Son düzlüğe girerken, bizi yönetmeye talip liderlere soruyoruz!
24 Haziran’a yirmi gün kaldı. Ortalık gittikçe ısınıyor. Hem de öyle bir ısınma ki iklim değişikliği sanki Türkiye de oluyor sanırsınız! Şu an ki görünen tablo, seçim meydanlarında eski heyecan yok ama, Türkiye’nin geleceğine talip liderler, Türk Milletinin yapı taşları ile oynuyor. Bedelinin ne olduğunu biliyor ama çok da umursamıyorlar. Ya havlu attılar seçimin sonucu nasıl olsa belli diye ağızlarına ne geliyorsa konuşuyorlar, ya da gerçekten bu Milleti asla tanımıyorlar
O zaman herkesin bildiği Cumhuriyet Tarihinde şöyle kısa bir gezinti yapalım. Bu ülkede İstiklal Mahkemeleri yaşandı! İstiklal Savaşı kahramanlarına yapılan muamele hala hafızalarda canlılığını koruyor. Serbest Fırka hadisesi vukuu buldu. Ülkenin akil adamları ibret olsun diye herkesin ortasında dar ağacında sallandırıldılar. Bu ülke, “Şeflik Dönemi” ni yaşadı. İnanç ve değerlerine saldırılar yapıldı, ayaklar altına alındı. Halkın değer verdiği sevdiği liderleri asıldı. İhtilaller, muhtıralar, post modem darbeler, Güneş Moteller, beş bin gencin toprağa verilmesi, çocuk katillerinin türemesi, kendi insanını katletmesi, vs. Ve her fırsatta inanç ve değerlerimize saldırılar yapılarak ayaklar altına alınması, bunun adına da özgürlük, modernlik, çağdaşlık denilmesi.
Sonuç bir siyasi akımın yıllardır iktidara gelememesi.
Bugüne gelindiğinde, aynı zihniyetin değişmediğini görüyoruz. Oysa ki dünya değişiyor, düşünceler değişiyor, ideolojiler farklılaşıyor vs. Ama halka düşman olan zihniyet bir türlü değişmiyor.
Hafızalarımızı yoklayalım. Gezi olaylarında yerli ve yabancı Türk düşmanları Türkiye’ye saldırdılar talan ettiler, insanları katlettiler. Türkiye’ye vurdular ama düşüremediler. Sadece zayıflattılar. Fetöcü hainler 15 Temmuz da Ülkemizi işgal edip, emperyal güçlere peşkeş çekmeye kalktılar. Yine vurdular, yine düşüremediler ama zayıflattılar. Öyle ki bazı kendini bilmez ülkeler Ülkemize saldırmayı bile düşündüler. Baktılar siyasi ve askeri yönden olmuyor, bu sefer ekonomik yönden saldırdılar, vurdular yine düşüremediler.
Şimdi meydanlarda ki söylemlere baktığımızda içler acısı halimizi bir kez daha görüyoruz! Hani derler ya, “Düşmanın attığı kurşun değil, dostun attığı kurşun öldürür”
Halkı yönetmeye talip olanlar, halkın kafasında cevaplanmayan soruları, nasıl cevaplamayı düşünüyorlar? Ülkeyi nasıl yönetecekler? Milletvekilliği tecrübesi ile mi, yoksa ayağı yere basan projeleri ile mi? Örneğin:
1. Birileri neden, yabancı ajanların tezgahladığı oyun olan gezi eylemleri ağzı ile konuşuyor. Söylediklerinizle, gezicilerin istekleri arasında ne fark var?. Üçüncü köprü ve üçüncü hava limanı yapılmasın dediler, şimdilerde Kanal İstanbul yapılmasın, köprüler yapılmasın! Peki tamam siz ne yapacaksınız onu duyalım? Duyan, bilen, gören var mı?
2. Bu ülkede Fetöcü hainler eliyle bir işgal denemesi yaşandı. Peki bunun bir daha olmaması için planınız, projeniz veya yapmak istediğiniz nedir? Bilen, duyan, gören var mı?
3. Yıllardır PKK veya benzeri terör örgütleri binlerce insanımızın canını aldı, kat kat fazlasını da yaraladı. Başta Fetö Terörü olmak üzere, terörün durması için ne öneriyorsunuz? Terörü önleyenlerin apoletlerini sökmeyi mi? Yoksa başka projeleriniz mi var? Bilen, duyan, gören var mı?
