15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden 7 yıl geçti. Darbeci teröristler tarafından vatandaşlarımızın, askerlerimizin ve polislerimizin içinde bulunduğu 248 kişi şehit edildi, yüzlercesi ise yaralandı. Şehit olanlara Allah’tan rahmet, gazilerimize ise afiyet diliyorum.

Bu menfur darbe girişiminden sonra binlerce kamu görevlisi FETÖ iltisakı nedeniyle ihraç edildi, FETÖ’nün yayın organlarına ve vakıflarına el konuldu, birçok alanda etkili mücadele edildi. Ancak bütün bunlardan sonra yavaş yavaş FETÖ’yle mücadele sulandırılmaya başladı. En ufak bir anlaşmazlıkta taraflar birbirlerini FETÖ’cülükle suçlamaya başladı ve bu mücadeleye hiçbir katkısı olmayan kişiler bu konuda konuşmaya, başkalarından duydukları anıları kendileri yaşamış gibi pazarlamaya başladılar. Atatürk istismarcıları gibi bir de 15 Temmuz istismarcıları ortaya çıktı.

Bu istismarcılardan bazıları geçmişteki FETÖ bağlantılarını gizlemeye çalışıyor, bazıları mevcut FETÖ bağlantılarını gizlemeye çalışıyor, bazıları ise millî öneme sahip bir gün üzerinden çıkar elde etmeye çalışıyor. Hepsinin farklı amaçları olsa da sonuç olarak FETÖ’nün yeniden doğması ve örgütün farklı grupların içine sızması için uygun ortam bulmasına yardım ediyorlar. Kripto FETÖ’cüler güçlenirken 15 Temmuz’un asıl kahramanları birer birer harcandı. Binlerce kamu görevlisi ihraç edilmesine rağmen bu eli kanlı örgütün “siyasi ayağı” bir türlü ortaya çıkarılmadı. FETÖ hangi siyasetçilerle nasıl bir ilişki kurduğu hâlâ muallakta ve dedikodulara bırakılmış bir konu olarak kaldı.

O gün FETÖ’cü teröristlere karşı direnen şehitlerimiz bin yıldır üzerinde bulunduğumuz bu topraklarda Batı’nın kuklaları hüküm sürmesin, vatanımızı parçalamak isteyenler fırsat bulamasın diye canlarını hiçe saydılar. FETÖ gibi bir terör örgütüyle ideolojik olarak hemen hemen hiç mücadele edilmemesi, siyasî ayağının henüz ortaya çıkarılmamış olması şehitlerimizin aziz hatıralarına saygısızlıktır. Zekai Aksakallı gibi bir ismin yıllar sonra konuşması ve FETÖ tehlikesinden bahsetmesi önemlidir, bu konuda tedbir alınması gerekir. Suyu bulandıran istismarcılar değil asıl kahramanlara kulak vermeliyiz ki bir işgal girişimine daha maruz kalmayalım.