Şükür Vakti
Her nimet bir imtihan vesilesidir, nimeti vereni hatırlamak ve ona teşekkür etmek hem nimeti artırır hem de bereketlendirir. Nimeti vereni tanımamak ve nimetin asıl sahibini unutmak ise küfranı nimet yani nimete karşı nankörlüktür. Allah Resulü insanın aczi yetini ve varlıklı halini şükür edip etmeme durumunu çarpıcı bir misalle arkadaşlarına anlatmıştır. Asrın ileri gelen âlimlerinden ata bin Ebu Rebah Umeyyr Ubeyd bin Resulü Ekrem’i en yakından tanıyan sevgili eşi Hz Aişe’ye gelir. Ubeyd bin umeyyr anneciğim Resulü ekremde gördüğün en güzel davranışı bize anlatır mısın der, Hz Aişe de bir müddet sustuktan sonra şöyle cevap verir; Bir gece bana ey aişe izin verirsen kalkıp bu gece rabbime ibadet edeyim dedi, bende vallahi ben sana yakın olmayı da seni sevindirecek şeyi de severim dedim kalkıp abdest aldı sonra namaza başladı namazda ağladı ve gözyaşları göğsüne ve sakalına secde ettiği yere damladı daha sonra bilali habeşi sabah ezanını okumaya geldi Allah Resulünün ağladığını görünce ya Resul Allah yüce Allah geçmiş ve gelecek bütün günahlarını affettiği halde niçin ağlıyorsun dedi.
Allah Resulü ona şu cevabı verdi ben Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı, Allah Resulü geceleri ayakları ve bacakları şişinceye kadar ibadete yönlendiren duygu Allah’a şükretme duygusudur. Göklerin ve yerin yaradılışı, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gitmesini akıl sahipleri için ibret olarak takdim eden ayetten sonra tefekkür sahibi bir peygamber elbette ona şükretmeyi seçecektir.
Şükür kulluk bilinci ve yaşama biçimidir. Kur-an’ın ifadesi ile Allah’a kul oluşun bir gereğidir. Kuranı Kerimde eğer şükrederseniz elbette size nimetimi artırırım, eğer nankörlük ederseniz gerçekten azabım çok şiddetlidir, aslında şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur nankörlük edene gelince bilinmelidir ki Rabbimin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur, o çok kerem sahibidir ne var ki çoğu insan şükretmez ne yazık ki birçok kısmı da çok az şükreder. İbadetler de gözetilen hikmetlerin başında şükretme duygusu gelir ramazanda tutulan oruçlar, hac mevsiminde kesilen kurbanlar, bilhassa zekât ve sadaka ve Allah yolunda infak gibi mali ibadetler nimetleri veren yüce Allah’a şükretme hikmetine dayanmaktadır.
Allah’u Teala kullarımdan şükredenler pek azdır buyurur bu durum şükredenlerin bahtiyarlığını şükretmeyenlerin talihsizliğini gösterir, şükretmeyenler daha fazla nimete nail olanlara bakarak kendilerine çok az nimet bahşedildiğini düşünebilir. Ancak esas olan Peygamber Efendimizin de öğütlediği gibi insanın zenginlik ve yaradılış bakımından kendisinden üstün olanlara bakıp dövünmektense kendisinden aşağıdakilere bakarak sahip olduklarının kıymetini bilmesidir. Çokça şükreden kullarından olabilmek dileği ile.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.