4. Türkiye şu veya bu nedenden dolayı ciddi bir ekonomik dar boğazdan geçiyor. Bu konuda ne tür ciddi tedbirler alacaksınız? Beş yılda ülkeyi dolara nasıl boğacaksınız? (Niye beş, bir , iki , üç , dört değil )Veya herkesin kredi borçlarını nasıl ödeyeceksiniz, nasıl bir kaynak üretmeyi planlıyorsunuz? Bilen, duyan, gören var mı?
5. Eğitim de, sağlıkta, savunma sanayinde ne yapmayı düşünüyorsunuz? Bilen duyan gören var mı?
6. Milli Geliri nasıl yükselteceksiniz? İşsizliği nasıl önleyeceksiniz? Refah düzeyini nasıl en iyi şekle getireceksiniz? Bunlar için nasıl bir kaynak üretmeyi düşünüyorsunuz? Bilen, duyan, gören var mı?
7. Türkiye’nin jeopolitik ve jeostratejik konumunda dolayı, sürekli gizli veya açık saldırıya uğramasını nasıl önleyeceksiniz? Komsularımızla sıfır sorunu nasıl gerçekleştireceksiniz? Ayağa yere basan dış politikanız nelerdir? Gören, bilen, duyan var mı?
8. Küresel güç olacak mıyız, olmayacak mıyız? Olacaksak nasıl? Ne düşünüyorsunuz? Bilen gören duyan var mı
9. Doğu Türkistan’dan, Filistin’e, Myanmar’dan, Afganistan’a akan Türk ve Müslüman katliamını nasıl durduracaksınız? Bir planınız bir projeniz var mı? Duyan, bilen, gören var mı?
Bu ve benzeri soruları çoğaltabiliriz. Ama gerçekten bu ülkenin yönetimine talip olacaksanız, dedi kodu veya havada kalan vaatler yerine, yukarıdaki soruları lütfen cevaplayın. Bu ülkeyi yönetmeye talipseniz, halkın merak ettiği bu konuları aydınlatın. Elbette eleştireceksiniz. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Ancak, eleştirdiğiniz konuyu nasıl düzelteceğinizi veya yerine ne koyacağınızı da söylemek zorundasınız.
Düşman düşmanlığını yapacak, akrebin doğasında sokmak olduğu gibi. Kimseye kızarak politika üretmeyelim. Bize bildiğimiz değil, bilmediğimiz şeyleri söyleyin. Gerçekten yönetime talipseniz?
Bir parti düşünün 16 yıl iktidarda kalıyor hem de oy oranını yükselterek. Neden?
Ben söyleyim, politika üretemiyorsunuz! Sorunlarla ilgili çözüm ortaya koyamıyorsunuz! Halkın değerlerine yabancı olduğunuz gibi zaman zaman da saldırıyorsunuz. Sadece seçim zamanlarında, “Halk Adamlığı” rolünüzü oynuyorsunuz, onu da beceremiyorsunuz!
Muhalefet, doğruları yanlış diyerek değil, yanlışları eleştirip, doğruları göstererek yapılır.
Biliyorum, diyeceksiniz ki; “İktidar yanlısı bir yazarın hezeyanları” Yani, “Bilmiyorum, dersime çalışmadım, sende çalışmadığımız yerlerden soruyorsun” un başka bir söyleyiş sekli. Dürüstseniz, “Evet haklısınız, meydanlarda yukardaki soruların cevabını veremiyoruz” dersiniz. Bunu diyebildiğiniz anda gerçekten bu ülke yönetimine talip olmuşsunuz demektir.
NOT: ÖZEL BİR RİCA, LÜTFEN ORUÇ TUTMAYANLAR, TUTANLARA BİRAZ SAYGILI OLSUNLAR. ORUÇ TUTANLARIN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKA BAKA, BAŞTA SİGARA OLMAK ÜZERE, YİYİP- İÇMESELER ÇOK DAHA İNSANİ BİR HAREKET YAPMIŞ OLACAKLAR.
ORUÇ TUTANLARDA LÜTFEN, KIZMAYI, BAĞIRIP ÇAĞIRMAYI, GERGİNLİK YARATMAYI, TEMBELLİĞİ VE SORUN YARATMAYI TUTTUKLARI ORUCA BAĞLAMASINLAR. AKSİ HALDE SADECE AÇ KALMIŞ OLURLAR DİYE DÜŞÜNÜYORUM.
KADİR GECENİZ MÜBAREK OLSUN, ALLAH HAYIRLARA VESİLE KILSIN. DUALARINIZ KABUL GÜNAHLARIMIZ AF OLSUN… SELAM VE DUA İLE…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.