Uğur Öğüt

Uğur Öğüt

Terörün sosyolojik boyutu

Terörün sosyolojik boyutu

 

 

Terör ve şiddet ülkemizin geleceği ve kalkınması için harcanması gereken kaynakların bir kısmını tüketiyor, sosyal barışı tehdit ediyor ve ince gücüne zarar veriyor. Demokrasi, insan hakları, eşitlik, özgürlük ve adalet gibi değerlerin toplumsal barış, ulusal, bölgesel ve küresel ilişkiler açısından önem taşıdığının sık sık vurgulandığı günümüzde, bu değerlerle çelişen şiddet ve terör eylemlerinde göze çarpan bir artış var. Terörün ekonomik maliyetinin yüksekliğini biliyoruz. İstikrar ve barış ortamında bu zararlar zaman içinde telafi edilebilir. Ancak insani ve toplumsal maliyetinin telafi edilmesi mümkün olmayacaktır, terör ve şiddet sarmalı yeni hedef ve düşmanlar yaratmakta, bireysel ve toplumsal travmalara yol açmaktadır.

Terör, uzlaşma ve hoşgörü kültürünün sosyal zeminini zayıflatarak ortak yaşam alanlarını ve ortak gelecek kurgularını imkânsız hale getirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle terörün insani ve toplumsal maliyetlerinin neler olabileceği üzerine sosyolojik analizler yapmak ve toplumsal araştırmalar yapmak durumundayız. Artık herkes biliyor ki sadece güvenlik perspektifi ile şiddet ve terörü anlamak ve önlemek mümkün değil. Bu nedenle yeni bakış açıları, ortak anlayışlar ve bir gelecek vizyonu geliştirmek zorundayız. Politikacılar, aydınlar, düşünce kuruluşları ve üniversiteler sosyolojik araştırmalara önem vermeli, terörün toplumsal köken ve sonuçlarını enine boyuna tartışmalıdır.

Terörle ilgili günümüzdeki literatüre bakıldığında, bu tür olaylara ilişkin tanım ve açıklamaların odak noktasını "siyasi amaçlı şiddet eylemi" vurgusunun oluşturduğu görülür. Bu odak noktasından hareketle yapılan analizlerde de daha çok terörün bir araç ve yöntem olarak seçildiği, siyasal taleplerin yerine getirilmesi için askeri ve sivil hedeflere yönelik saldırıların düzenlendiği, şiddet ve terörün artık sınır ötesi eylemlere dönüştüğü, kamuoyunda korku ve panik yarattığı ve bu tür eylemlere karşı alınacak siyasi, hukuki ve güvenlik tedbirlerinin neler olması gerektiği, ayrıca şiddet ve terörün nasıl önlenebileceği üzerinde durulmaktadır. Daha açık bir ifade ile şiddet ve terör eylemleri söz konusu olduğunda hem analizler hem de çözüme ilişkin görüşler söz konusu eylemlerin yaşanması, hedeflerine yönelik saldırıların görünür hale gelmesi ve kamuoyunu etkisi altına almasıyla başlamaktadır. Bu anlamda başlıca analiz ve açıklama odağı şiddet ve terör olaylarının "nasıl" olduğunu merkeze almakta ancak "niçin" sorusuna cevap imkânı sağlayan sosyo-politik arka planı ve küresel toplumsal değişimlerle ilintisini, yani sosyolojik kökenlerini yeterince dikkate almamaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR