle tutulur bir belge olmadığı halde Türkiye düşmanlarının yanı sıra onlarla aynı dili konuşan ülkemizde bulunan uşakları da aynı yalanı her gün tekrar ettiler. Türkiye Deaş’ı destekliyor diye...
Üstelik bazı siyasi partiler ve onların liderleri en üst düzeyde bu düşmanlığı yaptılar. Hatırlayın 2013 ve sonraki yılları. Gerek Tv lerde gerekse gazetelerde çarşaf çarşaf yalan haber yayarak efendilerine hizmette sınır tanımadılar. Bu yalanlara birçok masum vatandaşımızda inanarak bu düşmanlığa çanak tuttular. Üstelik ABD nin binlerce TIR dolusu silahla YPG/PYD/PKK ya destek verirken hiç bir zaman sesleri bu kadar gür çıkmadı.
Ve şimdi ortaya Lafarge diye Fransız bir çimento firması çıktı.
Aman ne çıkış! Fransız Yargısı bu firmayı 2012 den bu tarafa Deaş’a her türlü finansmanı sağladığını, gerek Deaş’ın gerekse diğer terör örgütlerinin tünellerinin yapımında çimento desteği verdiğini dünyaya duyurdu. Üstelik bunları Fransız istihbarat örgütünün bilgileri dahilin de yaptıkları açıklandı. Dolayısı ile Fransa’nın Suriye’de insanlığa karşı işlenen suçlara iştirak ve ortak olduğu bilinen gerçeği ispatlanmış oldu.
Peki, Fransız Yargısı bu olayın gerçekliğini bütün çıplaklığı ile dünyaya duyururken, bizde ki küresel güçlerin uşakları, Türkiye’nin Deaş’a yardım ettiği iddiasında bulunanlar, küresel güçlerle aynı dili kullananlar ne yaptılar? Utandılar mı? Özür mü dilediler? Hainliğimizi affedin mi dediler? Elbette hiç biri. Pişkin pişkin, mal mal baktılar, bakmakla da kalmayarak hainliklerine, düşmanlıklarına hız vermeden devam ettiler.
Nasıl mı?
CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçtaroğlu’nun danışmanı Ünal Çeviköz diye bir adam var. Bu adamın son açıklaması, tam bir Yunan ağzı, “yok artık, bu kadar da olmaz” cinsinden. Bakın ne diyor bu adam; "Mavi vatan söylemi, dış politikayı askerileştirme, agresif hale getirme söylemidir. Mavi Vatan'nın tarifine baktığınız zaman bu aslında, egemenlik haklarının ötesinde, bir alanı kapsayan ve bu şekilde egemenliğin daha geniş bir alana yayılmasını öngeren bir konsept. Mavi Vatan diye 200 mile kadar uzanan alanı da eğer kendi egemenlik alanınız olarak görürseniz o zaman biraz saldırganlık ve yayılmacı bir algı yaratırsınız." Hani derler ya buyurun buradan yakın diye. Yunanistan ne demişti Türkiye’ye, “Yayılmacı, saldırgan”. Bu adam da aynı şeyi söylüyor. Yunan ağzı ile konuşup Türkiye’ye saldırıyor.
Atatürk’ün kurduğu CHP de danışmanlık yapan bu adama sormak lazım, Atatürk’ün emanet olarak bıraktığı Misak-ı Milli’yi hiç okudun mu? Mavi Vatan’ın otuz yıllık bir devlet politikası, Türk Milletinin namusu ve ortak aklı olduğunu biliyor musun? Bu anlayışın Yunanistan’ın bütün isteklerini kabul, bizim ise milli çıkar ve menfaatlerimizi yok sayma anlamına geldiğinin farkında mısın? Bu söylemin Türkiye’nin direncini kırmakla aynı anlama geldiğini görebiliyor musun? Son soru Sayın Çeviköz, Yunan ağzı ile konuşurken hangi maddeyi kullandın!?
Kimse unutmasın ki bu millet Yunan ağzı ile konuşanların dilini sandıkta keser!
Diğer taraftan Edremit Belediyesinin düzenlediği törende, ÇYDD nin (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği)çarşaflı bir kadının zincire vurulması mizanseni,
İzmir Büyükşehir Belediyesinin yarı çıplak halde sergilenen semazen gösterisi ile 700 yıllık Mevlevi Kültürünü yok etmeye kalkışması aynı anlayışın ürünü değil mi?
Bu yaklaşımlar hangi medeniyetin, hangi kültürün ürünleri, hangi ağzın ifadeleri?
“Yeni kültür arayışı” diyerek kendi kültür ve değerlerimize saldırmak, yerle yeksan etmeye kalkmak, ancak olsa olsa Batı Emperyal Kültürünün ülkemize yerleştirmek çabalarından başka bir şey değildir.
Asıl soru şu! Bunlar bu cesareti nereden ve kimden alıyorlar?
Birisi İslam düşmanı terör örgütlerini destekliyor diğeri adına kültür, sanat diyerek İslam’a ve onun değerlerine saldırıyor, adamın biri de Yunan ağzı ile Türkiye’nin milli menfaatlerini yok saymanın peşinde.
Lafarge firmasının 80 ülkede seksen bin çalışanının olduğu iddia ediliyor. Bu ve benzeri şirketler, demek ki bulundukları ülkelerde nerede ne zaman neyi ve kimi destekleyeceklerini çok iyi biliyorlar. Besleme basının dışarıdan parasal destek aldığı gibi.
Seçim zamanı çarşaflı kadınlarımıza rozet takanlar, ağızlarından Allah, Peygamber ismini düşürmeyenler, seçim dışında kadınlarımızı zincire vurulmayı layık görüp, kültür ve değerlerimizi yok etmeye kalkışıp, Yunan ağzı ile konuşuyorlarsa, bu millet bunun hesabını mutlaka sorar!!!
Milliyetçiliğin, mukattesatçılığın temsilciliğini yaptığını iddia edenlere de bir çift sözümüz var. Sizin yapmış olduğunuz hatalar ve yanlışların bedelini bu millet ödüyor. Milletin yapmış olduğu uyarıları dikkate alın!
TÜRK SİYASİ TARİHİNİN PARTİ MEZARLIKLARI İLE DOLU OLDUĞUNU HİÇ KİMSE UNUTMASIN..!
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.