TARAFIMIZI NETLEŞTİRELİM.
Bilindiği gibi, Nemrut tarafından Hz. İbrahim (a.s.) ateşe atılır. Ateşe doğru giden gagasında bir damla su olan bir kuş belirir. Sorarlar; “Hayırdır ne yapacaksın o bir damla su ile”? Kuş cevap verir; ”Hz. İbrahim’i ateşe atmışlar onu söndürmeye gidiyorum” der. Sonra tekrar sorarlar; “O bir damla su ile o koca devasa ateşi nasıl söndüreceksin”? derler. Kuş bütün zamanların en güzel cevabına verir; “BELKİ ATEŞİ SÖNDÜREMEM AMA EN AZINDAN TARAFIMI BELİRLERİM”
Fetöcüsü, PKK lısı, Daeş lısı, DHKP C lisi YPG lisi vs. Ve onların efendileri, bu cennet vatanı tam bir yangın yerine çevirdiler. Gün olmuyor ki şehit haberi duymayalım. Dışarıya bakıyoruz, her yer alev alev… Kan ve göz yaşı.. Anaların feryatları, ağıtları, babaların gözyaşları. Şu veya bu nedenden dolayı biz bu alevin içine dalmak ve söndürmek zorundayız veya bir damla su ile tarafımızı netleştirmeliyiz. Ülkemizin ali menfaatleri, insanımızın huzur ve refahı için.
Büyük fotoğrafa baktığımızda, iç te ve dış ta savaşın her türlüsünü yaşıyoruz. Gören gözler, işiten kulaklar, açık gönüller için, bunları hissetmemek mümkün değil. Türkiye, tarihinin belki de en zor günlerini yaşıyor. Bunu bilen şer odakları ise alçakça, şerefsizce haince top yekûn olarak, istihbarat örgütleri ve her türlü modern silahları ile üzerimize geliyorlar.
Bunu, bizzat işgale yeltenerek, ekonomimizi yıpratarak, değişik siyasi argümanları, içimiz deki aykırı grupları kullanarak, bazen de, Türk ve Müslüman düşmanı kim varsa onlara olağanüstü imkan ve destek vererek açık açık hiç kimseden korkmadan, hoyratça yapıyorlar.
Son birkaç ayı özetleyecek olursak; Türk Milleti, 15 Temmuzda, efsanevi kahramanlıklarla dolu, diriliş ve şahlanış mücadelesi verdi. Yeni bir, “Kurtuluş Savaşı” kazandı. Akabinde PKK nın aralıksız haince vahşice saldırılarına maruz kaldı. Onlarca şehidimiz, yüzlerce yaralımız var. Güvenlik güçlerimiz, canlarını vererek, kanlarını akıtarak olağanüstü fedakârlıklar göstererek mücadele ediyorlar. Yani 15 Temmuzun artçı depremleri hala devam ediyor. Ekonomimize darbe üstüne darbe vurulmaya çalışılıyor. Diğer taraftan Ordumuz ülkemizin güvenliği için sınır ötesi harekâtlar yapıyor, Suriye ve orta doğu bataklığının içinde mücadele ediyor.
Peki ya bizim vatandaş olarak ne yapmamız lazım? Sadece oturup şehitlerimize ağlayalım mı? Seyirci mi olalım? Sadece; “Bakalım !!” mı?
Bunları yaparsak hainlerin ekmeklerine yağ süreriz, cesaretlendiririz. Her türlü hainliğe davetiye çıkartırız. Elbette üzüleceğiz, ağlayacağız, kahrolacağız. Ama bunun hesabını sormak için her gün yeniden dirileceğiz.
