Ülkemizde manevi bir buhran ve ahlaki bir çöküntü yaşandığı kaçamayacağımız bir gerçektir. Bu manevi buhranın ve ahlaki çöküşün temel çıkış noktası olarak gördüğümüz aile yapısının bozulması, nikâhsız ilişkilerin meşru sayılması ve bunların çağdaşlık kisvesinde yapılması toplum yapımızı onulmaz bir şekilde yaralamaktadır. 

Aile, toplumun en temel birimidir. Tüm bireyler topluma aile içinden kazandırılırlar ve herkes için ilk eğitim aile eğitimidir. Aile anne, baba ve çocuklardan müteşekkil, kadının veya erkeğin tasallutuyla değil Allah’ın emri ve peygamberin kavliyle kurulması gereken bir yapıdır.

Günümüzde bütün gücünü kadın-erkek çatışmasından, rekabetinden ve düşmanlığından alan sahte kadın hakları savunuculuğuyla bu hakların istismarına şahit oluyoruz. Yapılan bu istismar kadın hakları anlamında hiçbir kazanım sağlamadığı gibi aynı zamanda aile yapısını da dinamitliyor.

Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanımız Sn. Zehra Zümrüt SELÇUK’un birkaç gün önce yaptığı kadına şiddet konusunda kadının beyanı yeterlidir şeklindeki açıklaması da bu istismarın başka bir boyutu… Bunun, görevi aile yapısını muhafaza etmek olan Aile Bakanlığı tarafından yapılması da ayrı bir fecaat…  Bu açıklama her türlü hukuksuzluğa, adaletsizliğe kapı aralayacak ve aile yapısını kökünden zedeleyecek bir hüviyete sahiptir. Elbette kadına şiddeti engellemek adına daha caydırıcı tedbirler almalıyız fakat kadına şiddeti engelleyelim derken başka bir zulme de yol açmamalıyız. 

Aslında yanlışlık veya kasıt kapitalist dünyada kadınla erkeğin arasında bir mütekabiliyet oluşturulmaya çalışılmasıyla kendini gösteriyor. Kadın ve erkek birbirinin zıttı kutuplar değil birbirini tamamlayan taraflardır. Yaradılış olarak da buna uygun yaratılmış ve birbirlerini tamamlayarak aile yapısını oluşturmuştur. Bu ve buna benzer açıklamaların aile yapımızı bozduğu su götürmez bir gerçektir. Bilinmelidir ki aile imha edilerek kadın muhafaza edilemez! Aileye verilen zarar devlete verilen zarardan daha büyük sonuçlar doğurur. Çünkü merkezden çevreye giden bir halkalanışta en içteki daire oluşmadığında diğerleri de oluşamaz. 

Hülasa kadına şiddeti engellemek adına Türk aile yapısına uygun ve adil her düzenlemeye evet fakat kadını koruma kisvesi altında aile yapısını dinamitlemeye hayır!