Önce kesinlikle çok uyanık olup hiçbir tuzağa düşmeyeceğiz. Düşmanın parıltılı vaatlerine kanmayacağız. Değer yargılarımıza sım sıkı sarılacağız. Hiç kimsenin Yeni Kapı Ruhunu delmesine asla izin vermeyeceğiz. Milyonların kucaklaşmasını asla unutturmayacağız. Kardeşliğimizin milli birlik ve beraberliğimizin temini için ne yapılması gerekiyorsa onu yapacağız. Düşmanlıkları, husumetleri, ihtilafları, ayrılıkları bir köşeye bırakacağız. Yanlışları, hataları düzeltirken kırmadan dökmeden düzelteceğiz. Düşmanın oyununa gelip, sözcülüğünü yapıp, hainlerin bile yapamayacağı şeyleri yapanlara bu ülkeyi dar edeceğiz.
Elbette yanlışları, hataları, kusurları düzeltelim. Eleştirelim. Ama düşmanca, haince, ne kadar yıpratırsam siyaseten o kadar kazancım olur düşüncesi ile değil, milli birlik şuuru ile, kardeşlik ruhu ile yapılım.
Bir takım olumsuz olayları bahane edip, Devleti yıpratır, ülkeyi güçsüz bırakır veya güçsüz gösterirsek, bu ağzını açmış salyalarını akıtan emperyalist köpeklerin ekmeğine yağ sürer. . Bu ise vatan hainliği ile eş düzeydedir.
Ülke meselelerinin siyaset üstü olduğunu unutmadan, tarafımızı son derece net bir şekilde ortaya koyarak, kimin ve neyin yanında olduğumuzu çok açık bir şekilde göstererek, ülkeyi kamplara bölen anlayıştan şiddetle kaçınarak, ülkemize sahip çıkacağız.
15 Temmuzda, Türkü, Kürdü, lazı, çerkezi, abazası, alevisi, sünnisi ile, muhteşem tarihimize yakışır bir şekilde, Büyük Türk Milleti olduğumuzu cihan-ı aleme gösterdik. Bu ruh asla bozulmamalı. Düşmana karşı kenetlenmiş bir şekilde aynı ruhla hareket etmek zorundayız.
Bizi çözmeye, bizi dağıtmaya çalışıyorlar. Çözülmeden, dağılmadan top yekûn mücadele devam etmeli. Karşılaştığımız tehlikenin boyutlarını bilerek görerek.
Milli birlik, beraberlik ve kardeşlikten aldığımız gücümüzü muhafaza ettiğimiz sürece, dünyanın en büyük güçleri üzerimize ne ile ve ya nasıl gelirlerse gelsinler, geldikleri gibi geri gideceklerdir.
Van da, doğu ve güney doğuda bulunan 181 aşiretin bir araya gelerek, milli birlik, beraberlik, devlete bağımlılık, PKK ya lanet ve kardeşlik mesajları vermeleri bu anlamda inanılmaz derece de önemlidir. Türkiye sevdalısı aşiretlerimizi buradan Allah’ın selamı ile selamlıyorum
Bu ülkenin milli birlik ve beraberliğine, kardeşliğine inanan herkes, 181 aşiret gibi tarafımızı netleştirelim.
HAİNLERDEN, ALÇAKLARDAN, ŞEREFSİZLERDEN, NEMRUTLARDAN YANAMIYIZ?
MİLLİ BİRLİK, BERABERLİK, KARDEŞLİK VEYA İBRAHİM’LERDEN YANAMIYIZ?
ŞUNU AKLIMIZDAN HİÇBİR ZAMAN ÇIKARMAYALIM VE UYGULAYALIM.
BİZ İNANCIMIZIN GEREĞİNİ YAPALIM. ALLAH’IN İRADESİNE TABİ OLALIM.
ÇÜNKÜ; ALLAH’IN İRADESİNE TABİ OLANLARIN İRADESİNİ, DURDURACAK HİÇBİR GÜÇ YOKTUR… TARAFIMIZI NETLEŞTİRELİM…
BİR ŞEYİ DAHA UNUTMAYALIM.
DÜNYANIN MAZLUM MİLLETLERİ BİZİM SUNUCAĞIMIZ, BARIŞA, HÜRRİYETE, KARDEŞLİĞE HASRET. BU MİLLETLERİN UMUDU OLDUĞUMUZU UNUTMAYALIM.
İsmet Taş
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.